Tumbip
About Us Privacy Policy Remove Post
  • @

    Posts

    @hikayeleriseks stats
    791
    Notes per post
    in average
    15%
    Of uploaded posts
    are photos
    0
    Of uploaded posts
    are videos
    85%
    Of uploaded posts
    are texts
    0
    Of uploaded posts
    are gifs
    0
    Of uploaded posts
    are audio
  • hikayeleriseks
    20.06.2021 - 11 monts ago

    Erkek misiniz

    evt

    7
    View Full
  • hikayeleriseks
    05.08.2020 - 1 year ago

    Otobüste azdırıcı parfüm kullanan adama siktirdim

    Adım Selen 34 yaşındayım. Elazığ’a gitmek için Sakarya’dan bindiğim İstanbul-Elazığ otobüsünde boş başka yer olmadığı için genç bir erkeğin yanına oturmak zorunda kalmıştım. İyi yolculuklar dedikten sonra çantamı dizlerime koyarak mini eteğimden görünen bacaklarımın yanımdaki erkeği etkilemesini istemiyordum. Uzun bir yolculuk olacağı için üstüme daha rahat kıyafetler giymem gerekiyordu ancak otobüs bulamamış ve bulduğum tek otobüsü de kaçırmak istememiştim. Neyse yola çıktıktan kısa süre sonra burnuma gelen enfes kokunun yanımda oturan gençten yayıldığının farkına vardım. İçim gıcıklanmış, apış arama müthiş bir ateş hissi yayılmış, resmen dişilik hormonlarım harekete geçmeye başlamıştı. Gence bakarak yüzündeki geçmemiş sivilce izleri ve eğri burnuna dikkatimi vermek istedim ama nafileydi. Her yanım yanıyordu ve bir an önce içimdeki ateşi söndürme isteğim vardı. Hiç evlenmememe rağmen daha önce cinsel ilişkiler yaşamıştım. Kısa süreli ilişkilerin kadını olamadığım için girdiğim cinsel ilişkilerin ardından hep terk edilmiştim. Gence tekrar iyi yolculuklar diledikten sonra adımın Selen olduğunu söyledim. Kendisin adının da Baran olduğunu söyleyerek elini uzattı. Ellerim terli olduğu için çaktırmadan üzerime silip elimi uzattım ve tokalaştık. Geçen her saniye beni Baran’a doğru yaklaştırırken onun benim hakkımda ne düşüneceğini umursamaz olmaya başlamıştım. Baran’a eğilerek şurası neresi diye sorduğumda göğüslerimin koluna sürtmesini sağlamıştım. Daha Düzce’ye gelmedik ama sanırım burası hendek olabilir derken ben bu kez sanki düşüyormuş gibi yapıp oturduğum yerden ona doğru iyice sokuldum. Çantamı hafifçe göbeğime doğru çektim ve bacaklarımı aralayarak onun gözlerine ifşa ettim. Baran ise yan gözle beni süzüyor ve koltukta izlediği filme bakıyormuş gibi yapıyordu. İzlediğin hangi film gibilerinden sohbet açmaya çalışmamın sebebi şu an burada orgazma ulaşma isteğimden kaynaklanıyordu. Otobüste başka bir seçeneğim olmadığı için de Baran’a bunu yaptırmalıydım. Film hangisi, bana da açarmısın diye onu teşvik etmek için elimden geleni yaparken tabi deyip benim videodaki filmler arasından izlediği filmi seçiyorken ben Baranın ensesine kadar sokulup gözlerimi kapattım ve üzerine sıktığı parfümün eşsiz kokusundan olabildiğince içime çektim. Bu koku beni daha da azdırmaya yetmişti. Baran filmi ayarlamaya çalışırken kolu bacağımın yan tarafına değmiş ve ben ayağımı ona doğru ittirerek daha çok dokunmasını sağlamaya çalışıyordum. Çabalarımı anlamış olacak ki elini kımıldatarak bacağıma dokunmaya başladı. O dokundukça ben kötü oluyor. Parfüm kokusunun da etkisiyle resmen yanıyordum.

    Daha fazla dayanamayıp elini tuttuğum gibi bacak arama götürdüm. Ne yaptığımı şaşırmış vaziyette idrak etmeye çalışmasının dışında avucuyla resmen vajinamı kaplamıştı. Gece yolculuğu yaptığımız için otobüsteki çoğu kişinin uyumasının da etkisiyle ona doğru hafif yan dönüp elinin orama daha rahat değmesini sağlamıştım. Baran parmaklarını ustaca oynatarak klitorisimi külotlu çorabımın üzerinden buldu ve şişmiş olan klitorisime baskı yapmaya başladı. dudaklarımı ısırarak ağzımdan nefes ve zevk sesleri çıkmasını engellemeye çalışırken ben de onun önüne doğru kolumu uzattım. Avucumdan taşan yarağını elledikçe zonklamasını hissedebiliyordum. İki kez bu şekilde orgazm olduktan sonra eteğimi düzelttim ve kendi koltuğuma rahat şekilde oturdum. Bana teşekkür etti ve kendi koltuğundan dışarıya bakarak yolculuğumuza devam ediyorduk. Bolu dağı çıkışında otobüs mola verdi. Ben otobüsten inmek için hareket ederken Baran benden önce kalktı ve o eşsiz koku yeniden burnuma doldu. Bu kez acele etmeyip hemen otobüsten indim ve doğruca tuvalete gidip külotlu çorabımı çıkardım. Her zaman tanga giydiğim için mola sonrası otobüste parmaklarını içimde hissedebilirdim. Tuvaletten çıkıp kafeye doğru giderken beni beklediğini gördüm. Yanına gidip ne yapıyorsun dediğimde tekrar parfüm kokusunu aldım. Bu kez o bana doğru yaklaşıp kolumdan tuttu ve sana güzel bir şey göstermek istiyorum. Benimle gelir misin? Diye sordu. Cevap vermemi beklemeden beni kolumdan çekiştirerek mola yerinin arka tarafına doğru adeta sürükledi. Küçük bir kulübeye benzer binanın arkasına geçer geçmez eteğimi kaldırdığı gibi fermuarını indirip penisini dışarı çıkardı. Beklediğimden de fazlası olan bu durum nedeniyle daha da azmış vaziyette hemen sikini yalamaya başladım. Dimdik olunca önünde domalarak içime girmesini istediğimi söyledim. Belimden tutarak ilk hamlede kocaman sikini içime soktu. Kokunun etkisinden sanırım iyice sulanmış olan amcığımı yararak içime girip çıkmaya başladı. Çok geçmeden ilk orgazmımı sarsılarak yaşadım. Daha kalkan tüylerim yerin eyerleşmeden ikinci ve akabinde üçüncü orgazmımı yaşadım. Bu kadar kısa süre içinde hiç bu kadar orgazm olmadığım için şaşkınlık içerisindeydim. Yaklaşık 10 dakikalık süre içinde ben 4. Orgazmımı yaşarken Baran penisini içimden çıkarıp yan tarafıma doğru attırmaya başladı. O penisiyle uğraşırken ben eteğimi toplayıp tekrar tuvaletin yolunu tuttum.Mola bitiminde otobüse bindiğimizde Baran koltuğundaydı. Yanına oturdum ve kendisine doğru eğilip kısık sesle teşekkür ettim. 

     Elimi tutup kendisine doğru beni çekti. Bacağımdaki elinden daha doymadığı belliydi. Ben ise onun kokusunu içime doğru çektikçe hemen azıyordum ama otobüsün ışıkları daha kapanmadığı için kendimi tutuyordum. Çok geçmeden yapılan servisin ardından boşlar toplandı ve otobüsün iç ışıkları karartıldı. Ön taraftaki iki koltuktakiler çoktan uykuya dalmış, arkamızdaki koltuktakiler de uyumak için gerekli hazırlıklarını yapmışlardı. Elimi hemen Baran’ın pantolonunun üzerine attım. O ise eteğimin altından amımı parmaklamaya başladı. Vıcık vıcık haldeki vajinamdan adeta su akıyordu. Kasılmalar halinde defalarca orgazm oldum. Baran kendisinin de boşalmaya ihtiyacı olduğunu belli edercesine kıvranıyordu. Eteğimi düzeltip yer değişelim dedim. Tamam dedikten sonra ben cam kenarına geçtim, o ise koridor tarafına geçti. Kıçımı camdan tarafa dayayarak kucağına yattım ve yatarken de elimle fermuarını açıp penisini dışarı çıkardım. Yan tarafımızdaki yaşlılar çoktan uyumuştu. Önce öpücüklerle başlayıp penisini alabildiğimce boğazıma kadar sokup çıkartarak Baran’ın rahatlamasını sağladım ve ağzıma dolan tüm spermlerini yuttum. Dudağımdan taşanları ise parmaklarımla ağzıma tıktıktan sonra dudağına öpücük kondurup teşekkür ettim ve başımı cama dayayarak uyuya kaldım. Uyandığımda Elazığ’a gelmiştik ve otobüs terminale girmek üzereydi. Üzerimi toplayıp çantamı aldım ve iyi günler dedikten sonra Baran’ın elini sıktım. Hiçbir şey olmamış gibi otobüsten indim ve valizimi almak için bagaj bölümünde beklerken gözüm Baran ile kucaklaşan kıza takıldı. Kavuşmanın verdiği samimiyet ve mutlulukla birbirini kucaklayan sevgililerden Baran aşırıya kaçmadan sarılırken kızın gözlerine baktığımda Baran’ın parfümünün kokusunu aldığını gözlerinden anladım. Artık ikisi doyasıya seks yaparlar diye içimden geçirerek terminalden ayrıldım. Sizlerde deneyin, sizinde seks hayatınız renk kazansın. Parfümün destek sayfasına buradan ulaşabilirsiniz : https://www.ferolle.com/?ref=10559

    https://goo.gl/jkHdkW

    #afrodizyak parfüm #kadınları azdıran parfüm #azdırıc parfüm #ferolle parfüm seks #seks hikayesi#sikis hikayesi #otobuste ask parfumu
    134
    View Full
  • last open blogs
    max-sp-cc
    @max-sp-cc
    virtuallyaway
    @virtuallyaway
    psiioniic-exe
    @psiioniic-exe
    chubdadslave
    @chubdadslave
    scarletfish8eta
    @scarletfish8eta
    amaryllidaceaes
    @amaryllidaceaes
    nucentixketox3us
    @nucentixketox3us
    yokaiakito
    @yokaiakito
    fyeahimpossibles
    @fyeahimpossibles
  • hikayeleriseks
    06.06.2020 - 1 year ago

    Kapıcıyla son görüşmemiz...

    1994 yılının Ağustosunda üniversiteye başladıktan sonra bir de kendi evime taşınma telaşına düşmüştüm. İlk birkaç ay, tanıdık çok olsa da üniversite hayatına ve kendi evimde bağımsız, yalnız yaşamaya alışmakla geçmişti.

    Çevre edinmekte hiçbir zaman sıkıntım olmamıştı ve zaten liseden bir arkadaşım benimle aynı okuldaydı. Kısa sürede samimi olduğumuz beş altı kişi daha eklendiğinde grubumuza, aslında daha sonra gelecek zamanlarda neler yaşayabileceğimiz baştan belliydi.

    Ben zaten zırdelinin tekiydim! Liseden arkadaşım Aslı da benden pek farklı değildi. Onunla birlikte daha lise zamanlarımızda yaptıklarımız sayesinde, yaşıtlarımız arasında pek de iyi olmayan kendimizce bir ün edinmiştik bütün okulda... Ama diğerlerinin de eklenmesiyle zıvanadan çıkacağımız günler başlamıştı.

    Her biri birbirinden deli, hatta bir araya geldiğinde birbirini daha beter yoldan çıkaran yedi kız! Ve o dönem tam delişmen zamanlarımızdı. Kısacık, hatta kalça hizasında giyilen etekler, transparan elbiseler, uçuk makyajlar, saçma sapan tavırlar zamanı…

    Yaşadığım ilk saçmalık onlardan bağımsız, hatta okulla bile alakası olmayan, evimde yaşadığım bir olaydı. Geçen birkaç ay sonunda, evime gelip ortalığı toparlamaktan sıkılan annem, apartman görevlisinin eşinin evlere temizliğe gittiğini öğrenmişti.

    Evim genelde bütün toplanmaların ve partilerin merkezi olduğundan, ortalık inanılmaz derecede dağılıyordu. Annemin geldiği günler onun hoşuna gitmeyecek şeyleri baştan biraz toparlasam bile, genelde annemin,

    “Kızım bu ne hal!” tarzında söylemleri ve kınayan bakışlarıyla karşılaşıyordum. Böylece kadının, haftanın iki, hatta bazı zamanlar üç günü eve temizliğe gelmesine ve kadına evin bir anahtarının verilmesi kararlaştırıldı!

    Bu kararın üstünden çok uzun bir süre geçmeden saçmalıklar başladı zaten... İlginç ve anlam veremediğim bir durumu fark etmem çok zaman almadı. Hem temiz hem kirli iç çamaşırlarımda zaman zaman bir nem veya kaskatı kesilmiş bazı kısımlar oluyordu. Çoğunlukla da tam vajinamın denk geldiği bölgede…

    İlk zamanlar pek umursamadım. Nemin kirli sepetindeki külotlarımda benden kalan, temizler içinde de yıkamadan kalan bir şey olduğunu düşündüm safça…

    Külotlarımdaki katılığı ise kendi akıntılarımdan kaynaklanan bir şey diye açıklasam da, temizlerde ne olabileceğini tahmin edemiyordum hiç bir şekilde... Hemen hemen bütün iç çamaşırlarım bu halde olduğundan, kendimce yaptığım bu saf açıklamaları gerçek varsayarak kullanıyordum yine de…

    Fakat bu durum neredeyse bir ay kadar devam edince ciddi anlamda meraklanmaya başladım. Akıl yürütmeye, neden olabileceği konusunda varsayımlarda bulunmaya çalışıyordum sürekli… Aklımdan geçen bir senaryonun, o anda olasılığı en düşük olduğunu düşünsem de, aslında doğru olduğunu uzun ve zahmetli bir yoldan öğrendim.

    Mesele basitti aslında… Birinin iç çamaşırlarımla haşır neşir olduğu hemen hemen şüphe götürmeyecek bir gerçekti ve külotlarımdaki nemin ve katılığın, aslında ‘Sperm!’ olduğu konusunda neredeyse emindim.

    Fakat ilk zamanlarda şüphelendiğim isimler; evime gelen arkadaşlarımdı. Durumun aslında ne kadar farklı olduğunu, kurduğum bir sistem sayesinde anladım…

    Evde basit kameralardan biri vardı ve bunu, evde verdiğim birkaç parti sırasında odama kurmuştum. Fakat kasetli sistem olduğundan en fazla iki saatlik çekim yapabiliyordu bu kameralar... Yine de, bu partiler sırasında kimseyi yakalayamamıştım.

    Fikrimi değiştirip kamerayı, okula gitmeden önce kurmaya başladım. Bu şekilde olayın ne olduğunu görmem, kameranın yetersiz çekim süresi yüzünden yaklaşık iki haftamı aldı .

    Okuldan eve döndüğüm bir gün, o sıralar rutin olarak yaptığım şekilde kırmızı şarabımı açıp, başka hiç bir şeyle ilgilenmeden kasedi başa sarıp izlemeye başladım. Boş odamı izlemeye alıştığımdan hızlı bir şekilde ileri sararak seyrediyordum.

    Kameranın zamanı, hemen hemen bir saati gösterdiği sırada hızlı sarmada gördüğüm şey, yudumladığım şarabı halıma saçmama neden oldu. Eve temizliğe gelen kadının kocası, yani apartman görevlisi, yani daha da kaba bir tabirle kapıcı, odama girmişti!

    Kamera ekranından seyrettiğim siyah beyaz görüntülerde adam odama girdikten sonra gayet rahat hareketlerle dolabımı açıyor, yurtdışından özenerek aldığım bazı özel iç çamaşırlarımla birlikte yatağıma geçiyor, pantolonunu ve külotunu çıkarıyordu. Sonrasında iç çamaşırlarımı değiştire değiştire, birini koklarken, diğerini eliyle penisine sürterek mastürbasyon yapıyordu!

    Şok olmuş durumdaydım. Gördüklerime kesinlikle inanamıyordum. Fakat içimdeki o nemfoman orospu anında tepki vermişti. Kameradaki görüntüler daha sona gelmeden durdurdum ve adamın elinde gördüğüm külodumu bulmak için odama gittim. Paris’ten aldığım, kenarları beyaz dantelli, tamamı tül transparan olan siyah tanga külodumdu aradığım… Giymelere kıyamadığım…

    Çekmeceleri biraz karıştırdığımda külodumu arkalara tıkıştırılmış halde buldum. Ve tam olması gereken yerde, yani vajinamın denk geldiği yerde, nemden biraz daha fazlası vardı. Saydam bir şekilde adamın spermlerini görebiliyordum.

    Sanırım artık ne olduklarına şüphem kalmamıştı. Önce yavaşça parmağımla dokusunu hissettikten sonra burnuma yaklaştırarak keskin kokusunu içime çektim. İtiraf etmeliyim ki aldığım koku baştan çıkarıcıydı.

    Daha fazlası için cesaret ederek dilimin ucuyla tadına baktım. İlk algıladığım tuzlu ve ekşi tadıydı. Bu ise anında bacak aramın karıncalanmasına neden oldu. İyice ıslandığım sırada, hızlı bir kararla altımdaki külotumu çıkardım, elimdekini geçirdim altıma ve çekiştirerek ağının vajina dudaklarımın arasına iyice girmesini sağladım.

    Zevkten başım dönerken içeri geçerek, şarabımı bir dikişte bitirdim ve kadehimi tekrar doldururken aynı anda kameradaki donmuş görüntüyü tekrar başlattım…

    Tahmin ettiğim gibi, kapıcı şu anda altımda olan küloduma titreyerek boşalıyordu. Adam boşalırken ben de elimi bacak arama götürerek külodumdaki ıslaklığı iyice içime bastırdım. Aldığım zevk gözlerimi kapatmama neden oldu.

    Bu iğrenç adam külotlarımı kullanarak bana sahip oluyordu aslında! Benim bilgim ve isteğim dışımda dolaylı yolla olsa da benimle birlikte oluyor, aslında bir nevi tecavüz ediyordu bana haftalardır...

    Bunun düşüncesi daha da ıslanmama neden oldu ve daha sert bir içkiye ihtiyacım olduğuna karar verdim. Bir elim hala külodumdaki ıslaklığı içime doğru bastırırken kamerayı yine durdurdum. Açık mutfağın, salona bakan tarafındaki tezgahın üzerinde dizilmiş içkilerden bir şişe Tekila çıkardım. Yanında küçük bir shot bardağı da alıp hemen kameranın karşısına geçtim yine…

    Ama yeterli değildi. Olanları daha büyük görmek istiyordum ve hiç üşenmeden tekrar yerimden kalkarak, kameranın TV ara kablosunu aramaya başladım. Şanslı bir şekilde çabucak buldum kabloyu ve hızlıca kamerayı TV’ye bağladım.

    Olayların başladığı yere kadar geri sarıp tekrar izlemeye başladım olan biteni… Kapıcının odama girmesinden, dolabımı karıştırmasına kadar bütün detayları koca ekran televizyonda izledim. Adam yatağıma oturup, altımdaki külotu penisine sarmasıyla aldığım zevk daha da arttı.

    Kapıcı, penisini küloduma her sürttüğünde ben de aynı şekilde altımdaki o kirlenmiş külodu dudaklarımın arasına sürtüyordum. Adamın yaptıklarını seyrederken bir yandan da adamın külotumdaki yarı kurumuş haldeki spermleri ile mastürbasyon yapıyordum resmen ve aldığım zevk anlatılamaz derecedeydi.

    Ve ilginç bir şekilde neredeyse ekranda külodumla otuzbir çeken kapıcıyla aynı anda boşaldım. Kendimi hiç kısıtlamadan yüksek sesle inleyerek boşaldım ve inanılmaz derecede zevk aldım…

    Boşalırken kapattığım gözlerimi açarken, kameranın çektiklerinin de bittiğini ve kapıcının televizyondaki görüntülerden çıktığını düşünmüştüm, ama düşündüğüm gibi değildi.

    Kapıcı başka bir külodumu eline almış ve dizlerini kırmış bir şekilde yatağıma oturmuştu. Tekrar ereksiyon olması için fazla zaman gerekmemişti. Bu sefer elindeki külodumu koklarken, yorganın altından çıkardığı yastığıma penisini sürttürerek mastürbasyon yapıyordu.

    Benim de elimin bacak arama gitmesi için fazla zaman gerekmedi. Elim tekrar bacak arama giderken düşündüğüm şeyi yapmasını istiyordum içten içe... Ve az önce boşaldığıyla neredeyse aynı derecede yastığımın üzerine spermlerini attırdı.

    Sonrasında elindeki külodumla yastığımın üstündekileri aceleyle sildikten sonra hızlıca giyindi ve ortalığa saçtığı iç çamaşırlarımı dolaba tıkıştırarak kameranın görüş alanından çıktı.

    Kapıcı görüntüden kaybolduğu anda kamerayı durdurdum ve hemen yatak odama gittim. Ve o anda sabah aslında yatağımı düzgünce yaptığımı hatırladım. Oysa şimdi yastığım yorganın üstündeydi. Yastığı elime alarak yüzüme yaklaştırdım.

    Külodumdan aldığım erkeksi kokuyu tekrar almam çok kolay olmuştu. Yastığı tekrar yatağıma koydum ve uzandım. Kokuyu aldığım kısımlara yüzümü gömdüm iyice… Bir yandan külodumun üstünden kendimi okşuyor, bir yandan yastıktaki o katı kısımları yalıyordum. Saat kaça kadar buna devam ettiğimi hatırlamıyorum, ama o gece belki üç kez daha kendimi tatmin ettim.

    Ertesi gün karmakarışık bir kafayla uyandım. Aklımdan bir sürü şey geçiyordu. Bir ara kilitleri değiştirip, yeni anahtarı kapıcının eşine vermemeyi bile düşündüm. Ama bu çok çabuk gelip giden bir düşünce oldu.

    Ve sonunda olumsuz bir tepki vermemeye karar verdim. Bu durum üç hafta daha aynı şekilde devam etti. Her akşam büyük bir heyecanla eve geliyor ve kapıcının boşaldığı külotlarımı bulup giyerek mastürbasyon yapıyordum.

    Ve artık resmen adamı arzular hale geldim. Yaptığım mastürbasyonlar sırasında kapıcının beni becerdiğini hayal ediyordum ve aldığım zevk inanılmaz derecedeydi. Fakat bu kadarı elbette benim gibi bir nemfoman için yeterli değildi…

    Oynadığım oyunlar çok basit bir şekilde başladı. Akşamları kapıcının ahlaksızca spermlerini boşalttığı külotları altıma geçirip, üstüme kısa bir tişört veya askılı giyiyordum. Altımda sadece o malum külotla, kapıcının çöpü almak için gelmesini bekliyordum. Ve adama o halde kapıyı açıyordum.

    Bunu ilk yaptığım gün adam öyle bir renk değiştirdi ki, kalp krizi geçirecek sandım. Ne de olsa kırk elli yaş arası, hafif göbekli, bıyıklı ve pis sakallı, biraz kelleşmiş, çok klişe bir kapıcı tipindeydi.

    Kapıya geldiği zamanlarda gittikçe daha cüretkar ve kışkırtıcı olmaya başladım. Açık seçik, o gün içine boşaldığı külodumu giydiğimi gösteriyordum adama...

    Apartmandan çıkarken de bir bahane bulup merdivenlerin altında eteğimi uygun bir açıdan görmek için hazır oluyordu.

    Ben de ona daha fazlasını göstermek için bacaklarımı iyice açarak iniyordum. Hatta son zamanlara doğru altıma iç çamaşırı giymeden, mini mini eteklerle şov yapmaya başladım. Kapalı garaja girdiğimde de fırsatı kaçırmamaya çalışıyordu.

    Bazen elim kolum dolu geldiğimde, yardım etme bahanesiyle vücuduma dokunuyordu. Hatta bazen elimdekilerin düşmesini sanki engellemeye çalışıyormuş gibi arkamdan kalçalarıma yaslanıyordu.

    Bu şekilde bir süre kapıcıya kendimi ve külotlarımı teşhir ederek geçti. Sonra bir gün, yöneticiden apartman görevlisinin bir hafta içerisinde işten ayrılacağını ve köyüne döneceğini öğrendim. Beni gün içinde heyecanlandıran teşhircilik oyunlarımı, külotlarımın sapık hayranını yitirecektim.

    Bu duruma gerçekten üzülmüştüm. Oyuncağı elinden alınan çocuk gibi hissediyordum kendimi... Ve o anda bir karar verdim. Kapıcı gitmeden önce kendimi ona becertmek istiyordum.

    Nasıl olsa köyüne dönüyordu artık ve sonrasında istese de beni rahatsız edemezdi. Ben de, bunca zaman boyunca dolaylı yoldan da olsa beni inanılmaz tatmin eden bu adamı gerçekten içimde hissedecektim.

    alnız bir sorun vardı. Kapıcı, kendi konumu nedeniyle böyle bir adım atamazdı. Olayı benim başlatmam lazımdı. Basit ama etkili bir senaryo hazırladım. Bana yardım etmesi için çağıracaktım. Bazı lambaları değiştirmeme yardım etmesi için eve alacaktım kapıcıyı...

    Cumartesi günü, adamı çağırmadan önce güzel bir duş yapıp iyice temizlendim. Tüm vücuduma çekici kokuları olan vücut losyonumu süründüm. Üstüme, göbeğimin epey üstünde biten bol bir askılı giydikten sonra altıma ultra mini pileli eteklerimden birini giydim.

    Külot giymemiştim. Adamın vermek istediğim apaçık mesajı anlamaması riskini almak istemiyordum. En son kullandığım en seksi kokuyu da sürdükten sonra diafona basarak kapıcıyı çağırdım. Gelmesi sadece beş dakika sürdü.

    Kapıyı açtığımda soluk soluğaydı. İçeri çağırıp yanmış bir kaç ampulü değiştirirken yardım etmesini istedim. Tasarladığım senaryo basitti. Ben sandalyenin üstüne çıkıp, sözde ampulü sökerken, o alttan her şeyi zaten görecekti ve gerisi çok kolay bir şekilde gelecekti.

    “Ben takarım ampulü küçük hanım…” dedi. Benim düşündüğüm şeyin tam aksini yapmak istiyordu salak… İtiraz ettim,

    “Yok ya, ben hallederim değiştirme işini… Sen yalnız sandalyeyi tutuver bana…”

    Ve tasarladığım şekilde de oldu. Daha ilk ampul değiştirme sırasında mini eteğimin altından bütün bacak aramı sergiledim herife… Aşağıdan bakarken sanırım ön arka her yerimi görebiliyordu ve ben bundan büyük zevk alıyordum.

    Hazinelerimi gören kapıcı kızarıp bozardı önce... Beni tutma bahanesiyle ellerini bacaklarıma, dizlerimin üstüne koydu. Ateş gibi yanan ellerinin, nasırlı kaba parmaklarının tenime temasıyla ürperdim.

    Olabildiğince yavaş hareket ediyor, cesaretlenmesi için ona zaman tanıyordum. Bacaklarımı avuçlamasına itiraz etmediğimi, benden ses gelmediğini görünce de kısa sürede elleri yavaşça hareket etmeye, santim santim bacaklarımı okşayarak yukarı çıkmaya başladı.

    Ben daha ampulü söktüğüm sırada elleri baldırlarım boyunca mesafe kat etmiş, zaten neredeyse dış dudaklarımın kenarındaydı. Başımı aşağıya çevirip onun bakışlarını yakaladığımda daha da ileri giderek bir parmağı ile dudaklarımın arasına girdi.

    Gözlerimiz birleşmiş vaziyette, iki kızışmış vahşi hayvan gibi bakıştık bir süre… O sikecek gibi bakıyordu bana, ben yapacağı her şeye razı, istekli bir dişi kedi gibi… İkimiz de ne istediğimizi, az sonra neler olacağını biliyorduk. Am dudaklarımın arasındaki parmağı klitorisimi ezmeye başlayınca aldığım zevkle gözlerim kapandı,

    “Ohhh…” diye inledim. Beklediğim, hayalini kurduğum olay gerçekleşiyordu. Spermleriyle kirlettiği külotlarımı okşayan parmaklar artık bedenimde dolaşıyordu. Benden gelen zevk inlemesini duyduğunda, bakışlarımdaki şehveti ve arzuyu okuduğunda, artık onun da hiçbir çekincesi kalmamıştı.

    Bir tüy gibi kucaklayıverdi beni, kollarının arasına aldı. Kucağında bir bebek gibi taşıyıp yatak odama götürdü. Biraz sertçe yatağa bıraktı beni… Zaten minicik eteğim kasıklarıma kadar sıyrılmış vaziyette, düzeltmeye bile çalışmadan öylece onu bekledim. Şehvetle başım dönerek, içimden sular akmaya başlayan istekli vajinamla…

    Gözlerini benim çıplaklığımı adeta içerek bedenimde dolaştırırken, telaşlı elleriyle pantolonunu indiriverdi. Videolarda ayıla bayıla seyrettiğim aleti taş gibi olmuştu çoktan… Bacaklarının arasında heyula gibi kalın ve baş kaldırmış, bana bakıyordu tek gözüyle…

    Yaklaştı. Bacaklarımın arasına girdi. Eliyle tuttuğu kabarmış öldürücü görünen erkekliğini bir hamlede içime soktu. Öyle ıslanmıştım ki onu beklerken… Öyle zevk alıyordum ki… Islatmaya bile gerek kalmadan, yine de biraz zorlanarak, kayıverdi içime…

    “Ohhh… Çok güzel…”

    Islaktım yeterince ama sikinin kalınlığı… Az da olsa çevremdeki erkeklerle yaşadığım cinselliklerin alışıldık girişini beklerken ikiye ayrıldığımı hissettim o içime girerken… Yumruklarımı sıkıp gözlerimi yumdum. O kalın erkeklik organının am dudaklarımı yararak içime girişine katlanmaya çalıştım.

    Sonunda başardım ama… Traşı uzamış kıllı kasıkları benim tüysüz kaymak gibi kasıklarıma yapıştığında derin bir nefes aldım. Kendimi sırtüstü yatağa bıraktım. Başım dönüyordu.

    “Bekle…” diye fısıldayabildim kasılmış dudaklarımla… “Lütfen bekle biraz… Sen… Çok kalınsın… Biraz alışsın, ne olur…”

    Siki gibi kendi de kocamandı herifin… Ayı gibi iri gövdesinin altında ezilerek yattım kısa bir süre…

    “Çok güzelsin…” diye homurdandı ayım, bıyıklı dudaklarını boynumda dolaştırmaya, kulak memelerimi emmeye başlı sonra… “Senin gibi seksi piliç sikmedim hayatımda… Bambaşkasın sen… Azgın orospu seni… Off… Amcığın daracık senin…”

    Huylandım, gıdıklandım, boynumu sert bıyıklarından kaçırmaya çalışırken, etli dudaklarından bir akım geçti bedenime, kasıklarım alev alev yanmaya, sularım iyice akmaya başladı sanki… Ellerimi göğsüne dayayıp itmeye çalıştım, bir parça nefes almaya… Eziliyordum ağırlığının altında…

    “Devam et…” diye tısladım. “Şimdi devam et… Sik beni… Azgın pilicini sik şimdi…”

    Bacaklarımı beline dolayarak iyice kasıklarıma bastırdım adamı… O kalın sikiyle amımı yara yara inip kalkmaya, diplerime vurdura vurdura sikmeye başladı. Ve çok kısa bir sürede böğürerek bütün spermlerini içime boşalttı.

    Orgazma bir adım bile yaklaşamamıştım, ama aldığım zevk inanılmaz boyutlardaydı. Bu alt sınıf adamın altında inlemek başka türlü bir tatmindi benim için... Sadece bedenimi değil, bütün benliğimi beceriyordu kapıcı... Sınıf ve kültür farkımızı, beni becererek ortadan kaldırıyordu sanki…

    Bir süre içimde kalarak soluk soluğa üstüme yığıldı. Ben de bir yandan, altında kalçalarımı oynatarak içimdeki penisten zevk almaya çalışıyordum. Nefesini bir düzene soktuğunda, içimden çıkarak yanıma sırtüstü uzandı. Bir parça rahatlamıştım. Bacaklarımın arasını dolduran kalın erkekliğinden ve bedenimi ezen ağırlığından kurtulmak iyi gelmişti.

    Durmadı. Beni saçlarımdan çekerek başımı kasıklarına kadar çekti, dudaklarımı penisine bastırdı. Hareketleri çok sertti ve hakaret ediyordu,

    “Yala sikimi orospu… Ağzına al yarrağımı bakayım… Ohhh… İyice aç o amcık ağzını… Sok şunu ağzına, yala…”

    Ve bu şekilde davranması beni irrite edeceğine tam aksine feci şekilde tahrik ediyordu. Kısa bir oral seks sonrası erkekliği tekrar kabardı. O koca sikinin yumruk gibi başı küçük ağzıma neredeyse sığmamaya başladı. Dudaklarım iyice geriliyor, zorlukla ağzımda hareket ediyordu.

    Beni yüz üstü çevirerek bu sefer arkamdan zorlamaya başladı. Arkamdan becerilmeye pek alışık değildim, özellikle böylesine kalın bir penis tarafından... Ne kadar zorlasa da sikinin başı ancak biraz içime giriyordu ve ben de çığlık atmamak için yastığa yüzümü gömmüş haldeydim. Bir ara geri çekildiğinde, nefes nefese,

    “Çekmecede krem var!” diyebildim, yatağın yanındaki komidini işaret ederek... “Ne olur, krem kullan…”

    Normal şartlarda bu kadar kalın bir penisle anal seksi düşünmezdim bile... Ama bu adamın beni olabilecek her şekilde becermesini, bana sahip olmasını istiyordum.

    Uzanarak kremi aldı ve hızlıca açarak, kaba ve sert hareketlerle arka deliğime sürmeye başladı.

    “Oh yavrum, ne kadar küçük deliğin var senin… Götünü siken olmadı mı senin?”

    “Çok değil… Hele senin gibisi hiç olmadı.” diyebildim.

    Kremli parmakları büzüğümde okşayarak girişi alıştırırken ben de klitorisimle oynuyordum altında… Kalın parmak uçları neredeyse standart bir penis gibi girip çıkıyordu götümün deliğine...

    Yeteri kadar krem sürdüğünü düşündüğünde parmaklarını çekti, biraz da kendini kremledi. Sonra iyice kayganlaşan penisini arka deliğime dayayarak tekrar yüklenmeye başladı. Bu şekilde bile içime girmesi zor oldu. Milim milim içime doğru ilerlerken canım inanılmaz bir şekilde acıyordu ve avaz avaz bağırmamak için dudağımı ısırıyordum.

    Tamamı içime girdiğinde bir süre o şekilde durdu ve bu durumda bile zar zor nefes alıyordum. Yavaşça hareket etmeye başladı sonra…

    Penisini her içime doğru ittiğinde nefesim kesiliyor, gözlerim kararıyordu. Alışmam uzun süre aldı, fakat benim alışmam kapıcının umurunda değildi zaten... Kısa sürede temposunu arttırarak daha da hızlandı. Her yüklenişinde gözlerimde şimşekler çakıyordu sanki.

    Bir kez boşaldığından ikinci kez gelmesi uzun sürmüştü. Sonunda boşaldığında arkamdaki acı inanılmazdı. Kapıcı, ter içinde yatağıma sırt üstü devrildiğinde, ben bir süre aynı pozisyonda kaldım. Gözlerimden yaşlar geliyordu.

    Kendimi zorlayarak kalktım ve bacaklarımın titremesine hakim olmaya çalışarak güçlükle banyoya gittim. Kendimi sıcak suyun altına atarak bir süre hareketsiz kaldım. Bir süre sonra suyu soğuğa çevirerek, buz gibi suyun beni canlandırmasını bekledim.

    Biraz kendime geldiğimde hızlıca temizlendim ve duştan çıkarak kurulandım. Yatak odama geri döndüğümde kapıcı hala oradaydı. Çoktan gitmiş olduğunu düşünüyordum, ama benimle işinin daha yeni başladığı ortadaydı. Kaba bir tavırla,

    “Nerede kaldın orospu?” diyerek karşıladı beni… Yatağımda kıllı gövdesiyle uzanmış, sikini okşayarak istekli gözlerle bana bakıyordu.

    Bu tavrı içimdeki nemfomanın uyanarak, olabilecek en istekli şekilde cevap vermesi için yeterli oldu. Üstümdeki bornozu bir kenara atarak, yatağa, yanına gittim.

    Bütün geceyi birlikte geçirdik. Sabaha kadar içimden çıkmadı diyebilirim. Buna sevişmek denemezdi. Yaptığımız düz bir seksti ve olabildiğince sertti. Kapıcı sabah giderken her yerim mosmor olmuştu ve iki deliğimde biriken spermler artık çarşafıma sızıyordu.

    Kendime gelebilmek için bütün gün yataktan çıkmadım, akşama kadar uyudum. Kapıcının vücudumda bıraktığı morlukların ve bacak aramdaki zedelenmenin iyileşmesi için çok daha fazla zaman gerekmişti.

    İki gün sonra… Okuldan eve geldiğimde, binanın girişinde yığılı eşyalar gördüm. Kapıcı, eşi ve çocukları tahminimce gelecek olan kamyonu bekliyorlardı.

    Yanlarından geçip, apartmana girerken göz göze gelmemeye çalışsam da kapıcının yüzündeki alaylı gülümsemeyi gördüm. Ve karısının gözlerindeki nefreti…

    “Biz gidiyoz…” dedi kadın dişlerinin arasından tıslayarak... Kocasının duyamayacağı kadar alçak bir sesle...

    Ve bir gözündeki morluğu fark ettim o konuşurken... Sanırım kocasıyla aralarında benim yüzümden küçük bir arbede yaşanmıştı.

    “Hayırlı olsun, güle güle gidin.” diyebildim.

    “Gidiyoz ama… Canın gene yarak isterse haber ver, kocamı göndereyim sana… İyice siksin seni orospu…”

    Sesindeki nefret elle tutulacak gibiydi. Cevap veremedim. Başımı eğip yürüdüm geçtim.

    Evet, azgın orospunun tekiydim ben, yalan söylemiyordu kadın…

    Ama mutlu, tatmin olmuş, iliklerine kadar sekse doymuş bir orospu…

    #seks hikayesi #uzun sex hikayesi #porno hikayeler#tumblr sex #tumblr erotik hikaye
    122
    View Full
  • house-ad
    house-ad
    22.04.2022 - 1 mont ago
    2833
    Download
    View Full
  • hikayeleriseks
    05.06.2020 - 1 year ago

    Sevgilim beni başkalarına siktirdi - üçüncü bölüm

    Eve giden yolu adeta uçarak gitmiştim. Bir yandan götümün sızısı halen devam ederken, bir yandan da kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Biraz sonra iki erkeği birden doyuran bir kadın olacak olduğumu bilmek beni çılgınca azdırmıştı. Anahtarı daha eve gelmeden 50 metre önceden çantamdan çıkarmıştım ve hızlı bir şekilde kapıyı açıp kendimi içeri attım. Onlara, "Ben hemen çok kısa bir duş alıp geliyorum!" dedim. Amacım tabi ki duş almak değildi, bacaklarımın kıllarını jiletle çok hızlı bir şekilde aldım. Göğüslerime buz gibi su tuttum ve onları dirileştirmeye çalıştım. Kendini müşterilerine hazırlayan bir fahşie gibi hissediyordum kendimi. Bir yandan da korkuyordum, çünkü bugün götümün de sikileceğinden emindim. Kerem'le bunu daha önce hiç yapmamıştım ve nazik olacaklarını umuyordum. Çıkmadan önce götüme biraz sıcak su tutayım, biraz da kendi parmağımı sokayım ki alışmış olsun diye düşündüm. Ancak tam parmağımı götümün deliğine sokarken Cenk banyonun kapısını açtı, beni öyle görünce, "Benim için mi alıştırıyorsun bebeğim?" diye sordu. Bense utanmıştım, sessizce başımı salladım. Küçük adımlarla duşa geldi ve elini arkama uzattı, elimi oradan çekip kendi göğsüne dayadı, bana zorla kaslarını okşatıyordu. Diğer eliyle ise kalçalarımı sıkıyordu. Bunu Kerem'den öğrendiğinden emindim, çünkü o bunun beni en çok azdıran şey olduğunu bilirdi. Cenk bir süre daha kalçamı, bacaklarımı ve sırtımı okşadı. Bense elimi onun karın kaslarında, kasıklarında gezdiriyordum. Yine de henüz o kalın yarağına dokunmamıştım ama. Gözlerim kapalı, hayatımda ilk defa Kerem'den başka bir erkeğin vücudumu okşayışının, beni sikilmeye hazırlamasının keyfini sürüyordum. Cenk, "Kerem çok şanslı ve ağzının tadını da iyi biliyormuş!" dedi. Ben halen ellerimi sessiz bir şekilde sırtında gezdiriyordum, sanki transa geçmiştim. Cenk'in ellerini göğüslerimde hissettiğimde ise fitilim ateşlenmişti, gözlerimi açıp onun göğsünü öpmeye başladım, dudaklarımın bir kaç santim altında atan kalbini hissediyordum. Birkaç öpücükten sonra klitorisime bir sertliğin değdiğini hissettim ve kendimi ona doğru itip, daha iyi hissetmek istediğimi belli ettim. Sonra yavaşça dizlerimi kırıp öpücüklerimi aşağı kaydırdım ve dişlerimle mayosunu tutup dizlerine indirdim. İşte koca yarak önümde sallanıyordu, üstelik taşakları sıcaktan gevşeyip aşağı sarkmış ve iki dev gülle gibi bacaklarının arasını dolduruyorlardı. Önce taşaklarını avucuma aldım ve tartar gibi yapıp, toplarını sıkmaya başladım. Diğer elimin tek parmağıyla da yarağının üstünü ve altını okşuyordum. Zaten yarı sertleşmiş olan yarak önümde dev gibi olmuştu ve artık tamamen kalkık vaziyetteydi. İki elimin parmaklarını birleştirip onu kökünden tuttum ve ağzımı kocaman açtım. İstediğim şey, Cenk'in, yarağının ancak iki elle tutulduğunda sarılabilecek kadar kalın olduğunu görmesiydi. Aklımca onu ödüllendirmiş oluyordum. Kafamı ileri ittim ve sonunda o dolgun yarağı ağzıma almıştım. O an duyduğum mutluluğu şu anda anlatamıyorum, ancak amımdan sıcacık bir miktar suyun aktığını hatırlıyorum. Yarağın kafası ağzımdayken dilimi etrafında çeviriyordum. Benden emmemi istedi ve o anda öyle bir emmeye başlamıştım ki, Cenk refleks olarak kendini bir anda geri çekti. Fakat nafile, bütün gün düşünüp durduğum o yarağı bırakmayacaktım. 1-2 dakika kadar emip durdum. Cenk ise, "Biraz daha em!" dedi. Ve yine ikiletmeden emmeye başladım. Önümde güçlü bir erkek duruyordu ve o ne derse yapmak zorunda olduğumu, onun sahibim olduğunu hissetmeye başlamıştım. Ellerimi yarağından çektim ve saçımı tepeme toplayıp, Cenk'in elini saçlarımı tutması için çektim. Beni saçlarımla yönetmeye başlamıştı. Dilim damarlı yarağının üstünde geziyordu, zaman zaman yavaşlıyordum ve sonra tekrar hızlanıyordum. Durmadan kan pompalayan o damarların şişkinliğini dilimde hissetmek beni göklere uçurmuştu. Kerem'in yarağı bu kadar damarlı olmadığından hiç damar yalamanın bu kadar zevk vereceğini düşünmemiştim. Köküne doğru dilimi kaydırdım ve sonra da taşaklarına ufak ama sert dil darbeleri atmaya başladım. Bir elimle onları tutup aşağı çektim ve yumurtalarını emmeye başladım. Zevk verdiğim erkek çıldırmışçasına inliyordu. Bana iltifatlar etmeye ve hayatında gördüğü en iyi saksocu olduğumu söylemeye başladı. Ben de bu sözün hakkını verip yeniden sakso çekmeye başladım. İşi iyi öğrenmiştim, Kerem beni adeta eğitmişti yıllardır, bu yüzden dişlerimi hiç hissettirmeden, fakat dilimle de baskı yaparak azğımı sikmesini sağlıyordum. Bir süre sonra saçlarımı çekmeye başladı ve ben durdum. Şimdi o güçlü yarağı kendisi ağzıma bastırıyordu, bu arada da bir elini yanağıma koymuş, ağzıma sığmayan o yarağın yanağımı nasıl esnettiğini hissetmeye çalışıyordu. Ancak bu kadar kalın bir yarağı tamamen ağzıma almamın imkanı da yoktu... Ben kendimden geçmiş bir şekilde sakso çekerken, ani bir şekilde gözüme bir kumaş bağlandığını hissettim. Bunu yapanın Kerem'den başkası olmayacağını bildiğim için kendimi bıraktım. Artık olan biteni görmüyordum. Tek hissettiğim vücuduma akan ılık su ve ağzımdaki etli, damarlı, sert ve sıcak yaraktı. Cenk saçlarımı kenara çekip kendi yarağını ağzımdan çıkardı ve ağzıma daha küçük bir yarak girdi. Kerem'inki de sertleşmiş, kazık gibi olmuş bir sikti, fakat Cenk'inki kadar güçlü hissettirememişti kendini. Saçlarımı tutan el değişti ve ağzımdaki yarağın sahibi sevgilim Kerem kafamı yönetiyordu bu sefer. O sırada Cenk de bir elimi alıp kendi yarağına götürdü ve 31 çektirtmeye başladı. Ben mesajı alınca elimi kendim oynatmaya başladım ve onu çekiştirerek Kerem'in yanına getirdim. Şimdi iki yarak yanyana önümde uzanıyordu ve kendimi pørnølardaki kızlar gibi hissetmeye ve daha da azgın, iştahlı bir şekilde yalamaya başlamıştım. İkisinden de, 'Aah, Ohhh!' sesleri gelmeye başlamıştı. Daha çok inlemelerini ve zevk aldıklarını duymak istiyordum, onun için ellerimi iki yarağın üstünde gezdirip tekrar ağzıma almaya başladım. Özellikle emmeye çalışıyordum, çünkü biliyorum ki, yarak emildikçe daha çok kan doluyor ve daha kalın hale geliyordu. Abartısız 10 dakika kadar daha sırayla ikisine sakso çekip durdum. Ara ara, "Beni dağıtın bugün, amımı götümü parçalayın, orospunuz yapın beni, tüm deliklerime fışkırtın döllerinizi, sonsuza kadar sikin beni, muhteşem yaraklarınızla doyurun beni!" diyordum. Bu arada o kadar azmıştım ki, artık amımdan bir volkanın lavlarının aktığını hissetmeye başlamıştım. "Lütfen, artık sikin beni, içime yarak istiyorum, yalvarırım beni sikin!" diye ağlıyordum. Bunun üzerine Kerem arkama geçti ve beni kaldırıp yürümeye başladı. Yatağa doğru gittiğimizi anlamıştım. Kucakta gezen küçük bir kız gibiydim ve hiç bir şey göremiyor olmak çok zevkliydi. Bir süre yürüyünce durdu ve beni yavaşça indirmeye başladı. Fakat aşağı inerken birden bire amımın dudaklarının yarrağa değmesiyle açıldığını hissettim. Sıcak ve ıslak deliğim genişlemeye, hızlı bir şekilde büyümeye başlamıştı. Derinden, incecik bir sesle iç çektim, ardından da "Iııahhh!" sesi çıkıverdi ağzımdan istemsiz bir şekilde. Yarrağın sahibi ise uzunca bir nefes vermişti. Amımın girişindeki bu yarrağın Cenk'in olduğunu bilmek beni deli etmişti. Kerem benim inlememin üstüne bir kaç saniyeliğine durdu ve sonra yine aşağı kaydırmaya başladı. Ben aşağı indikçe amımdaki yarağın da tüm sertliği ve kalınlığıyla içimde kaydığını hissettim. Santim santim içime aldığımı hissediyordum. Yavaş bir şekilde içimde ilerlediği için de hiç acı çekmeden alabiliyordum. Ben bunları düşünürken Kerem beni aniden kollarından bıraktı ve bir anda Cenk'in kasıklarına düştüm. O bilekten bile daha kalın yarak içimi doldurdu, sanki bir tokmağın beton duvara vurması gibi amımın tavanına çarpmıştı ve o anda amımın içinde hiçbir boş yerin kalmadığından emindim. İşte o anda amımın yırtıldığını sandım. Attığım çığlık halen kulaklarımda ve aynı çığlığın arasında Cenk'in, "Oohh, sonunda..." deyişini duydum... Kerem gözümdeki bağı çıkardı ve "Artık bakabilirsin, ilk gördüğün manzara bu olsun istedim!" dedi. Kerem'in dudaklarını öyle bir öpmüştüm ki, bunu bana yaşattığı için ona nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyordum. Gözüm ışığa alışana kadar bekledim. Bu sırada Cenk amımın içindeki yarağını kasıp gevşetiyor ve rahmime dayanmış olduğunu bana hissettiriyordu. O kasarken Kerem elimi alıp karnıma koydu, parmaklarımı içime doğru bastırdı ve hayalini bile kuramayacağım şekilde içimdeki yarağın hareketlerini elimde hissediyordum. Kerem'in bu yaptığı amımı kullanmam için beni ateşledi. Ayaklarımı Cenk'in bacaklarının içine doğru kıvırıp, kontrolü elime aldım ve hoplamaya başladım. Amımın şimdiye kadar hiç hissetmediği bir zevk alıyordum ve Cenk'in kulağına fısıldayarak, "Ben daha önce hiç sikilmemişim!" dedim. Altımdaki aygır bu lafımla çıldırdı ve beni belimden tutup yarrağına bastırıp amıma gömmeye başladı. O anda dünyada ben ve beni siken Cenk dışında kimse yoktu benim için, "Harika yarrağın var Cenk, bana hayatım boyunca sen çak, beni orospun yap ve her canın istediğinde koy amıma. Artık sahibim sensin, hep senin bu kalın yarağına hizmet etmek istiyorum!" dedim. Bunları söylerken Kerem'in de odada olduğu aklımdan uçup gitmişti, ama ona baktığımda, o da halinden memnun şekilde 31 çekiyordu. Dev bir yarak tarafından sikiliyordum ve hayatımda bundan daha büyük bir mutluluğu bana kimse yaşatmamıştı... Cenk ellerini arkamdan omuzlarıma dayadı ve beni kendine doğru bastırdı. Ardından beni güçlü bir şekilde döndürüp altına aldı. Bunları yaparken amımdan hiç çıkmamıştı ve sonra durup bacaklarımı göğsüne dayadı. Kendini geri çekip yarağını amımdan çıkardı, içimde oluşan boşlukta rüzgarlar estiğini hissettim. Size amımın deliğinin nasıl büyüdüğünü şöyle anlatabilirim, o anda Cenk'in çıktığı yere Kerem'inki kadar iki tane yarağı aynı anda alabilirdim. Cenk'e, "Sikilmeye doymayacağım bugün, amımın içini sen doldur, döl banyosu yaptır bana erkeğim!" dedim ve dememle birlikte Cenk tekrar amıma daldırdı o koca yarrağını. Amımı öyle hızlı tokmaklıyordu ki, konuşurken sesim titriyordu ve cümle kurmakta zorlanıyordum. Bacaklarım havada ve amım çatır çatır sikiliyordu. Cenk'in sarkık taşakları ise götümün yanaklarına çarpıyordu ve aldığım zevk katlanıyordu. Cenk, "Seni daha sert sikmemi ister misin?" diye sordu. Tek yapabildiğim "Hı-hı!" diye inlemek oldu. İşte asıl sikiş o anda başlamıştı! Göğüslerime uzanıp beni kendine çekiyordu, bir yandan da, "Sana her gün pompalamak lazım, yarağımın hastası yapacağım seni orospu!" diyordu. İnlemelerimin eşliğinde ben de kendimi ona itiyordum ve Cenk'in yarağını daha çok içime almak için uğraşıyordum. O sırada Kerem elimi alıp sikine götürdü ve "Biraz da bana çalış!" dedi. Şimdi amımı Cenk'e bırakmıştım ve iki elimle birden sevgilim Kerem'in yarağını ve taşaklarını sıvazlıyordum. Fazla geçmeden de ağzıma aldım. Ve işte artık tam bir grup olmuştuk, iki erkeğin birden beni sikmesi hayallerimin gerçek olması düşünceleri eşliğinde, bir yandan Kerem'in yarağını yalayıp, bir yandan amımı kasıp gevşetiyor, bir yandan da, "Bütün delikerimi doldurun, neremi isterseniz sikin!" diyordum... Cenk amımı yaklaşık 20 dakikadır sikiyordu ve henüz ne bir kasılma ne de boşalacağına dair belirti vardı. Bense amımın kaslarının titremeye başladığını hissettim ve hemen ardından o titreme tüm vücuduma yayıldı. O anda resmen bilincim kapanmıştı, tek hissettiğim amımın içinde ileri geri hareket edip duran sertlikti. İnlemelerim adeta çığlığa dönüşmüştü, boğazımdan hırıltılı ve ince sesler geliyordu. Cenk'in taşakları götüme, kasıkları baldırlarıma, yarrağının başı ise rahmimin girişine dayandıkça, orgazmımın şiddeti artıyor ve süresi uzuyordu. Biraz kendime gelmeye başlamıştım ki, ağzımdaki Kerem'in yarağını sadistçe ısıra ısıra emdiğimi farkettim. Kerem de kendinden geçmiş halde, gözlerini kapatmış ve başını arkaya atmıştı. Orgazmımın etkisi geçtiğinde biraz durmamızı istedim, nefesimin yerine gelmesini ve kontrolümü kaybetmeden keyif almaya devam etmek istiyordum. Fakat Cenk'in durmaya niyeti yoktu. Bacaklarımı yan tarafa kaydırıp, beni de yan yatırdı. Şimdi bacaklarım üst üste bindiği için amım arada sıkışmış ve daha dar bir hale gelmişti. Yarağını içimden çıkarıp biraz bekledi, o arada amımın kapanmaya başladığını hisettim, fakat hızlı bir şekilde tekrar açıldı, çünkü kalın yaraklı erkeğim taşaklarına kadar tekrar gömmüştü amıma. Kerem de klitorisimi okşuyordu. Tekrar havaya girmeye başlamıştım, ama bir süre sonra Cenk amımdan çıktı ve ayağa kalktı. Kerem de bana, "Kalk bakalım yataktan!" dedi... Dediğini yapmıştım. Cenk amıma yumuldu ve klitorisimi çılgınca yalamaya başladı. Hiç yorulmadan dil atıyordu. Amım daralmaya başlamıştı, Kerem ise göğüslerimi ve kalçamı okşuyordu. Cenk bir süre sonra kalkıp boynumu öpmeye başladı, Kerem de kalçalarımı ısırıp, arkadan amıma parmağını sokuyordu, bir yandan da göt deliğime baskı yapıyordu. İşin nereye gideceğini anlamıştım, ama sesimi çıkarmadım, çünkü istiyordum bunu yapmayı. Biraz daha beni öpüp koklayıp azdırdıktan sonra Kerem beni koltuk altlarımdan tutup kaldırdı. Bacaklarımı kendiliğimden Cenk'in beline doladım ve kollarımı da Keremin ensesine atıp, ona dayandım. Cenk'in elleri ise götümdeydi, beni taşıyordu. Fakat ister istemez götümün yanakları birbirinden ayrılmış, göt deliğim de ortaya çıkmıştı. Kerem Cenk'in yarağını tuttu ve kafasını amıma sürtüp sıvımı yarağın her yerine yaydı, daha sonra da amımın deliğine dayayıp beni kendi elleriyle Cenk'in kasıklarına bastırdı. Neden bilmiyorum ama sevgilimin beni kendi elleriyle başka bir erkeğe siktirmesi çok hoşuma gitmişti. Amım tekrar dolduğunda ciğerlerimdeki bütün nefesi Cenk'in dudaklarına bıraktım ve onu eme eme öpmeye başladım. Benim bu hareketime cevap olarak Cenk de amıma koymaya başlamıştı yine. İçime girerken kıvrılabilecek kadar yumuşamış olan yarağı amımın dudakları arasında tekrar şişmeye başlamış, bir süre sonra da keser sapı denen kıvama gelmişti... Kerem'in arkamda birşeyler yaptığını hissettim. Ardından gözlerimi tekrar bağladı. Yine hiçbir şey göremez hale gelmiştim. Böyle sikilmek çok zevkliydi, ne zaman ne olacağını bilmemek çok tahrik edici bir şeydi. Ben halen Kerem'in boynuna sarılırken, o bir şeylerle ilgileniyordu. Ardından göt deliğime bir şey sürdüğünü hissettim, yağ gibi bir şeydi, fakat sürmesiyle birlikte bir sıcaklık da gelmişti. Kerem kulağıma eğilip, "Isıtıcı etkili!" dedi ve güldü. Bense neler olacağını merak ederek konuşmuyordum, sadece "Ihhh!", "Ahhhh!" gibi sesler çıkarıyordum. Kerem'in hareketlerinden elinde kalan yağı da yarağına sürdüğünü anladım ve hemen sonrasında arkamda, kafası götüme sürtünüp duran sikini götümün deliğine bastırmaya başladı. Cenk de bu arada boş durmuyor ve hızlanarak güzel bir tempoda amımın derinliklerinde kendine yeni yerler açıyor, amımın duvarlarının her noktasına sürtünüyor, klitorisime yaptığı baskıyla da beni şehvet basmasına sebep oluyordu. "Küçücük amcığımı ne hale getirdin hayvan herif!" deyip ısırdım Cenk'in dudağını. O ise bu dediğime sinirlenip, amıma sokuşlarını sertleştirdi, beni daha da sert sikmeye başladı. Aldığım zevkin etkisiyle kendimi biraz daha aşağı bıraktım ve götüm daha da açıldı, bu sayede Kerem'in siki de sonunda götüme biraz girebilmişti. Ben çok acıyacağını düşünürken hiç canım yanmadı ve "Daha fazla sok!" diye emrettim ona. O da hiç bekletmeden sikini yarısına kadar soktu götüme. O sırada aldığım zevk şimdiye kadar yaşadığım hiç birşeye benzemiyordu. Resmen iki deliğim birden doluydu ve ikisinin arasındaki deri o kadar gerilmişti ki, neredeyse yırtılacaktı. Kerem öylece biraz bekledi ve yarağını biraz daha yağladıktan sonra tamamını gömdü göt deliğime. O anda ikisi birden durdular, çünkü gözlerimi yummuştum ve zevkten ağlıyordum. Birkaç saniye sonra, "Devam edin lütfen!" diyebildim. Aynı anda ikisi birden, biri amıma, diğeri götüme sokup çıkarmaya başladılar ve benim için de hayatımın en güzel anları başlamıştı. Sevgilime her zaman sikmek istediği göt deliğimin bekaretini vermiştim, amımda ise hayal bile edemeyeceğim kadar güçlü bir yarak kayıyordu. İkisi öyle güzel bir tempo tutturmuşlardı ki, bir Cenk giriyordu amıma, tam o yarısını çıkarmışken Kerem köküne kadar girmiş oluyordu götüme. İki yarağın kafalarının içimde birbirine sürtündüğünü hissediyordum. Bu pozisyonda birkaç dakika daha sikildim. İkisinin de nefesleri boynumu ve ensemi yalıyordu. Cenk dudaklarımı öpüyor, Kerem de omuzlarımı ısırıyordu. Kerem'in çıkardığı seslerden götümü sikmesinin çok hoşuna gittiğini anlamıştım. İki erkeği aynı anda doyuruyor olduğumu bilmek ise beni benden alıyordu... Derken Kerem götümden çıktı (erken boşalmamak için yapmıştı bunu), Cenk ise halen amımı sikmekle meşguldü ve bu kadar uzun süre boşalmaması beni mest etmişti. Sonra beni sıkıca kavradı ve ayaklarım yere değmeden yatağa uzandı, tabi ki ben de ona yapışık şekilde üstünde yatıyordum. Tüm bunları gözüm kapalı yaşamak çok güzel bir deneyimdi. Amımdaki yarak tekrar kaymaya başlamıştı, ama şimdi yumuşak hareketlerle yavaş yavaş sikiyordu beni Cenk. Bunu yaparken de sırtımı okşuyordu, saçlarımı kokluyordu, beni azgın bir aygır gibi sikmesinin yanında aşık bir adam gibi de sikebileceğini gösteriyordu. Biraz sakinleşmiştim, kalbimin hızı da hafiften azalmıştı. Tam rahatlamıştım ki, kalçalarımın Cenk'in elleri tarafından ayrıldığını hissettim ve götüme giren yağlı, sıcak ve sert sikin etkisiyle ufak bir çığlık attım. Kerem sikini birden köküne kadar götüme sokmuştu, ama çok keyif vermişti bu bana. Başta hiç kıpırdamadan bekledi, Cenk'in hareketleriyle zaten kasılıp gevşeyen amımın kaslarına şimdi götümün kasları da eklenmişti. Cenk'e durmasını söyledim, biraz bekledim ve sonrasında kendimi ileri geri hareket ettirmeye başladım. Ben sallandıkça iki yarak da aynı anda deliklerimden çıkıyor ve geri gitmemle ikisi birden dolduruyordu deliklerimi. İnleyerek yeniden orgazm olmuştum, bütün vücudum titriyordu, amımdan sular aktı ve bu ıslaklıkla daha keyif almaya başlamıştım. Benim orgazm inlemelerime iki erkeğim de dayanamadı ve kendileri pompalamaya başladılar. Kerem, "Götünü daha önce niye sikmemişim ki ben senin? Yıllardır boşuna bu zevkten mahrum kalmışım!" diye kendi kendine konuşuyordu. Cenk de, "Ben böyle dar bir am daha sikmedim şimdiye kadar, bakire kız amı gibi!" dedi. Benden böyle bahsedilmesi çok hoşuma gitmişti, bu konuşmalar zevkime zevk katıyordu. Kısa süre içinde konuşmalar sadece inlemelere dönüştü, ben ise artık bağırıyordum adeta. İkisi de artık iyice hızlanmışlardı, hiçbir şeye mecalim kalmamıştı ve kendimi ikisinin yaraklarına teslim etmiş şekilde zevk denizinde yüzüyordum, kaçıncı kez orgazm olduğumu ise unutmuştum... Nekadar sürdüğünü bilmediğim bir süre sonunda amımdaki yarağın kasılmaya başladığını hissettim. Cenk dilini ağzıma sokmuş, beni vahşice öpüyordu ve ağzıma attığı dil darbeleri eşliğinde amımın içine boşalmaya başladı. Cenk boşalırken, 'Aaahh, Ohhhh!' diye inlerken, ben de, "Doldur içimi döllerinle, hamile bırak beni, dölle beni erkeğim, akıt içime hepsini!" diye diye tekrar titremeye başlamıştım. Cenk'in boşalması bitmek bilmiyordu. (Kerem 3-4 kez fışkırttığında boşalması bitmiş oluyordu, ancak Cenk belki 10 defa kasılıp döllerini fışkırtmıştı içime!). İçimdeki döllerin miktarı o kadar fazlaydı ki, rahmime doğru aktığını hissedebiliyordum. Minik amcığıma sığmayan döller ise amımın dudakcıklarından yatağa akıyordu. Amımın duvarlarının Cenk'in dölleriyle kaplanması beni mest etmişti, "Teşekkür ederimmm..." diye ağlayarak öptüm Cenk'in dudaklarını. Kerem ise halen götümde gidip geliyordu, ama şimdi daha yavaş kaymaya başlamıştı. Ve sonunda o da götümün derinliklerine fışkırttı döllerini. Boşalması bitince de yavaşça çıktı götümden... Cenk'in yarağı halen içimdeydi, inmişti ama halen dolduruyordu içimi. 1 dakika kadar onun üstünde yattıktan sonra, Kerem yanağıma eğilip öptü ve "Hadi gel seni yıkayayım bir güzel!" dedi. Zaten o anda Kerem ne dese yapacak şekilde minnettardım ona. Beni Cenk'in üzerinden kaldırıp duşa götürdü ve alnımdan öptü. Nedense o anda mahçup olmuştum. Kerem'e tam, bana bu deneyimi yaşattığı için teşekkür edecektim ki, beni susturdu ve tekrar alnımdan öptü. Sonra da duşa sokup güzelce yıkadı beni :)

    #sex hikayesi#seks hikayeleri #tumblr erotik hikaye #tumblr seks#tumblr sikis
    155
    View Full
  • hikayeleriseks
    05.06.2020 - 1 year ago

    Sevgilim beni başkalarına siktirdi - ikinci bölüm

    Sahile vardığımızda ise Cenk yine oradaydı. Denizden yeni çıkmıştı ve havlusunun üstünde sırtüstü yatıyordu. Mayosu ıslak olduğundan iyice vücuduna yapışmıştı, bu yüzden kasıklarında taşıdığı zevk makinası hafiften belli oluyordu. Uzaktan onu görünce tüm dişiliğimi kullanarak, kumların üstünde sekerek onun havlusuna doğru koştum. Kerem ise arkamdan bakıyordu ve ne yapmaya çalıştığımı anlamaya uğraşıyordu. Cenk'in havlusuna vardığımda, "Ufff ayaklarım çok yandı kumlardan!" diyerek bir ayağımı Cenk'in ıslak mayosuna bastırdım. Bunu yapmamla birlikte amımı sıcacık sular kaplamış, sırılsıklam olmuştum. Sonunda başarmıştım, saatlerdir hayalini kurduğum o kalın, dolgun yarağa (ayağımla da olsa) dokunuyordum. Ayağımın altında gerçekten büyük bir yarak vardı, sanki brinin koluna basıyormuşum gibi hissettim. Cenk de neye uğradığını şaşırdı, "Napıyorsun kızım?" derken, ayağımı taşaklarına doğru bastırdım ve onu susturdum. Belli ki bu yaptığımdan çok keyif almıştı. Benim de orospuluğum üstümdeydi ve bu dolgun yarağı doyurmak istiyordum. Bir kaç saniye süren bu kısa temastan sonra Kerem yanımıza geldi ve ayağımı çekip kumların ne kadar sıcak olduğundan yakındım, böylece soru sorulmasını da engellemiş olmuştum. Kerem açlıktan öldüğünü ve hemen sandviçini yemek istediğini söyledi. Çantamdan çıkardığım sandviçlerin birini Kerem'e, birini de Cenk'e verdim. Bana, "Ee sana kalmadı, al şurdan sen de ye, aç aç yüzülmez!" deseler de, ben bunu geri çevirdim ve cilveli bir şekilde, "Erkeklerimi doyurayım da bu bana her şeyden çok keyif verir!" dedim. Bu lafın üstüne Kerem bana tavırlı bir şekilde bakıyordu. Fakat bunu bildiğimden hiç onun tarafına dönmedim ve Cenk'le sohbete devam ettim. Bir süre sonra Kerem sırtını kaşımamı istedi, ben de tabi ki seve seve kaşımaya başladım. Derken Cenk, "Benim sırtımı kaşıyan kimse yok tabi!" dedi. Öyle sevimli ve masum bir şekilde söylemişti ki bunu, Kerem'in sırtına bir şaplak indirip, "Yeter, sıra Cenk'te!" deyiverdim. Kerem bu durumun üstüne iyice sinirlenmişti ve öfleyip püfleyerek çantadan bir bira çıkardı. Güya onun ne kadar sinirlendiğini anlamamı istiyordu. Ama bugün hiçbir şeyin beni durdurmasına izin vermeyecektim. Cenk'in sırtını kaşırken, zaman zaman kollarına doğru uzanıyor ve kaslarını okşuyordum. Tabi ki bunu yaptığımı Kerem'e çaktırmıyordum, çünkü bana daha fazla sinirlenip kalkıp gitmesi işime gelmezdi. Sırt kaşıma faslı bittikten sonra bağdaş kurup oturdum ve Cenk'le kendime birer bira açtım. Kendiminkini hızlı hızlı içip bitirdikten sonra, Cenk'in birasının daha başlarında olduğunu gördüm. Cenk havanın çok sıcak olduğundan ve biranın sahilde çok çabuk ısındığından yakınıyordu. Onunla uğraşmak için birasını kumdan alıp bacaklarımın arasına koydum ve klitorisime dayadım. Cenk bir süre sonra olayı anlayıp, "Biramı ver!" diyerek, şişeyi ucundan tutarak bacaklarımın arasından çekip aldı. Bir kaç saniye sonra ben şişeyi tekrar alıp daha sıkı bir şekilde kasıklarıma dayadım ve bacaklarımla sıkıştırdım. Yine ucundan çekip almaya çalıştı, fakat başaramayınca gövdesinden tutarak şişeyi çıkardı, böylece elleri bacaklarıma değmişti. Bir süre bekledikten sonra yine aynı numarayı yaptım, fakat bu sefer şişeyi içime almak istiyormuşçasına amıma bastırdım. Bir yandan biranın soğukluğu hoşuma gidiyor, bir yandan da sevgilim yanımdayken başka bir adamla gizliden gizliye oynaşıyor olmanın keyfini sürüyordum. Cenk şişeyi almak için elini uzattığında, kendimi biraz geri çektim ve "Vermem ki!" dedim. O da, "Ben de zorla alırım!" dedi ve iki elini birden bacak arama daldırdı. Yarağının aksine, ince ve uzun olan parmakları amımı boydan boya okşamıştı. Aldığım keyfi size anlatamam! Hayatımda ilk defa Kerem'den başka bir erkek amıma dokunmuştu. İstemsiz bir şekilde gözlerim kapandı ve 1-2 saniyelik o zevkin tadını çıkardım. Amım vıcık vıcık olmuştu, fakat bira zaten bikinimi ıslattığından farkedilmiyordu. Biraz daha sohbet ettikten sonra denize girmeye karar verdik. Bu arada saat de ilerlemişti ve güneş batmaya başlamıştı. Cenk, "Siz önden gidin, ben de bir sigara içip geliyorum!" deyince, Kerem'le ikimiz yüzmeye başladık. Kerem sinirli sinirli kulaç atıyordu, ben de salak ayağına yatıp, "Ne oldu? Neden bu kadar sinirlisin sen?" diye sordum. Aldığım cevap ise hiç beklemediğim bir şeydi: "Cenk'e bu kadar çok vermek istediğini bilseydim, daha önceden bir ortam ayarlar seni ona siktirirdim, ona kur yapıp durmana gerek yok, fırsat olsa o seni zaten dünden siker!" dedi. Ağzım açık kalmıştı, "Tamam o zaman beni ver ona, bu gece onunkinin tadına bakmak istiyorum!" diye karşılık verdim. Ama Kerem kendisi de olmadan asla izin vermeyeceğini, ancak grup sikilirsem razı olacağını söyledi ve "Kabul ediyormusun?" diye sordu. Ben de tamam anlamında gözlerimi kırptım. O anda da Cenk yanımıza gelmişti, fısır fısır ne konuştuğumuzu sordu. Heyecandan kalbim ağzımda atıyordu o anda. Kerem hemen, "Hadi yüzme yarışı yapalım!" dedi. Kabul ettik, fakat Kerem sırt üstü yüzecekti, ben normal, Cenk ise dipten gidecekti. Yarışmaya başladık, hepimiz delice yüzüyorduk. Bir ara Cenk'i arkamda bıraktığımı gördüm, Kerem ise benim önüme geçmişti ve bana bakıp sırıtıyordu. Derken Kerem aniden durdu, sırtüstü yüzdüğünden yüzü bana dönük haldeydi. Onun durduğunu görünce ben de durdum ve arkamdan gelen Cenk de aniden sudan fırlayıp benim arkamdan yüzeye çıktı, fakat üçümüz de birbirimize o kadar yakındık ki, benim göğüslerim Kerem'e değiyor, Cenk'in nefesini ise ensemde hissediyordum. Arada kaldığımdan hiç bir yere kıpırdayamadım. Durduktan iki saniye sonra Kerem kasığını bana doğru itti ve klitorisime sürttürerek geri gitmemi sağladı. Doğal olarak götüm arkamda duran Cenk'in aletine yapışmıştı. Kerem sapıkça gülüyordu, Cenk ise halinden memnun bir şekilde hiç istifini bozmadı. Sanki bir saniye içinde ikisi anlaşmışlar ve beni aralarına alıp sıkıştırıyorlardı. Kerem'in biraz daha bastırmasıyla birlikte Cenk'e iyice dayandım ve bu sefer Cenk olayı anlamış olacak ki, o da arkamdan bastırmaya başlamıştı. Tüm bunlar birkaç saniye içinde olmuştu, ancak ben o sırada hayatımda ilk kez kendimi tost oluyor gibi hissettim ve bunun bir kadının yaşayabileceği en büyük haz olduğunu anladım. Resmen amım ve götüm iki yarağın arasında eziliyordu. En sonunda öyle bir bastırmışlardı ki, amımın dudakları da götümün yanakları da birbirinden ayrılmış ve aralarına iki dolgun sik girmişti. Etrafta insan olup olmadığına baktım, kimsecikler yoktu, üstelik karanlık da olmuştu. Seri bir şekilde Cenk'e dönüp göğüslerimi bikinimden dışarı çıkardım ve ona doğru salladım. Cenk'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Göğüslerimi aynı hızla yerine soktum. Ardından etrafa tekrar bakıp kimsenin olmadığından tamamen emin oldum ve bu sefer suya dalıp tek bir hareketle ikisinin mayosunu birden aşağı sıyırdım. Artık iyice karanlık olduğundan suyun içinde hiç bir şey göremiyordum, ama elimde hissettiğim doluluk bana yetmişti. Kerem'in yarağını tutan elimin parmakları birbirine değerken Cenk'in aletini tutan elim kapanmıyordu bile. Suyun içinde kendi kendime (İşte yarak dediğin böyle kalın olacak, muhteşem bir sikiş beni bekliyor bu gece!) diyordum. Bunları düşünürken de elimdeki yarakları aynı anda çekmeye başlamıştım. Suyun yüzeyinden bir, "Oohhhh..." sesinin geldiğini duydum, fakat bunun hangisinden geldiğini anlamamıştım. Nefesim yettiğince çekip ardından yüzeye çıktım. İkisinin de siki halen ortadaydı ve hızla sertleşiyorlardı. Aslında Kerem o sırada umrumda bile değildi, fakat sevgilim olduğu için ve onu küçük düşürmemek adına Cenk'e ne yapıyorsam ona da aynısını yapmam gerektiğini düşündüm. Yine de aklımdaki tek şey Cenk'in yarağının tamamen sertleşmiş halinin nasıl olacağıydı. Bu sefer suyun dibine dalmadan elime aldım ve ikisine de uzun uzun 31 çektim. Cenk'in yarağı sertleştikçe uzuyordu, neredeyse iki elimle çekmem gerekecekti. Kalınlığı ise daha da artmıştı ve suyun üstünden baktığım zaman elimin içinde devasa bir organ görüyordum. Yıllardır Kerem'in sikinin büyük olduğunu sanmıştım ve kendi kendimi mahrum bıraktığım şeyler için kısa bir kızgınlık hissettim. Artık o zerre kadar çekingenliğim de gitmiş, kendimi tam bir orospu gibi hissediyordum. Tek istediğim erkeklerimi doyurmaktı. Bir süre sonra bir ailenin sahilde yürüdüğünü gördüm, yanlarında çocukları da vardı, fakat karanlıkta bizim oyun oynadığımızı sanacaklarından emin olduğum için durmak aklıma bile gelmedi. En sonunda Kerem'in sikinde kasılmalar hissettim ve soğuk suyun içinde bir anlık bir sıcaklık bütün elimi kaplayıverdi. Kerem'in gözleri kaymıştı. Erkeğimi boşaltmış olmak bana gururla karışık bir haz vermişti. Spermleri suda dağılıp tüm vücuduma bulaşmıştı. Tüm bunların keyfini sürerken halen Cenk'e 31 çekiyordum. Fakat Cenk kulağıma eğilip, "Beni elinle boşaltmayı düşünüyorsan sabaha kadar çekmen gerekir. Ben daha sıcak ve dar yerleri severim!" dedi ve elini bikinimin içine daldırdı. Kolu tam klitorisime baskı yapıyordu, eli ise götümle amım arasında kalmıştı. Bir hışımla baş parmağını amıma, orta parmağını da götüme soktu ve beni tek koluyla havaya kaldırdı. O anda öyle bir çığlık attım ki, göt deliğime daha önce hiçbir şey sokmamıştım ve hissettiğim acıyla bütün motivasyonum bozulmuştu. Elimi Cenk'in kocaman yarağından çektim ve kendimi zar zor ondan kurtarıp Kerem'in boynuna atladım. Bir süre orda dinlenip göt deliğimin acısının geçmesini bekledim... Kerem kulağıma sessizce, "Halen yapmak istediğinden emin misin?" diye sordu. Bir an tereddüt ettim, fakat bu fırsatı kaçıramazdım, "Evet, ama evde yapabilirmiyiz?" dedim. Bana sadece evet anlamında göz kırparak cevap verdi ve Cenk'e, "Hadi ortak, eve gidelim!" dedi. Üçümüz de kıyıya doğru hızla yüzmeye başladık. Hayatımda bu kadar hızlı yüzdüğümü hatırlamıyorum. Bir çırpıda kıyıya çıkıp, eve koştuk...

    #seks hikayeleri#sex hikayesi #erotik hikayeler tumblr #tumblr seks#tumblr sex
    109
    View Full
  • hikayeleriseks
    03.06.2020 - 1 year ago

    Sevgilim beni başkalarına siktirdi - birinci bölüm

    Merhabalar herkese! Ben İrem. 22 yaşında, balık etli, 1.82 boyunda, kızıl saçlı, uzun bacaklı, seks yapmayı ve cinsellikle ilgili her konuyu konuşmayı çok seven bir bayanım. 7 yıldır birlikte olduğum sevgilim Kerem bana ilk cinsel deneyimlerimi yaşattı ve bekaretimi 18 yaşına girdikten 2 gün sonra ona verdim, o zamandan beri de fırsat buldukça abuk subuk yerlerde çılgınca seks yaparız. Kerem'in ilk erkeğim olması ve ona duyduğum bağlılık, bende onu doyurma isteği uyandırıyor, onun beni sikmesiyle mutlu oluyorum. Yine de sevgilimin siki ortalama bir büyüklükte olduğu için, aklımda zaman zaman değişik fantaziler, zenciler ve hatta grup seks canlanıyor. Bunları sevgilime anlatığımda, bunun kötü bir şey olmadığını, sadece dişiliğimin çok güçlü olduğunu söyler, beni fantazi kurmaya teşvik eder ve daha ateşli sevişmemi sağlar. Hatta bazen özellikle grup pørnøsu açar ve tost yapılan kızları bana izletir, "Onlara özeniyor musun?", "Sen de böyle sikilmek istemez misin?", "Bak kıza, 2-3 tane erkeği aynı anda doyuruyor!" gibi sözler söyler, beni o filmlere özendirirdi. Kerem yıllardır Ayvalık'taki yazlıklarında tatil yapar ve oradaki arkadaşlarıyla zaman geçirir. Bu yıl anneannesinin hastalığı nedeniyle ailesi tatile çıkamadı ve Kerem anahtarı alarak Ayvalık'a gitti, tabi ki boş evden yararlanmak için beni de yanında götürdü. Eve girdiğimiz ilk andan itibaren, her gün dörder beşer kez sikti beni, ben de aldığım zevkten hoşnut bir şekilde tatil yapıyordum. Kerem beni yazlık arkadaşlarıyla tanıştırdı. Gündüzleri grup halinde denize girip, geceleri de sabaha kadar kağıt oynayıp, dans edip, içerek zamanımızı geçiriyorduk. Kısa sürede sevgilimin oradaki en yakın iki arkadaşı olan Ege ve Cenk'le yıllardır tanışıyormuşum gibi samimi olmuştuk ve dördümüz neredeyse günün 18-19 saatini beraber geçirir hale gelmiştik. Tabi ki benimle samimiyetleri ilerledikçe, erkekler arasında el şakaları, küfürler, bel altı konuşmalar artmış, birbirimize takılmaya başlamıştık. Bir de sürekli Cenk'in sikinin büyüklüğüyle ilgili üstü kapalı espriler yapılıyor, ancak konu hemen geçiştiriliyordu. Daha önce hiç bu kadar erkek muhabetinin döndüğü bir ortamda bulunmadığımdan önceleri rahatsızlık hissettim, ancak bir iki gün içinde hoşuma gitmeye başlamıştı. Laf dönüp dolaşıp birbirimizin seks hayatına geliyor, çift olduğumuz için de Kerem'e ve bana, Ege ve Cenk'ten sorular yağıyordu. Bir gece Cenk, "Hadi bakalım, herkes fantezilerinden bahsetsin!" dedi ve ilk cevap hakkını da bayan olduğum için bana verdi. Ben tabi ki işin farkındaydım, Cenk ve Ege'nin benim aklımdakileri öğrenip, daha sonra beni düşünerek 31 çekeceklerinden emindim. Kerem ise alkolün etkisiyle durumun farkına varamamıştı ve hala saf saf arkadaşlarının bu sorularına gülüyordu. Açıkcası bu beni biraz kızdırmıştı, her ne kadar çocukluk arkadaşı da olsalar, erkeğimden bana sahip çıkmasını, kıskanmasını beklemiştim. Bunlar aklımdan geçerken, biraz sinirlendiğimden, biraz da alkolün etkisiyle ağzımdan, "Ben hep grup hayal ederim, bir yandan verirken bir yandan ağzıma almak gibi bir hayalim var!" deyiverdim. Ve ortamda bir anda sessizlik oldu. İki azgın erkeğin o anda aklından benim vücudumun geçtiğinden adım gibi emindim. Daha sonra sessizliği bozmak için ben Kerem'e sordum ve böylece geçiştirilmiş oldu. O gece güneş doğana kadar içip eğlendik ve en sonunda içimizdeki ateşi söndürmenin en güzel yolunun denize girmek olduğuna karar verdik. Denize 500 metre kadar bir yürüme mesafesi vardı ve Cenk yolda sürekli, "Ben mayomu çıkararak yüzmek istiyorum!" deyip durdu. Kerem ise Cenk'i, "Saçma sapan konuşma, yüzeceksen adam gibi yüz!" diyerek azarladı. Bense kendi kendime, (Bu ne kadar güzel olurdu!) diye düşünüyordum. Bu konuşmalar eşliğinde sahile geldik. Koşa koşa suya atlayıp yüzmeye başladık. Ancak benim içimdeki ateş halen devam ediyor, alkolün etksiyile buz gibi soğuk suyu hissetmiyordum bile. Ben kulaç atarken erkekler arka tarafta kalmıştı ve onların gülüşmelerini duyup arkamı döndüğümde, Cenk'in mayosunu elinde salladığını gördüm. Tam gülerken mayo elinden fırladı ve benim olduğum tarafa doğru suya düştü. Mayosunu almak için çabuk birkaç kulaçla yanıma geldi Cenk. Ben de tam o sırada suya dalmıştım ve gözlerim açık yüzüyordum, fakat onun bana doğru geldiğini görmemiştim. Suyun içinde kafamı çevirmemle birlikte gördüğüm şeyle beynimden vurulmuşa döndüm. O bulanıklığın içinde pek seçemesem de Cenk'in bacaklarının arasında bileğimden biraz daha kalın bir yarak sallanıyordu. Çok uzun değildi, ancak o kalınlıkla bir kadının yaşamak isteyeceği her şeyi yaşatabilirdi. İki saniye kadar baktıktan sonra kendimi suyun yüzeyine zor attım ve doğruca sevgilim Kerem'in yanına yüzdüm. Sonra da sudan çıktım... Sonra Ege ve Cenk'i orda bırakıp, Kerem'le eve döndük. Sevgilime birlikte duşa girmek istediğimi söyledim, tabi ki benim boğa fırsatı kaçırmamak için beni kucakladığı gibi küvete götürdü. Üstlerimizde sadece mayolarımız vardı. Canım deli gibi yarak yemek istiyordu. Kerem mayosunu indirmesiyle birlikte aleti dışarı fırladı, şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde sert ve kalkık haldeydi. Erkeğimi öyle görünce dayanamadım, önünde diz çöküp uzun tırnaklarımla kasıklarını hafiften çizdim. İnce parmaklarımla yarağını kökünden tuttum ve dilimle başının alt kısmına hassas darbeler atmaya başladım. Daha sonra dilimi tamamen etrafında gezdirmemi istedi ve dediğini yaptım. Yarağı sırılsıklam olmuştu, ancak daha fazla istiyordum. Elimle sıkıca tutup ağzıma aldım ve azgın bir şekilde, şehvetle, iştahla, emmeye başladım. Bakireyken Kerem'i tatmin etmek için uzun uzun (bazen 1 saat) sakso çekerdim, o zamanlardan kalma alışkanlıkla boğazıma kadar tamamını aldım, dilimi de ağzımdaki sert et parçasının etrafında dolaştırmaya çalışıyordum. İşte o anda gözümün önüne gelen tek görüntü Cenk'in aleti oldu. Gözlerimi kapattım ve Cenk'in yarağını emdiğimi hayal etmeye başladım. Ben böylece daha istekle emiyordum, emdikçe de ağzımdaki yarak daha bir damarlanıyor, iyice şişiyordu. Kerem ise bir yandan ağzımı sikerken, bir yandan memelerimi sıkıştırmaya başlamıştı. Ensemden tutup beni kendine çekiyor beni de çıldırtıyordu... Sikini ağzımdan çıkarıp beni yüzüstü yere yatırdı. Önce kalçalarımı okşamaya başladı. Bunun beni her şeyden çok azdırdığını biliyordu. Bir yandan elleriyle götümü sıkarken, bir yandan sırtımı ve belimdeki gamzeleri yalamaya başladı. Bunun etkisiyle zaten ıslak olan amım vıcık vıcık oldu. "Daha fazla dayanamıyorum erkeğim, lütfen artık sok içime!" derken amımın dudaklarının birbirinden ayrıldığını hissettim. O anda dünyanın en mutlu kadını olduğumu hissetmiştim (Halbuki daha yaşayacaklarımdan haberim yoktu!). Ayaklarımda ufak titremeler oldu. Kerem'den sadece bir "Ahh!" sesi geldi. Bense derin derin iç çektim ve kendimi üstümdeki sevgilime bıraktım. Sevgilim hiç olmadığı kadar azgın bir şekilde amıma gidip gelmeye başlamıştı. Ben inlemeyle karışık, "Erkeğim, sik beni, batır yarağını karının içine, istediğin gibi düz, becer beni!" diyordum. Kerem de üstüme tamamen eğilmiş, ensemi yalıyor ve ısırıyordu. Sıcacık nefesini ve hırıltısını kulağımın arkasında hissetmek bende bir vahşiye veriyormuşum hissiyatı uyandırdı. Aniden durup, küvete geçti ve sırtüstü yattı, üstüne oturmamı emretti. ben de uslu bir kız gibi dediklerini yaptım. Bacaklarımı açıp sikini elimle dikleştirdim ve kafasıyla deliğimi ve klitorisimi biraz okşadıktan sonra kendimi aşağı bıraktım. Bu pozisyondayken daha derine giren yarağı beni göklere uçurmuştu. Hızlı nefes alıp vermesinin arasında, "Gözlerini kapat ve başka bir yarak düşün!" dedi. Aklıma ilk gelen tabi ki Cenk olmuştu ve inlercesine Cenk'in adını söyledim. Bana, "Sence nasıl bir siki vardır?" diye sordu. Tam keyifle anlatmaya başlıyordum ki durdum, çünkü ne kadar zevk alsam da Cenk'in aletini gördüğümü Kerem'e söylememeliydim. O yüzden hayal ediyormuş gibi yapıp, "Upuzun bir yarağı var, kafası mantar gibi şiş ve gövdesi damarlı. O kadar güçlü görünüyor ki... Eme eme morartıyorum!" dedim. Tabi ki bunları söylerken kalbimin çarpıntısından ve nefes alıp vermeye çalışmaktan zar zor konuşuyordum. Bunları duyduktan sonra Kerem amıma daha sert ve hızlı şekilde sokup çıkarmaya başladı. Bir yandan da elini klitorisime dayadı ve yumuşak şekilde okşamaya başladı. Onun dokunuşuyla birlikte tüm vücudumun kasılmaya başladığını hissettim. O günkü ilk orgazmıma ulaşmıştım, ama halen yıllardır seks yapmamışım gibi zıplamaya devam ediyordum içimdeki kütük gibi yarağın üstünde. Derken beni kalçalarımdan tutup kasıklarına bastırdı ve bir süre öylece bekledi. O sırada da boş durmamış, dikleşip memelerimi yalamış, uçlarını koparırcasına ısırmıştı. Meme uçlarım mosmor hale gelmişti emilmekten. O keyifle ben de gaza geldim ve kendi göğüslerimi yalamaya başladım. Tam o sırada erkeğim tekrar amıma pompalamaya başladı, aldığı zevki yüzünden okuyordum ve bu bana amımın sikilmesinden daha da büyük zevk veriyordu. Durup beni döndürdü ve domalttı. Rahat pozisyonu bulduktan sonra yarağını amımda hızlı şekilde kaydırmaya devam etti ve bir hayvan gibi anırmya başladı. Arkamda böylesine vahşi ve hükmedici bir erkeğin olmasından çok keyif almıştım. Bana, "Orospumsun benim, bu gün amını dağıtıcam senin, yarağa doyacaksın, saatlerce bana verip benim olacaksın!" gibi şeyler söylüyordu. Böyle seslenilmek beni en üst noktaya taşımıştı ve bir kez daha ellerim ayaklarım zangır zangır titreyerek boşaldım. Amımdan sular akıyordu ama Kerem halen durmamış, benim boşalmış olmama aldırış etmeden bir boğa gibi amımı sikiyordu. Elimi arkaya atıp taşaklarıyla oynamaya başladım, yumurtalarını elimde çeviriyordum. Sonra da kökünü sıkıca tuttum ve çekmeye başladım. Harika bir tempo tutturmuştuk, elimin hızıyla amıma daldırılıp çıkarılan yarak muhteşem bir uyum yakalamış ve ikimiz de cinsel organlarımızdan aldığımız zevke kendimizi kaptırmıştık. Kerem hiç ses çıkarmadan sikmeye devam ediyordu. Bense içimden çok kısık bir çığlık eşliğinde ağzımı açmışım, sanki bir başka yarağın kafasını yalıyormuşum gibi dilimi dışarıda gezdiriyordum. O sırada aklımda tamamen Cenk'in yarağını azğıma almak vardı... Bana yıllar kadar uzun gelen bir süre siktikten sonunda Kerem ellerini belime attı, sıkıca kavradı ve beni kendine çekerek sikmeye başladı. Böylece daha derine giriyor, neredeyse taşaklarını bile amıma sokacak kadar bastırıyordu. Ben, "Aaahhhh, evettt, aaaaah!" diye incecik sesimle inlerken, o da hırlamaya ve adımı haykırmaya başladı. Ben zevkin en uç noktalarında uçarken, Kerem de şiddetle amıma boşalmaya başlamıştı. İçimde akan sıcaklıkla daha da çıldırdım! Kendimi geri itip sokmaya devam etmesini istiyordum. Döller amımdan akmaya başladığında, amımdaki yarak da küçülmeye başladı ve Kerem üstüme yığılıp öylece kaldı. Halinden hoşnut şekilde, bana, "Az önce kimin aletini yaladığını hayal ettin, birini ağzına almak istediğini apaçık gördüm, kimdi o?" diye sordu. Ben de bu sefer tereddütsüz bir şekilde, "Cenk!" dedim. "Yine mi Cenk? Neden özellikle Cenk?" diye sorduğunda ise, Cenk'in kalın yarağını nasıl gördüğümü ve aklıma nasıl kazındığını anlattım... O gün bir süre uyudu uyuduktan sonra, akşamüstü tekrar denize gitmek için kalktık. Yanımızda götürmek için hemen 2 tane sandviç hazırladım ve yola çıktık...

    #seks hikayeleri#sex hikayesi #tumblr sikis hikayeleri #erotik hikayeler #mobil seks hikayeleri
    142
    View Full
  • hikayeleriseks
    02.06.2020 - 1 year ago

    İlk kez, bekaretimi sevgilime verdim

    Selam arkadaşlar. Ben Sena, 1.70 boyunda, dolgun ve çıkık kalçalı, yuvarlak göğüsleri olan, erkekleri kolayca etkileyebilen bir bayanım. Anlatacağım olay 16 yaşımda, Lisede okurken gerçekleşti. Okulumuzda oldukça yakışıklı erkekler vardı. Ama benim en çok ilgilendiğim, benlede en çok ilgilenen ve sonralarda bana ilgisini açıkca söyleyen Murat bir başkaydı. Murat 1.92 boyunda, omuzları geniş, spor yaptığı için kaslı bir vücudu olan, dudak ısırtacak derecede yakışıklı bir erkekti. Onunla tanışalı 2 ay olmuştu ve bizim aramızda hoş bir muhabbet oluşmuştu. Beni sınıftan alır, birlikte bahçeye çıkardık. Birlikte sigara içerdik. Bir haftasonu arkadaşlarla buluşacaktık ve Muratta gelecekti. Birlikte bir kafeye gittik sohbet muhabbet derken yanıma sokuldu ve elini omzuma attı. Bende hafifçe kendimi ona doğru bastırdım. Bir süre öyle oturduk. Sonra yavaşça elimi tuttu ve kulağıma "Sevgilim olur musun prenses?" diye fısıldadı. O anda dünyalar benim olmuştu. Ben de onun kulağına uzandım ve sessizce, "Evet!" dedim. Artık bahçede, koridorda, kantinde hep el eleydik. İlişkimizin 8. ayında ilk defa öpüşmüştük. Ama ne öpüşme! Yine parkın tenha olduğu bir saatte yan yana oturuyor, birbirimiz öpüyor, okşuyor, bir yandanda sohbet ediyorduk. Sonra Murat beni nazikçe belimden tutarak kucağına oturttu. Siki tam olarak amımın altındaydı ve taş gibiydi. Hissedebiliyordum. Sonra yavaşça işaret parmağıyla çenemi yukarı ittirip yüzümü yüzünün hizasına getirdi. Kulak mememi öptü ve "Seni istiyorum prenses!" diye fısıldadı. Sonra yavaşça dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Benim karşılık verdiğimi gönce nazikçe dudaklarımı öpmeye başladı. Ben de onu öpüyordum. Bir eli belimde, bir eli ise kalçamdaydı. Nazikçe okşuyordu. Benimse bir elim göğsünde, diğer elimse saçlarındaydı. Dudaklarımı emiyor, dilini atğzıma sokuyor, beni delirtiyordu. Dillerimiz resmen birbirini sömürüyordu. Nefes nefese kalmıştık. Başımı omzuna yaslamış nefesimin düzene girmesini bekliyordum. Murat ise bana iltifatlar ediyor, saçlarımı okşuyordu. Aradan bir hafta geçmişti Murat beni evlerine çağırdı. Aileme, bir kız arkadaşımda kalacağımı söyleyerek, adeta uçarak Murat'ın evine gittim. Yaz mevsiminde olduğumuz için altıma mini şort, üstüme askılı üzerime 1 beden büyük gelen bir tişört giymiştim. İçime kırmızı bir tanga giymiştim, sütyen takmamıştım. Hafif makyaj yapmış, kırmızı bi ruj sürmüştüm. Saçlarımı açık bırakmıştım. Ayağıma da Vanslarımı giydiğimde tam bir afet olmuştum. Hemen Murat'a gittim. Güzel bir yemek hazırlamış masayı kurmuş, iki tane mum yakmıştı. Çok romantik bir ambiyanstı. Hemen yanıma geldi ve sarıldı. Çok hoş bir parfüm sıkmıştı. Kokusu beni benden alıyordu. Sonra yavaşça beni kalçalarımdan tutarak kaldırdı ve şehvetle öpmeye başladım. Bense kendimi kaybetmiş deli gibi inliyordum ve sırtını okşuyordum. Sonra yavaşça kucağından indirdi beni ve "Hadi yemek yiyelim!" dedi. Güle eğlene yemeklerimizi yedik, birazda içtik. DVD'ye bir romantik komedi türünde film koydu, izlemeye başladık. Kafasını göğüslerime yaslamıştı, bense saçlarını okşuyordum. Sonra bacaklarımı okşamaya başladı. Bu beni çıldırtıyordu. Aniden bana doğru döndü ve ben de mecburen kanepeye uzandım. Şimdi tamamen üstümdeydi. Vücudunun her hattını hissedebiliyordum. Sonra dudaklarıma yapıştı. Sanki hayatı buna bağlıymışcasına emiyordu. Elleri kalçalarımda doğruldu ve beni kucaklayıp yatak odasına götürdü. Beni yavaşça yatağa bıraktı ve tekrar üstüme çıktı. Dudaklarımı tekrar sömürmeye başladı. O kadar çok zevk alıyordum ki, adeta uçuyordum. O kaslı ve mükemmel vücudun altında sadece kıvranabiliyordum. Askılı tişörtümü çıkardı ve hiç zaman kaybetmeden göğüslerime yumuldu. Bense o zamana kadar hiç tatmadığım bir zevki tadıyordum. Göğüs uçlarımı emiyor, ısırıyor, zaman zaman tamamını ağzına almaya çalışıyor, alt yuvarlağını ısırıyor, beni adeta uçuruyordu. Sonra şortumla birlikte tangamı da indirdi. Hemen amıma yumuldu. Amımın ıslak olmasına aldırış etmeden çılgınca yalıyordu. Bense başını amıma bastırıp, delice inleyebiliyordum sadece. Dilini amımın içine sokuyor, klitorisimle oynuyordu. Ve ben kasıla kasıla, çığlıklarla orgazm oldum. Murat ise orgazm olmama aldırış etmeden halen daha amımı yalıyordu. Çok geçmeden tekrar orgazm oldum. Kafasını amımdan kaldırdığında yüzünde tutkuyla karışık çok tatlı bir gülümse vardı. Hemen kalktım udaklarına yapıştım... Dudaklarımız ayrıldığı gibi onun boynunu, göğsünü yalaya yalaya aşağıya indim. Pantolonunun fermuarını indirdim, sonra da boxerını. Ve işte beni göklere uçuran Murat'ın yarağı gözlerimin önündeydi. Bileğimden daha kalın, uzun, oldukça heybetli ve damarlıydı. Kafası pespembeydi. Ellerini kalçlarıma attı ve "Şimdi sıra sende prenses!" dedi. Daha önce hiç sakso çekmemiştim, ama pørnø filmlerde çok izlemiştim. Murat'ın yarağının kafası anca ağzıma sığıyordu. Bir elimle taşaklarıyla oynuyordum, diğer elimle yarağına 31 çektiriyodum. Hemde yarağını deli gibi emiyordum. Ben emdikçe zaten dev gibi olan yarağı dahada büyüyordu. Emdikçe sıvıları geliyordu, çok tatlıydılar. Hepsini emiyordum. Sonunda, "Yeterli!" dedi ve beni omuzlarımdan iterek yatağa yatırdı. Kulak memelerimi emmeye başladı, o sıradada göğüslerimi okşuyordu. Sonra boynuma doğru indi. Ben artık dayanamıyordum. Amım yanıyordu. "Sik beni aşkım, sik beni Murat. Erkeğim!" diye inliyordum. Üzerime uzandı, "Bakire misin sevgilim?" diye sordu. "Evet, ama bekaretimi sen al istiyorum, senin kadının olmak istiyorum!" dedim. Yavaşça kalktı, odadan çıktı. Geldiğinde elinde peçeteler vardı, "Bunlara ihtiyacımız olacak!" dedi ve gülümsedi. Aman Tanrım o kadar sexydi ki! Üzerime çıktı, bacaklarımı ayırdı ve yarağını amıma hizaladı. Yavaşça sokmaya başladı. Başı girdiğinde sanki dünyam başıma yıkılmıştı. O kadar canım yanıyordu ki, o an attığım çığlık hala kulaklarımda. Bir süre öyle bekledi. O sırada kulak memelerimi emiyor, göğüslerimi okşuyordu. "Zor kısmı bitti birtanem, kafası girdi. Artık sen de zevk alıcaksın!" diye fısıldıyordu. Sonra yavaşça dahada girmeye başladı. Tanrım o nasıl bir acıydı, sanki içimi yarıyordu. Sonunda tamamı içimdeydi ve içimi tamamen doldurmuştu. Rahim duvarımı zorluyordu. Eğildi ve göğüslerimi emmeye başladı. Sonra uzanıp peçeteleri aldı ve yavaşça sikini çıkardı. O an amımdan bir miktar kan aktı. Sonra yavaşça tekrar soktu. Hareketlerinde beni incitmemeye, bilhassa zevk almama çok önem veriyordu. Hızlanmaya başladığında artık acının yerini zevk almıştı. Müthiş zevk alıyordum. Sonra pozisyon değiştirdik ve Murat bacaklarımı göğsüne alıp amıma kökledi. İlk seferki gibi yavaş davranmıyodu. Sanki bir tren pistonu gibi gidip geliyordu. Ve benim vücudumu bir titreme sardı. Orgazm olmuştum. Zangır zangır titriyor, durmadan kasılıyordum. Muratsa durmak bilmiyordu. En az yarım saat beni o pozisyonda sikti. Kaç defa orgazm olduğumu hatırlamıyorum bile. Sonra o sırtüstü yattı ve benim üstüne çıkmamı istedi. Hemen çıktım. Yarağı kalın olduğu için kolayca alamıyordum. Resmen amımın duvarları yırtılıyordu. Yavaş yavaş oturup kalkarak yarısını aldım. O damarlı sert yarak beni kendimden geçirmişti. Birden tamamen oturdum üstüne ve derin bir, "Ohhhh!" çektim. Muratsa uzunca nefesini verdi. Benim hareket etmeye başladığımda Muratta boş durmuyor göğüslerimi yoğuruyordu. Aman Tanrım! Göğüslerimi okşamasının etkisiyle sarsıla sarsıla orgazm oldum ve üzerine bıraktım kendimi. O ise durur mu? Alttan pompalamaya başladı, beni yine zevkin doruklarına çıkarıyordu. Hem pompalıyor, hem benle öpüşüyor, hemde vücudumu okşuyordu. "Mükemmelsin! Harikasın!" gibi şeyler söylüyordu. Sonra beni yan yatırdı ve öyle sikmeye başladı. Tanrım, en az bir buçuk saattir sikişiyorduk ve ben orgazmlarımın sayısını unutmuştum. Oysaki Muratta ne bir kasılma, ne bir duraksama. Kaşık pozisyonunda da yarım saate yakın sikiştik. Artık dermanım kalmamıştı. Bacak kaslarım kasılmaktan yorulmuştu. Son orgazmımı olduktan sonra ona, "Aşkım ne olur artık boşal. İnan çok yoruldum, bayılacağım!" dedim. O ise, "Peki kadınım!" dedi ve misyoner olduk. Hızla gidip gelmeye başladı. Yarağı o kadar şişmiş ve uzamıştı ki, resmen kolum kadar olmuştu. Bense o anda bunları düşünemiyor, sadece içimdeki sert yarağın zevkini çıkarıyordum. Beş-altı dakika daha gidip geldikten sonra ben son orgazmımı olurken, o da amımdan çıktı ve göğüslerime ve birazda göbeğime fışkırdı. Ama ne fışkırma! Dölleri en az yarım çay bardağını doldururdu. Sonra yanıma yığıldı. Bir süre nefesimizin düzene girmesini bekledik. Sonra bana doğru döndü ve dudaklarımdan öptü. "Harikasın birtanem. Keşke seni daha önce sikseydim!" dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. Yatak benim am sularım ve tükürüklerle dolmuştu. Çarşafsa kaymıştı. Bu kadar çılgınca sikiştiğimizin farkında değildim. Beni kucağına aldı ve "Hadi banyo yapalım!" dedi. Beni kollarında banyoya gçtürdü. Önce o beni yıkadı, sonra ben onu yıkadım. Sonrasında çarşafları değiştirdik ve çırılçıplak birbirimize sarılarak uyuduk. Uyuduğumuzda zaten saat 05:30 idi. Sabah kalktığımda yanım boştu. Şortumu ve askılımı giydim. Bir baktım ki sevgilim bana kahvaltı hazırlıyor. Gelde böyle bir sevgiliyi sevme! Murat ile halen daha devam eden güzel bir ilişkimiz var. O şu anda Anadolu Üniversitesi'nde okuyor. Ve bir aksilik olmazsa, seneye ben de onun okuduğu bölüme gideceğim. [Sena]

    #seks hikayeleri #gerçek sex hikayeleri #mobil seks hikayesi #erotik hikayeler#tumblr erotik#tumblr seks #tumblr sex hikayesi
    73
    View Full
  • hikayeleriseks
    02.06.2020 - 1 year ago

    Otobüste Azdırıcı Parfüm Kullanan Adama Dayanamadım, Siktirdim

    Adım Selen 34 yaşındayım. Elazığ’a gitmek için Sakarya’dan bindiğim İstanbul-Elazığ otobüsünde boş başka yer olmadığı için genç bir erkeğin yanına oturmak zorunda kalmıştım. İyi yolculuklar dedikten sonra çantamı dizlerime koyarak mini eteğimden görünen bacaklarımın yanımdaki erkeği etkilemesini istemiyordum. Uzun bir yolculuk olacağı için üstüme daha rahat kıyafetler giymem gerekiyordu ancak otobüs bulamamış ve bulduğum tek otobüsü de kaçırmak istememiştim. Neyse yola çıktıktan kısa süre sonra burnuma gelen enfes kokunun yanımda oturan gençten yayıldığının farkına vardım. İçim gıcıklanmış, apış arama müthiş bir ateş hissi yayılmış, resmen dişilik hormonlarım harekete geçmeye başlamıştı. Gence bakarak yüzündeki geçmemiş sivilce izleri ve eğri burnuna dikkatimi vermek istedim ama nafileydi. Her yanım yanıyordu ve bir an önce içimdeki ateşi söndürme isteğim vardı. Hiç evlenmememe rağmen daha önce cinsel ilişkiler yaşamıştım. Kısa süreli ilişkilerin kadını olamadığım için girdiğim cinsel ilişkilerin ardından hep terk edilmiştim. Gence tekrar iyi yolculuklar diledikten sonra adımın Selen olduğunu söyledim. Kendisin adının da Baran olduğunu söyleyerek elini uzattı. Ellerim terli olduğu için çaktırmadan üzerime silip elimi uzattım ve tokalaştık. Geçen her saniye beni Baran’a doğru yaklaştırırken onun benim hakkımda ne düşüneceğini umursamaz olmaya başlamıştım. Baran’a eğilerek şurası neresi diye sorduğumda göğüslerimin koluna sürtmesini sağlamıştım. Daha Düzce’ye gelmedik ama sanırım burası hendek olabilir derken ben bu kez sanki düşüyormuş gibi yapıp oturduğum yerden ona doğru iyice sokuldum. Çantamı hafifçe göbeğime doğru çektim ve bacaklarımı aralayarak onun gözlerine ifşa ettim. Baran ise yan gözle beni süzüyor ve koltukta izlediği filme bakıyormuş gibi yapıyordu. İzlediğin hangi film gibilerinden sohbet açmaya çalışmamın sebebi şu an burada orgazma ulaşma isteğimden kaynaklanıyordu. Otobüste başka bir seçeneğim olmadığı için de Baran’a bunu yaptırmalıydım. Film hangisi, bana da açarmısın diye onu teşvik etmek için elimden geleni yaparken tabi deyip benim videodaki filmler arasından izlediği filmi seçiyorken ben Baranın ensesine kadar sokulup gözlerimi kapattım ve üzerine sıktığı parfümün eşsiz kokusundan olabildiğince içime çektim. Bu koku beni daha da azdırmaya yetmişti. Baran filmi ayarlamaya çalışırken kolu bacağımın yan tarafına değmiş ve ben ayağımı ona doğru ittirerek daha çok dokunmasını sağlamaya çalışıyordum. Çabalarımı anlamış olacak ki elini kımıldatarak bacağıma dokunmaya başladı. O dokundukça ben kötü oluyor. Parfüm kokusunun da etkisiyle resmen yanıyordum.

    Daha fazla dayanamayıp elini tuttuğum gibi bacak arama götürdüm. Ne yaptığımı şaşırmış vaziyette idrak etmeye çalışmasının dışında avucuyla resmen vajinamı kaplamıştı. Gece yolculuğu yaptığımız için otobüsteki çoğu kişinin uyumasının da etkisiyle ona doğru hafif yan dönüp elinin orama daha rahat değmesini sağlamıştım. Baran parmaklarını ustaca oynatarak klitorisimi külotlu çorabımın üzerinden buldu ve şişmiş olan klitorisime baskı yapmaya başladı. dudaklarımı ısırarak ağzımdan nefes ve zevk sesleri çıkmasını engellemeye çalışırken ben de onun önüne doğru kolumu uzattım. Avucumdan taşan yarağını elledikçe zonklamasını hissedebiliyordum. İki kez bu şekilde orgazm olduktan sonra eteğimi düzelttim ve kendi koltuğuma rahat şekilde oturdum. Bana teşekkür etti ve kendi koltuğundan dışarıya bakarak yolculuğumuza devam ediyorduk. Bolu dağı çıkışında otobüs mola verdi. Ben otobüsten inmek için hareket ederken Baran benden önce kalktı ve o eşsiz koku yeniden burnuma doldu. Bu kez acele etmeyip hemen otobüsten indim ve doğruca tuvalete gidip külotlu çorabımı çıkardım. Her zaman tanga giydiğim için mola sonrası otobüste parmaklarını içimde hissedebilirdim. Tuvaletten çıkıp kafeye doğru giderken beni beklediğini gördüm. Yanına gidip ne yapıyorsun dediğimde tekrar parfüm kokusunu aldım. Bu kez o bana doğru yaklaşıp kolumdan tuttu ve sana güzel bir şey göstermek istiyorum. Benimle gelir misin? Diye sordu. Cevap vermemi beklemeden beni kolumdan çekiştirerek mola yerinin arka tarafına doğru adeta sürükledi. Küçük bir kulübeye benzer binanın arkasına geçer geçmez eteğimi kaldırdığı gibi fermuarını indirip penisini dışarı çıkardı. Beklediğimden de fazlası olan bu durum nedeniyle daha da azmış vaziyette hemen sikini yalamaya başladım. Dimdik olunca önünde domalarak içime girmesini istediğimi söyledim. Belimden tutarak ilk hamlede kocaman sikini içime soktu. Kokunun etkisinden sanırım iyice sulanmış olan amcığımı yararak içime girip çıkmaya başladı. Çok geçmeden ilk orgazmımı sarsılarak yaşadım. Daha kalkan tüylerim yerin eyerleşmeden ikinci ve akabinde üçüncü orgazmımı yaşadım. Bu kadar kısa süre içinde hiç bu kadar orgazm olmadığım için şaşkınlık içerisindeydim. Yaklaşık 10 dakikalık süre içinde ben 4. Orgazmımı yaşarken Baran penisini içimden çıkarıp yan tarafıma doğru attırmaya başladı. O penisiyle uğraşırken ben eteğimi toplayıp tekrar tuvaletin yolunu tuttum.Mola bitiminde otobüse bindiğimizde Baran koltuğundaydı. Yanına oturdum ve kendisine doğru eğilip kısık sesle teşekkür ettim.

    Elimi tutup kendisine doğru beni çekti. Bacağımdaki elinden daha doymadığı belliydi. Ben ise onun kokusunu içime doğru çektikçe hemen azıyordum ama otobüsün ışıkları daha kapanmadığı için kendimi tutuyordum. Çok geçmeden yapılan servisin ardından boşlar toplandı ve otobüsün iç ışıkları karartıldı. Ön taraftaki iki koltuktakiler çoktan uykuya dalmış, arkamızdaki koltuktakiler de uyumak için gerekli hazırlıklarını yapmışlardı. Elimi hemen Baran’ın pantolonunun üzerine attım. O ise eteğimin altından amımı parmaklamaya başladı. Vıcık vıcık haldeki vajinamdan adeta su akıyordu. Kasılmalar halinde defalarca orgazm oldum. Baran kendisinin de boşalmaya ihtiyacı olduğunu belli edercesine kıvranıyordu. Eteğimi düzeltip yer değişelim dedim. Tamam dedikten sonra ben cam kenarına geçtim, o ise koridor tarafına geçti. Kıçımı camdan tarafa dayayarak kucağına yattım ve yatarken de elimle fermuarını açıp penisini dışarı çıkardım. Yan tarafımızdaki yaşlılar çoktan uyumuştu. Önce öpücüklerle başlayıp penisini alabildiğimce boğazıma kadar sokup çıkartarak Baran’ın rahatlamasını sağladım ve ağzıma dolan tüm spermlerini yuttum. Dudağımdan taşanları ise parmaklarımla ağzıma tıktıktan sonra dudağına öpücük kondurup teşekkür ettim ve başımı cama dayayarak uyuya kaldım. Uyandığımda Elazığ’a gelmiştik ve otobüs terminale girmek üzereydi. Üzerimi toplayıp çantamı aldım ve iyi günler dedikten sonra Baran’ın elini sıktım. Hiçbir şey olmamış gibi otobüsten indim ve valizimi almak için bagaj bölümünde beklerken gözüm Baran ile kucaklaşan kıza takıldı. Kavuşmanın verdiği samimiyet ve mutlulukla birbirini kucaklayan sevgililerden Baran aşırıya kaçmadan sarılırken kızın gözlerine baktığımda Baran’ın parfümünün kokusunu aldığını gözlerinden anladım. Artık ikisi doyasıya seks yaparlar diye içimden geçirerek terminalden ayrıldım. Sizlerde deneyin, sizinde seks hayatınız renk kazansın. Parfümün destek sayfasına buradan ulaşabilirsiniz : https://goo.gl/jkHdkW

    #afrodizyak parfüm azdırıc parfüm seks parfüm seks hikayesi parfüm sikiş hikayesi ferolle parfüm seks
    50
    View Full
  • hikayeleriseks
    08.10.2019 - 2 years ago

    İlk Kez Arkadaşımın Babasıyla...

    Ben Gül... Uzun boylu, esmer, kendince güzel sayılacak, etrafımdakilerin söylediklerine göre manken gibi bir kızım. Deniz kenarına yakın bir sitede çalışan, on sene önce buraya çalışmak için gelmiş bir ailenin ortanca kızıyım.

    Ailem köy kökenli tutucu bir aile olduğu için, buralardaki kızlara göre daha kısıtlı gezer, giyinirim. Babam sitenin kalorifer işi gibi teknik işleriyle ilgilenir, annem ise ev işlerine gider. Evli bir ablam ve bu sene üniversiteye giden erkek kardeşim var.

    Ben liseyi bitirince okumamıştım. Evde kalıp anneme ve babama yardım ediyordum. Tüm dünyam buydu. Bir de arkadaşım Ebru… Ebru, ailesinin durumu çok iyi olduğundan ve evin biricik kızı olduğundan çok rahat davranan bir kız... Yazın tatile gelir, okullar açılıncaya kadar kalıp, daha sonra döner. Sadece yazları görüşsek de, benim çok iyi anlaştığım tek arkadaşım...

    Bu yaz yine geldi. Ebru’yla olunca, ailem benim gezmeye ve denize gitmeme daha rahat izin verirdi. Deniz kenarında yaşamamıza rağmen pek denize girdiğim yoktu, sadece ablam bize geldiğinde ailece gidersek, yada Ebru ile babası babamdan izin aldığında gidiyordum.

    Yine yazın sonuydu. Ebru, ailesinin geri döneceğini, ama kendisinin bir 10 gün daha (okullar açılıncaya kadar) kalacağını söyledi. Hafta sonu bir akrabasının yazlığına Cumadan gidip Pazartesi döneceklermiş, benim de gelmemi istedi.

    Ben de ailemin izin vermeyeceğini, sadece babasının babamdan izin alırsa gelebileceğimi söyledim. Ebru babasından rica etti. Ebrunun babası (Mustafa abi) kırk yaşlarında, atletik, uzun boylu ve karizmatik biriydi. Babamla da araları iyi olduğundan, babama ısrar ederek sonuçta bana izin aldı.

    Cuma sabahı, ben, Ebru, Mustafa abi ve eşi Gülçin teyze ile, kalacağımız akrabalarının yanına gittik. Gittiğimiz yazlık Ebrunun teyzenin yazlığıydı. Ebrunun teyzesi, eniştesi ve oğlu Kaan bizi sıcak bir şekilde karşıladılar ve yazlığa yerleştik.

    Öğle yemeğimizi yedikten sonra denize gitmeye hazırlanırken İstanbul’dan bir telefon geldi. Ebrunun anneannesi rahatsızlanmış, hastaneye kaldırmışlar. Bu haber üzerine tüm aile tatili kesip İstanbul’a dönecekken, Ebrunun annesi eşine,

    “Mustafa sen çocuklarla kal, biz eniştem ve ablamla gider gerekeni yaparız.” dedi.

    Diğerleri de onayladı. Dolayısıyla ben, Ebru, teyzesinin oğlu Kaan ve Ebrunun babası Mustafa abi kaldık. Onları yolcu ettikten sonra biz de zaten deniz hazırlığımızı yapmıştık, denize gittik...

    Ebru, Kaan ve ben denize girerken, Mustafa abi deniz kenarında güneşleniyordu. Deniz içinde Ebru ile Kaan bir hayli birbiriyle şakalaşıp el kol hareketleri yapıyorlardı. Bense biraz tutuk ve çekingendim, onların biraz uzağında yüzüyordum.

    Bir ara dikkatimi çeken ilginç bir şey oldu, Kaan Ebrunun göğüs ve kalçalarını elliyor, Ebru ise Kaan’a

    “Yapma Kaan, babam görebilir, rahat dursana...” diye cilveleniyordu. Aslında durma, devam et gibi bir anlam vardı sesinde...

    Bir hayli geçmişti ki ben sıkıldım. Beni görecek halleri yoktu, suyun içinde birbirlerinin okşanmadık yerlerini bırakmıyorlardı. Onlara seslenip kenara çıktım.

    Mustafa abinin yanına selam verip uzandım. Mustafa abi mayo ileydi ve önündeki kabartı çok belli oluyordu, bir an oraya gözüm takılmıştı. Mustafa abi gülerek,

    “Hayırdır Gül, durgunsun, neden yüzmüyorsun?” diye sorunca telaşla gözlerimi adamın önündeki tümsekten ayırdım. Şaşkın ve titrek bir sesle,

    “Şeyy... ben denize girmeyi pek sevmem, sizin hatırınız için geldim.” dedim. Mustafa abi,

    “Sağol, bizi kırmadığın için teşekkür ederim.” dedi...

    Neler yaptığımı, nasıl zaman geçirdiğimi sormaya başlamıştı ki, konu döndü dolaştı, erkek arkadaşım olup almadığına geldi. Bugüne kadar sadece lisede bir kez olduğunu, bir de bizim sitede çalışan birinin sürekli benimle arkadaş olmak istediğini, ama babamdan korktuğum için bunu kabul etmediğimi anlattım.

    “Aslında genç ve güzel bir kızsın Gül.” dedi. “Böyle şeyleri yaşaman gerek. Tam çağındasın. Bir kaç sene sonra biriyle evlenip evine kapanacaksın. Baksana bizim Ebru ne kadar rahat bu konularda... Biz hiç sıkmayız onu... Gençliğini yaşasın kızım...”

    O sırada yanımıza Ebru ve Kaan geldi, büfeye gidip bir şeyler alacaklarını söyleyip izin istediler. Babası da izin verdi, bize de dondurma ve su almalarını istedi. Onlar gittiler, biz halen oturuyor, sohbet ediyorduk. Akşam üzeri olmuştu sahilde çok kimse de kalmamıştı. Bir ara ben,

    “Mustafa abi ben de gidip Ebruya bakayım.” dedim.

    “Tabi ki!” dedi.

    Ben büfeye giderken kabinlerinin arkasında öpüşen kişileri fark ettim. Biraz daha yaklaşınca bunların Ebru ile Kaan olduğunu gördüm, adeta kendilerinden geçmişlerdi, birbirlerini yiyecekmiş gibi dudakları yapışmış, Kaan Ebru’nun kalçalarını okşuyordu.

    Şok olmuştum. Gerçi Ebruyu erkeklerle bu şekilde ilk görüşüm değildi. Ebru çok rahat bir kızdı ve onun için böyle işler normaldi. Ama bu başkaydı, Kaan teyzesinin oğluydu.

    Bir süre onları izledim, onlar beni fark etmemişti. Biraz daha yiyişip toparlandılar, yola çıkıp büfeye gideceklerken arkalarından seslendim. Bana bir arkadaşlarını gördüklerini, biraz onunla sohbet ettiklerini, daha büfeye yeni gideceklerini söylediler. Ebru, istersem benim de büfeye gelebileceğimi söyledi. Ama ben babasının yanına döneceğimi söyleyip, geri döndüm. Onlara maydanoz olmak istemiyordum...

    Ben tam babasının yanına vardığımda, babası yazlığa dönüp şirket ile bir işi olduğunu, onu internetten halledeceğini, istersem benim Ebruları bekleyip onlarla dönebileceğimi söyledi. Ben de yazlığa dönmek istediğimi, sıkıldığımı söyledim.

    “Tabi, gel canım, beraber gidelim!” dedi. Ebruyu da arayıp, bizim yazlığa döneceğimizi, kendilerinin de işleri bitince yazlığa gelmelerini söyledi...

    Yazlığa gittik. Mustafa abi bilgisayarın başına geçti. Ben de banyoya girip bir duş almayı geçiriyordum aklımdam. Odama girip havlumu bırakıp, duştan sonra üzerime giyeceğim elbiselerimi hazırladıktan sonra üzerimdeki mayo ile banyonun yolunu tuttum.

    Mustafa abiyi bilgisayarın başında zannederek üzerimdeki mayonun askılarını indirip banyoya girdiğimde şok olmuştum. Mustafa abi çırılçıplak banyodaydı ve duşa girmek üzereydi. Üzerinde hiç bir şey yoktu. Plajda mayosuyla gördüğüm kabarık önü, bu defa her şeyiyle karşımdaydı.

    Ben şaşkınlıkla adamın önünde havaya kalkmış, kocaman aletine bakarken, o da elimle kapatmaya çalıştığım göğüslerime bakıyordu. Şaşkınlığım geçtikten sonra,

    “Şeyy, ben sizi bilgisayarın başında sanmıştım, özür dilerim...” derken, Mustafa abi yanıma yaklaştı. Gözleri yiyecek gibi vücudumda dolaşıyordu.

    “Oh, çok güzelsin Gül...” dedi adeta fısıldayarak...

    Donup kalmıştım adeta. İlk kez böyle bir şeyle karşı karşıyaydım. Daha önce çevremde sadece Ebruyu erkeklerle ve bir kez de ablamı eniştemle sevişirken gören ben, ilk kez canlı bir erkeklik organı görüyordum... Ellerim halen göğüslerimdeydi. Mustafa abi kaçamak bakışlarımın yöneldiği noktayı fark etmişti. Gözlerinde delici bakışlarla bana bakarak,

    “İstersen dokunabilirsin canım...” dedi. Ben ise halen kendime gelememiştim ve o şaşkınlıkla adamı tersleyip dışarı çıkmam gerekirken,

    “Şeyy, ilk ilk kez görüyorum...” deyiverdim.

    Mustafa abi dudaklarıma yapıştı ve öpmeye başladı. Bugün gördüklerimin tesiriyle karşılık bile veremedim. Üstelik çok hoşuma gitmişti, ilk kez bir erkek tarafından öpülüyordum. Mustafa abi beni kendine çekti,

    “Rahat ol bebeğim... Çok güzelsin. Seni öyle istiyorum ki... Harikasın...” diye mırıldanırken halen beni öpüyor, elleri ile göğüslerimi kalçalarımı sıkıyordu. Ben ise birşey yapamıyor, karşılık dahi vermiyordum, ama hoşuma gidiyordu.

    Beni iyice saran Mustafa abi üzerimdeki mayoyu aşağı çekerek beni çıplak bıraktı, elimden tutarak elimi erkekliğine götürdü. Elimdeki şey büyük ve kalındı. Nedense o an aklıma seks hikayelerinde okuduğum, internette porno sitelerinde gördüğüm kalın penisler geldi...

    Alet elimdeydi, okşamamı istedi, ben ise sadece avuçladım. O ileri geri yapıp, kalçalarımı ve amımı okşuyor, göğüslerimi sıkıp, dudaklarımı öpüyor, beni iyice zevk sarhoşu yapıyordu. O kadar zevk almaya başladım ki, amımın sulandığını hissettim.

    Ben de karşılık vererek, elimdeki yarağını sıkıp, dudaklarına yapıştım. Acemice öpüşmem onun daha hoşuna gitmişti. Beni tekrar sarıp, boynumu yalıyor, göğüslerimi ısırıyordu. Beni omuzlarımdan aşağı iterek önünde diz çökmemi sağladı,

    “Yala!” dedi. Utangaç, çekingen bir sesle,

    “Daha önce hiç yapmadım abi...” diyebildim. “Nasıl yapacağımı bilemiyorum...”

    Penisini ağzıma götürmek istedi, ama ben ağzımı kaçırınca, beni ayağa kaldırdı, kendisi önümde diz çökerek amıma yumuldu. Amımı çok hızlı yalıyor, adeta beni çıldırtıyordu. Bu arada parmakları ile de götümün deliğini zorluyordu...

    Ben artık iyice kendimden geçmiştim. Hayatımda ilk kez, üstelik babam yaşında biri ile sevişiyordum. Mustafa abi çok iyi sevişiyordu, fakat arkama soktuğu parmağı canımı acıtıyordu. Biran, “Ayyy!” diyerek irkildim.

    “Ne oldu, canın mı yandı aşkım?” diyerek kibarca sordu.

    “Mustafa abi ben ilk kez böyle birşey yaşıyorum, bence bu yaptığımız çok yanlış!” diye itiraz etmek istedim. Ama o,

    “Bana abi deme, aşkım de! Herşeyin bir ilki vardır, merak etme güzel olacak!” diyerek yine beni önünde diz çökertti. Penisini ağzıma vermek istiyordu, ama ben alamıyordum, kalındı ağzıma girmiyordu.

    “Öp onu, yala!” dedi.

    Tam öperek yalamaya başlamıştım ki, saçlarımı çekti. Can acısıyla ağzımı açmam ve o kalın şeyin ağzıma girmesi bir oldu. Ağzım yırtılacak gibi, kusacak gibi oluyordum. Ama Mustafa abi çıkarmama izin vermiyor, başımdan tutarak adeta ağzımdan sikiyordu beni.

    Ben bu arada bir kez daha ıslanmıştım. Mustafa abi de fazla dayanamayıp ağzıma boşalmaya başladı. Çok kötü bir tadı vardı, hem de çok geliyordu. Boğulacak gibi oldum. Zorla çıkarmıştım ki ağzımdan, çıkarmamla lavaboya kusmaya başlamam bir oldu...

    Ben lavobaya dönmüş kusarken, Mustafa abi arkadan kalçalarımı ve amımı yalıyor, parmağını amıma sokuyordu. Ben halen kendime gelememiştim, fakat o anda tek düşündüğüm şey kızlığımdı. Ona bakire olduğumu söyledim, kızlığıma zarar vermemesini istedim.

    Mustafa abi de bunun üzerine amımı parmaklarıyla mıncıklamayı bırakıp, parmağını götüme sokmaya başladı. Canım acıyordu, ama Mustafa abi çok iyi biliyordu işini, bana zevk de veriyordu.

    Ben önünde domalmış durur halde lavaboda ağzımı yıkarken, o ise parmağını götümde ileri geri yaparak sırtımı yalıyordu. İyice çıldırmıştım ve kendimi daha da ona teslim etmiştim. O da bunu anlayınca kocaman sertliğini benim minik deliğime sokmaya çalıştı. Penisinin ateş gibi yanan temasını arka deliğimde iyice hissettim, fakat kalındı ve girmiyordu. Aslında korkuyordum da, istiyordum da...

    “Böyle kal, kıpırdama sakın!” diyerek, banyo dolabından losyon aldı, bolca kendine ve arkama sürdü. Ben olacakları beklerken penisini tutarak tekrar zorlamaya başladı. Fakat yine girmiyordu.

    “Kendini rahat bırak, sıkma!” diyerek, lavaboya doğru daha da domalmamı istedi.

    Dediklerini yaptım, yeniden zorladı. Kalçalarıma çok sert iki tokat atınca irkildim. Ben kalçalarımdaki şaklamayla şaşırmış durumdayken, birden içimde tarif edilemeyecek acı hissettim, beynimde şimşekler çakıyordu. Arkama girivermişti.

    “Çıkarrr!” diye bağırıyordum, fakat kaçamıyordum çünkü kafam lavabonun altındaki duvara dayanmış, Mustafa abi de beni sıkıca kavramıştı.

    O kocaman alet minicik deliğimi zorlaya zorlaya, yavaş yavaş ilerlerken, ben ise artık acıya dayanamıyordum ve ağlıyordum. Elim ayağım kesilmişti. Mustafa abi hala götüme sokmaya devam edip,

    “Geçti aşkım, girdi, az kaldı!” diyordu.

    Kasıklarını kalçalarımda hissetiğimde acıdan kendimden geçmiş ve bayılmışım...

    Ayılıp kendime geldiğimde yatak odasındaydık, yüzüstü yatıyordum. Mustafa abi kasıklarımın altına yastık koyup beni domaltmış, arkamda götümü sikiyordu. Bende hal kalmamıştı, o ise sürekli abanıyor, sırtımı ensemi öpüyor, götümü sikmeye devam ediyordu. Onbeş yirmi dakika boyunca sikmesine rağmen boşalmamıştı.

    İşin garip tarafı, bu bana acının yanında zevk de veriyordu. O zevkle ben de kalçalarımı ona itiyor karşılık veriyordum. Mustafa abi müthiş bir tecrübeyle sikiyordu götümü. O kalın büyük yarağın içimde olduğuna ve götüme nasıl alabildiğime halen inanamıyordum. Her tarafım uyuşmuş ve götümün deliğini hissetmiyordum. Artık bende hal kalmamıştı,

    “Mustafa abi boşalll!” diye yalvarmaya başladım.

    İyice hızlanmıştı. Ben zevk ve acıdan yatağı dişliyordum. Sonunda acaip bir hırıltı ile götüme boşaldı...

    Yarağını götümden çıkarıp, yarağını çarşafa sildi. Bana iltifatlar ediyor,

    “Seni çok seviyorum aşkım, karıcığım!” diyor, omuzlarımı, sırtımı, belimi, götümün yanaklarını öpüyordu.

    Ben halen o acı ve şaşkınlıkla, şok bir halde yatakta yüzüstü yatıyordum, sesim çıkmıyordu. Derken alt kattan sesler duyuldu, kesin Ebru ile Kaan gelmişlerdi.

    Mustafa abi mayosunu giyip bilgisayarın başına giderken, ben de dölden sırılsıklam olmuş çarşafı alıp banyoya koştum...

    #seks hikayesi#arkadaşımın babası #ensest porno hikayesi #uzun sex hikayeleri #sikis hikayeleri#erotik hikayeler
    140
    View Full
  • hikayeleriseks
    05.10.2019 - 2 years ago

    Hocam Sayesinde...

    Lise 1… Matematik zayıf, özel ders almam gerektiğine karar verilmiş. Sevmiyorum matematiği, ama yapacak bir şey yok. Okul yetmezmiş gibi bir de eve özel öğretmen gelecek.

    İlk ders geldi. Orta yaşlı (tabi benim iki katım yaşında), tipik okul hocalarına benzemeyen yakışıklı bi herif… İlk gün konuşmayla, tanışmayla geçti, anneyle beraber falan… Sonraki ders benim odaya kapandık. Kitaplar, formüller, işlemler… Üüffff… Berbat sıkıcı, nalet…

    Bu arada fark ettim ki, bizim yakışıklının gözü benim tomurcuklanmış memelere kayıyor ikide bir… İlk gördüm, “acaba” dedim. İkinci gördüm “belki” dedim, üçüncüde karar verdim “sapık bu herif"…

    Benim de kendi vücudumu tanıdığım yıllar… Memelerimin kabarması, götümün başımın yuvarlaklarının artması, kadın tipine girmem hoşuma gidiyor.

    Annemin seksi çamaşırlarını giyip makyaj yapıp aynada kendimi izliyorum yalnız olduğumda… Lolita dedikleri bi afet var aynada… Etli dudaklar, kabarık dalgalı saçlar, pembe uçlu yumruk gibi memeler, kabarık tüylenmeye başlamış kuku, uzun ve düzgün bacaklar…

    E, canım da sıkılıyor zaten… Adamın bakıp durması, ben kitabın üstüne eğildikçe gözleri parlaması, yüzüne bakınca gözünü kaçırması, bir eli kalemle not alırken, diğerinin hep aşağıda, masanın altında olması… Hoşuma gitmeye başladı.

    Etek boyunu kısalttım gitgide… Makyajı abartmaya başladım. Annemin baştan çıkarıcı, kadınsı parfümlerinden kokular… Üzerimde hatlarımı daha bir göze batırıcı giysiler… Mini etekler, bacaklarımı ortaya çıkaran…

    Annem rahat çalışmamız için bizi yalnız bırakıyor odada… Sonraları sıkılıp gitmeye, biz evde de yalnız kalmaya başladık. Sıkılmamam için arada mola veriyor, havadan sudan bahsediyor, bir şeyler içiyoruz.

    Sıkılmıyorum tabi, rahatlıyorum. Nasıl sıkılayım, öyle eğleniyorum ki… Adamın gözü sürekli benim üstümde… Ağzı açık ayran budalası gibi gözünü ayırmıyor benden, güya çaktırmadan…

    Ben de güya farkında olmadan oramı buramı açıveriyorum adamı öldürürcesine… Dikkatsiz (!) oturmalar… Annemin transparan, pembeli, cicişli külotlarla frikikler… Bacaklarım sürekli meydanda…

    Üzerimde ya ip askılı bluzlar, ya düğmeleri sütyene kadar açık incecik kumaştan gömlekler… Açık olmasa bile ince kumaştan sütyenimin bütün dantel detayları görünüyor.

    Odamda boy aynam var. Çaktırmadan onun bana nasıl sikecek gibi baktığını görebiliyorum. O baktıkça ben zevkten bayılıyorum. Nasıl bayılmam… Yeni yetme ergen bir lolita olarak koskoca öğretmeni, bir erkeği kendime baktırıyorum… O kadar güzelim, o kadar seksiyim ki…

    Koltuklarımın yanında başka şeylerim de kabarıyor bu arada… Vücudumda bir takım değişiklikler… O baktıkça ben sapıtıyorum, açılıyorum.

    Bu arada hocamın dili de açılmaya başladı. Bana iltifatlar, canım’lar, güzelim’ler, yanağıma, saçıma dokunmalar, derste bacak, kol temasları…

    Matematikten başka şeylerden, kızlardan, oğlanlardan sohbetler gelişmeye başladı molalarda…Neyse, uzatmayayım…

    O gün…

    Yine süresi iyice artmaya başlayan ders aralarından birindeyiz. Annem yine evde yok. Salona geçip soğuk kola içiyoruz, sohbet ediyoruz. Üçlü koltuktayız... Hocamın yine her zamanki gibi gözü bende, vücudumda… Ben konuşurken ağzımın içine düşecek gibi, dudaklarımı yiyecek gibi gözünü dikiyor.

    O baktıkça ben abartıyorum, ara ara dilimle ıslattığım dudaklarımı yuvarlaya yuvarlaya, bebeğimsi konuşuyorum iyice… Bacak bacak üstüne atmışım, mini etek sıyrılmış…

    Ben muhabbet nasıl oraya geldiyse(!) okulda, oğlanların yaptıklarını anlatıyorum, işte "yaramazlar, rahatsız ediyorlar, yere silgi düşürüp bacaklarıma bakıyorlar” falan, şikayet ediyorum…

    Hocam ilgiyle, gözünü benden ayırmadan beni dinliyor, sorularıyla olayı iyice detaylandırıyor, nasıl bakmış, nereme bakmış, ayağımda külot var mıymış…

    - “Normal ama,” deyiverdi ben anlattıktan sonra…

    - “Neden hocam?” dedim. “Ben bir şey yapmadım, benim suçum yok ki…”

    - “E, erkek milleti böyledir yavrum” dedi. “Yaşları büyük de olsa, küçük de olsa güzel kızlara hep yaparlar böyle şeyler… Sen de maşallah çok güzelsin, sana tabi yaparlar. Hele böyle minicik eteklerle okula gidersen… Çocuklar da yakından bakmak isterler.”

    - “Aman hocam” dedim utanır gibi yaparak… “Ben güzel değilim ki… Benden güzel kızlar var okulda…”

    - “Öyle deme Gülüm… Güzelim. Güzelsin. Sendeki hava kimsede yok.”

    - “Yaa, ne havası hocam? Değilim işte…” dedim dudaklarımı büze büze…

    - “Canım benim, inan bana sendeki güzellik, seksilik o kızların hiçbirinde yok, onun için oğlanlar seninle uğraşıyorlar. Ben de o yaşta olsam seninle uğraşırdım.”

    - “Yapmayın hocam” dedim yine, “Nerem güzel benim?”

    Yanyana oturuyoruz koltukta… Elini uzattı, saçımı okşadı,

    - “Saçların güzel” dedi.

    Ben bekledim. Tepki vermedim. İşaret parmağını burnuma dokundurdu,

    - “Burnun minicik, güzel…” dedi. Parmak aşağıya indi, tüy gibi dudaklarımı okşayıp

    - “Dudakların harika, tazecik, çilek gibi…” dedi.

    Bakışları düğmeleri açık gömleğimin sımsıkı sardığı, üst kısmını açıkta bıraktığı memelerimde dolaştı bana göstere göstere… Ama oraya dokunmadan aşağıya indi. Parmaklarının ucuyla mini eteğimin başladığı yerden dizlerime kadar okşadı bacaklarımı…

    - “Hele bacakların…”

    Sesi boğuk boğuktu bunu söylerken… Ben de heyecanlandım, ne yapacağını bekliyorum. Eli tekrar geri gelmeye, bu kez avucuyla okşayarak yukarı çıkmaya başladı. Yavaş yavaş…

    Eteğimin baldırlarımın yarısına kadar olan hizasına geldi, eteği sıyırıp ilerlemeye devam etmek isteyince elimi hemen üstüne koydum,

    - “Hocamm…” dedim…

    Ben de heyecanlanmıştım onunla beraber… Babamın yaşında koca bir erkek beni beğeniyor, hayranlıkla, heyecanla bacaklarımı okşuyordu. İçimde acayip şeyler olmaya başlamıştı. Fırtına çıkmıştı sanki… Başım dönüyordu.

    - “Şşş…” dedi fısıltıyla… “Bebeğim… İtiraz etme… Çok güzelsin sen… Güzelliğinin farkında değilsin… Erkekleri bitirirsin sen… Kızma okuldaki çocuklara güzelim benim…” diye devam etti.

    İtiraz edemiyordum ki… Şaşkındım… Yaprak gibi titriyordum. Yaptıkları hoşuma gidiyordu, zevk alıyordum. O da bunun farkındaydı zaten… Kendimi arkaya bıraktım, koltuğa yaslandım. Sımsıkı tutuyordum elini, ileri gitmemesi için… Eli orada, bacağımda kaldı, ilerlemedi, ama çekmedi de…

    Bu kez sol eli koltuğun arkalığından yaklaşmış, saçlarımın altından boynumu okşamaya başlamıştı. Parmakları saçlarımın arasında, kulağımda, boynumda dolaşıyor, kulak mememi parmaklarının arasına alıp ovalıyordu.

    Yanıma yaklaştı iyice… Sol kolunu boynuma doladı… Başını iyice yaklaştırdı bana… Derin bir nefes aldı burnundan…

    - “Ohhhh…” diye inledi… “Hele kokun… Adamı bitirirsin sen… Her şeyinle bitirirsin…”

    Kıpırdayamıyor, hareket edemiyordum şaşkınlıktan… Oyun diye başladığım şey nereye gitmeye başlamıştı böyle… İçimdeki fırtına büyüyordu gitgide… Nefes alışlarım artmaya başlamış, yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hissediyordum…

    Eğildi, dudaklarını heyecandan titreyen, yarı açık dudaklarımın üzerine koydu. Şaşkın gibiydim. Dudaklarımı öpmeye, emmeye başladı. Arada dilinin ucuyla gezindiğini hissettikçe titriyordum. Güzel bir şeydi bu… Sevişmek…

    Bacağımdaki eli kıpırdadı sonra… İlerledi… Mini eteğimin altına girdi yavaşça… İlerledi… Tüylerim diken dikendi… Kasıklarıma bir alev topu yürüyordu sanki… Bacağımın iç tarafını okşaya okşaya küloduma kadar geldi eli… Kasılıverdim… Bacaklarım kilitlendi…

    - “Şşşş…” dedi yine yatıştırmak için… Dili dudaklarımı zorluyor, açılmasını istercesine dolaşıyordu dudaklarımda… Araladım ben de… Dili ağzımın içine girdi… Dilimi okşuyordu diliyle…

    Zevk… Zevk… Zevk…

    Kendimi bırakıverdim… Bacaklarım aralandı… Eli külodumun üstünden kukumu okşamaya başlamıştı şimdi. Offf… Parmaklarının baskısı bitiriyordu beni… İçimden çağlayanlar boşalıyordu sanki…

    Sonra…

    Sonra kalın parmaklarını o gün giydiğim annemin minicik şeffaf siyah külodunun yanından içeriye soktu. Sıcak parmakları yeni tüylenmiş amıma değiyor, okşuyor, bastırıyordu… Şimşekler çakıyordu beynimin içinde…

    Dudaklarımı somuran dudaklarından kurtarıp nefes almaya çalıştım. Sanki denizin dibinden çıkmışım, oksijensiz kalmışım gibi ağzım açık, göğsüm inip kalkıyordu.

    Nasıl bir şey bu, nasıl anlatılmaz bir zevk, o yakan duygular, her tarafımı kasıp kavuran ateş… Elim hala elinin üstünde, parmakları durmadan kıpırdıyor kasıklarımda, amımın üstünde…Zevkten ıslanmışım. Elini çekip kaldırdı, parmaklarını gösterdi bana… Islaktı, parlıyorlardı. Parmağını ağzına götürüp yaladı. Burnuna götürüp kokladı…

    - “Ohhh… Bebeğim…” diye inledi… “Çiçek gibi kokuyorsun… Tadın çilek gibi… Yavrum benim..” diye fısıldadı.

    Ben koltuğa pelte gibi yayılmış, kıpırdayamıyordum. Elini gömleğimin düğmelerime götürüp tek tek açmaya başladı. Dakikalar sürdü açması sanki…

    Striptiz yapar gibiydim önünde… Her düğmede açılan yerimi içine sindirir gibiydi. Eğilip öpüyordu açtığı her yeri… Çıkarmadı gömleğimi… Eğilip sütyenimin üstünden memelerimi avuçladı önce…

    - “Ovvvv…” diye kıvrandım.Yine şimşek çakmıştı beynimde… Hele eğilip sütyenimi indirdiğinde, kabarmış meme ucuma dudaklarını dokundurduğunda… Bittim… Eriyordum zevkten… Dilinin ucuyla meme uçlarımda dolaşıyor, okşuyordu.

    Dudaklarıyla kavrayıp emmeye başlayınca zıpladım… O ana kadar hareketsiz, tepkisiz iken, saçlarından tutup kavradım. Durdurmak istiyordum onu… Öyle zevk alıyordum ki, adeta acı çekiyordum, saçlarını çekiştirip memelerimden uzaklaştırmak istiyordum çaresizce… Ama saçlarını karıştırıp okşamaktan başka bir şey yapamıyordum.

    Köpek herif… Ustaca yapıyordu yapacağını… Benim gibi körpe, hiç bir şey görmemiş bir lolitanın üzerinde bütün tecrübelerini konuşturuyordu.

    Daha memelerimi okşayıp öperken ilk orgazmımı yaşadım. Fırtına büyümüş, büyümüş, kasırgaya dönmüştü… Kasılıyordum… Kıvranıyordum… Ahhh.lar, Oohhh.lar dudaklarımın arasından fırlıyordu. Bırakmadı, öpmeye emmeye devam etti.

    Önümde diz çökmüştü şimdi… Ben de doğrulmuş, memelerimi dudaklarından ayrılmaması için kendimi öne vermiştim. Ellerini yine eteğimin altına soktu. Okşaya okşaya külodun yanlarına geldi.

    Çıkarmaya çalıştı, kalçamı kaldırıp yardım ettim. Yavaşça sıyırıp altı külodumu, bacaklarımdan aşağıya, ayaklarıma indirdi. Elimi apış arama götürüp kapatmaya çalıştım, engel oldu. Memelerimdeki dudaklarıyla, başıyla baskı yapıp beni arkaya itti, kaykıldım.

    Eteğimi kaldırdı. Kabarmış amım gözünün önündeydi. İlk defa yabancı bir erkek görüyordu amımı… Bacaklarım bitişikti. Dizlerimden tutup ayırdı… Ayırdı…

    Çiçek gibi önünde açılmıştım şimdi… El, göz değmemiş, bakire amımı gözleriyle yiyordu sanki… Sonra eğilip gerçekten yemeye başladı.

    Sarsıldım… Bittim… Dudaklarını kukumda hissetmek, o sıcaklık, dilinin ıslaklığı öldürüyordu beni…

    İkinci orgazmımı o sırada yaşadım… Başımı sağa sola atıyor, kıvranıyordum deli gibi… Ellerim saçlarının arasındaydı, yoluyordum saçlarını… Sanki dakikalar sürdü o şehvet… O zevk…

    Kendime geldim. Baktım, pantolonun fermuarını açmış, sikini çıkarmıştı. Bana bakarak sıvazlıyordu sikini… Büyük bir siki vardı… Başı kocamandı… Hele o yaşta bana dev gibi geliyordu…

    İlgiyle bakıyordum parmaklarının arasındaki şeye… Kazara babamınkini falan görmüştüm bir anlığına… Okulda oğlanın biri malzeme odasında gösterivermişti kalkmış pipisini…

    Ama bu… İlk defa bu kadar yakından, bu kadar ayrıntılı görüyordum. Gözümü alamıyordum ondan…Dizlerinin üstünde yanaştı, kalçalarımdan tutup kendine çekti, o koca sikini benim sularımla ıslanmış, parlayan amıma sürdü, irkildim,

    - “Hocam…” dedim. “Yapma, ben…”

    - “Biliyorum aptal kız…” dedi gülerek eğildi dudaklarımdan öptü… “Sınıftaki acemi oğlanlarla bir tutma beni… Merak etme sen… Bana güven…”

    Dakikalarca sikini sürdü ıslak amıma… Fırçaladı sınıftaki oğlanların deyimiyle… Benim kuduruk amcığım da hala hızını kesmemiş, suyu bitmemişti sanki… O sikini klitorisime sürttükçe yine zevk alıyor, yine içinden su boşalıyordu…

    Bir süre sonra aniden kalkıp saçlarımdan tuttu, sikinin başını ağzıma sokmaya çalıştı.

    - “Ohhh… Al bebeğim… Beni ağzına alll…” diye inliyordu bir yandan da.

    Ama mümkün değildi. Minicik ağzım onun yumruğum gibi başını almıyordu, zorluyordu. (Sonra sonra başardım)Ve boşaldı… İnliyordu durmadan… Spermleri durmaksızın fışkırıyor, yüzüme, ağzıma, burnuma akıyordu. Kaçmak istedim, saçlarımdan tutup kavradı, bırakmadı, ucunu ağzıma dayadı.

    Ağzımın içine bile boşalıyordu. Dilimin ucuyla okşadım sikini… Spermlerinin tadına baktım. Alnımdan, yanaklarımdan akıyor, süzülüyordu spermler…Bitti sonunda… Kendini koltuğa, yanıma bıraktı… Nefes nefeseydi… Yüzü kızarmıştı. Hayatımın ilk erkeğini mutlu etmiştim. Ben de mutluydum.- “Hadi git temizle yüzünü bebeğim. Üstünü toparla. Annen gelir şimdi…” dedi.

    Banyoya gidip aynaya baktım. Saçlar karışmış, dudaklar şişmiş, yanaklar kızarmış, spermler yer yer parlıyor. Yüzümü yıkayıp temizledim, gömleğimi sütyenimi düzeltip içeriye gittim. O da toparlanıp masaya oturmuştu. Elini uzattı, dizine oturttu beni… Dudağımı öpüp,

    - “Güzel miydi bebeğim?” diye sordu.

    - “Güzeldi hocam…” dedim çekinerek…

    - “Aramızda kalacak bunlar bebeğim… Kimseye bahsetmek yok, kız arkadaşlarına bile… Kimseye… Tamam mı?”

    - “Tamam hocam… Deli misin? Kimseye anlatılır mı?” dedim suç ortağıma…

    - “Hadi derse dönelim, yoksa kendimi tutamam, annen geldiğinde bizi yine böyle bulacak,” dedi.

    İşte… İlk seks deneyimim… Hocam sayesinde…

    Bu kadar mı? Hayır… Daha neler oldu neler… Anlatırım vakit buldukça…

    #seks hikayeleri#sex hikayesi #öğretmen öğrenci sikis #lise seks hikayeleri
    189
    View Full
  • house-ad
    house-ad
    22.04.2022 - 1 mont ago
    3440
    Download
    View Full
  • hikayeleriseks
    10.07.2017 - 4 years ago

    Komşumuz Ali amcanın yarrağı

    Komşumuz Ali amca ile Ankara’da birbirine oldukça yakın dublekslerde oturuyoruz. Evin tek kızıyım. 18 yaşındayım, ufak tefek (1.55 boyunda), 46 kilo, esmer, kalçalarım ve göğüslerim yuvarlak ve belirgin, okuldan eve evden okula giden sıradan bir öğrenciydim. Erkek arkadaşımla da aram iyiydi, bazen sinemaya gider, bazen de onlara gidip birbirimizi tanırdık :)) Vücutlarımıza dokunmak, öpüşmek ve oral seksin dışında başka birşey yapmıyorduk. Yani sikişmemiştim, çünkü o kocaman yarrağın içime girdiğini düşünmek beni ürkütürdü. Yine bir gün erkek arkadaşımla sinemaya gittik. Geç kalmıştık, film başlamıştı, içerisi karanlık olduğundan bulduğumuz yere oturduk. Gözümüz karanlığa alışınca baktık ki, oturduğumuz o srada bizden başka oturan yok, tabi erkek arkadaşım fırsatı kaçırmadı ve dudaklarıma yumuldu. Elleri de boş durmuyor, bacaklarımı okşuyordu. Sonra kafasını eteğimin altına soktu ve tangamı kenara çekip amımı yalamaya başladı. Okadar zevk alıyordum ki, zevkten başım dönüyordu, inlememek için dudaklarımı ısırıyordum. Kasılmaya ve titremeye başlamıştım, orgazm oluyordum ki, birden arkamdan birisi omzuma dokundu, korkuyla kafamı çevirince yerin dibine geçmiştim. Bu yan komşumuz Ali amcaydı. Ali amca 51 yaşında, yalnız yaşayan, oldukça yakışıklı, hoş sohbet bir adamdı. Eliyle sus işareti yaptı. Erkek arkadaşım etek altında amımı yalarken, Ali amca da göğüslerimi okşamaya başlamıştı. Hem utançtan, hem korkudan, hem heyecandan, hemde zevkten sesimi bile çıkaramıyordum. Çok tahrik olmuştum, defalarca erkek arkadaşımın ağzına boşaldım. Daha sonra erkek arkadaşım eteğimin altından doğrulurken, o görmeden, Ali amca elini çekti göğüslerimden. Erkek arkadaşım doğrulduktan sonra fermuarını açıp, sikini çıkardı, elime verdi ve yalamamı istedi. Eğildim yalamaya başladım. Az sonra erkek arkadaşım, “Arkadaki adam bize bakıyor!” dedi. Tanımıyordu ama Ali amcayı kastediyordu. Ben de, “Boşver baksın, ne olacak!” diye fısıldadım. Derken erkek arkadaşım kasılarak boşaldı. Film arası geldiğinde içecek birşeyler almak için sıra beklerken, erkek arkadaşım telefonunu açtı, mesaj var mı diye kontrol etmek için. Patronundan mesaj gelmiş, “Acil gitmem lazım, hadi çıkalım seni de eve bırakayım!” dedi. Ben Ali amcanın ikinci yarıda yanıma gelmesini umarak, “Yok film güzel, sen git, ben seyredeceğim!” dedim. Erkek arkadaşım gider gitmez Ali Amca yanıma geldi, “Nermin birşey içermisin?” dedi. Beraber kola aldık ve içtik. Ben utandığım için kızarıp bozarıyordum. Ali amca da, “Gençlikte böyle şeyler olur, ben bile senin göğüslerini ellemeden duramadım, kusura bakma!” dedi. “Tamam ama, neolur bizimkilere söylemeyin Ali amca!” dedim. Ali Amca da gülerek, “Filmin ikinci yarısında yan yana oturursak, belki söylemem!” dedi... Neyse içeri geçtik ve yan yana oturduk, film başladı. Ali amca pantolonun üstünden sikini okşuyordu, bacaklarıma diziyle dokunuyor, benden tepki almaya çalışıyordu. Derken fermuar sesi duydum, Ali Amca sikini dışarı çıkarmıştı. Bakmamaya çalışsam da, Ali amcanın siki erkek arkadaşımınkinin neredeyse iki katı büyük ve heybetliydi. Özellikle gövdesi kalın ve başı büyüktü. Elimden tutup elimi sikinin üzerine koydu, “Arkadaşına yaptığın gibi yap, beni boşalt tatlım!” dedi. Eğildim ağzımı sonuna kadar açtım, sikinin başı ancak ağzımın içindeydi. Dilimle sikinin o muhteşem başını yokluyor, alabildiğim kadar ağzımın içine almaya çalışıyordum. Ben onun sikini yalarken, o da elini arkamdan eteğimin altına soktu, götümü okşamaya başladı. Parmağını tangamın kenarından amıma getirdiğinde irkildim, “Bakireyim, yapma Ali amca!” diyebildim. “Tamam, kızlığına zarar vermeyeceğim, sadece amının balını akıtacağım küçüğüm!” dedi. Aradan 5-6 dakika geçtikten sonra hem amımın balını akıttı, hem de ağzıma yarım çay bardağını dolduracak kadar döl boca etti... Filmin sonuna yaklaştığımızda toparlandık. Ali amca beni arabasıyla eve bıraktı. Arabada hiç konuşmadık. Babam evin önündeydi, Ali Amca ve babam ayaküstü sohbet ederken ben eve girdim. Üst kattaki odama çıktım. Üstümü değiştiryordum ki, camdan gördüm, Ali amca da evine gitmişti. Benim odanın tam karşısındaki odadaydı, bana el salladı, ben de ona salladım. Binalarımızın arası 5-6 metre anca vardı ve pencerelerimizin konumu itibariyle bizi birbirimizden başkası görmezdi. Kapımı kilitledim, pencerenin kenarına iyice yaklaşıp soyunmaya başladım. O da bana bakarak soyunuyordu. Karşılıklı çırılçıplak kalınca, Ali amca yarrağını bana göstererek 31 çekmeye başladı. Ben de ona bakarak göğüslerimi ve amımı okşuyordum. Ali amca döllerini penceresinin camına fışkırtırken ben de amımı okşayarak orgazm oldum. Sonra ben duş alıp yemeğe indim... Yemekte babam annemle memleketimiz olan Balıkesire acil gitmeleri gerektiğini, Ali Beyle bunu konuştuklarını, 5 gün bana göz kulak olacağını söyledi. Benim ağzım kulaklarıma varacaktı, ama belli etmedim ve “Ya baba gitmeseniz...” falan dedim. O akşam bizimkiler yola çıktılar. Onlar gittikten sonra ben hemen odama çıkıp eteğimi ve sütyenimi çıkardım, sadece tişört ve tanga külotla aşağı salona indim. Ali amcanın geleceğini umuyordum. Ve 5 dakika sonra Ali amca bizim zili çaldı. Kapıyı açtım. Göğüs uçlarım tişörtten fırlayacak gibi duruyorlardı. Ali amca da eşofmanıyla gelmişti. Salona geçtik. “Seni bana emanet ettiler, ben de emanete bakmaya geldim!” diyerek güldü. Çok güçlüydü, her halde boyu 1.80’in üstündedir, kilosu da 80-85 vardı. Önce koltukta uzunca öpüştük. Sonra bir çırpıda tişörtümü ve külotumu çıkarttı. Kendisi de çırılçıplak kalınca beni kucağına aldı ayağa kalktı. Ayakta, ayaklarım onun beline, kollarım boynuna dolanmış vaziyette öpüşüyorduk, birbirimizin dudaklarını emiyorduk. Amım tam sikinin üstündeydi, ben ileri geri salındıkça, sikinin başı da ıslanan amımın dudakları arasında ileri geri kayıyordu... Aldığım zevk inanılmazdı, sikine sürtünerek orgazm olmuştum ve amımın suları akıyordu. Fakat yanlışlıkla siki amıma girecek ve kızlığım bozulacak diye de çok korkuyordum. Bu endişemi anlamış olmalı ki, “Kormana gerek yok, kızlığına dokunmayacağımı daha önce de söylemiştim!” dedi ve beni kucağından indirerek kanepeye oturttu, bacaklarımı aralayıp amıma yumuldu ve yalamaya başladı. Beni titremeler kasılmalar sarmış, saçını asılarak ağzını amıma iyice bastırıyordum. Derken birden pozisyon değiştirdi ve 69 olduk. Artık o benim amımı yalarken, ben de onun kocaman yarağını yalıyordum. Erkek arkadaşımla da birbirimize oral seks yapmıştık, ama 69’u ilk defa yapıyordum ve bu daha zevkliydi. Üstelik Ali amca amımı dillerken, aynı zamanda da götümü parmaklıyordu. Resmen uçuyordum... Sonra beni kanepeye yüz üstü uzattı, sırtıma uzanır gibi arkama geçti ve omuzbaşlarımı, ensemi öperek, kulağıma, “Şimdi seni arkandan yapacağım, korkma fazla acıtmayacağım, yanımda özel krem getirdim, tamam mı tatlım?” dedi. Heyecandan kurumuş dudaklarımdan belli belirsiz bir “Tamam!” kelimesi çıktı. Beni dörtayak pozisyonuna getirerek, eşofmanın cebinden aldığı kremle önce kocaman sikini kremledi. Sonra götümün deliğine sürdü ve ilk önce bir, sonra iki parmağı ile göt deliğimi genişletti. Daha sonra o kocaman sikinin mantar başını götüme dayadı, ama ben kendimi kastığım için sokamıyordu. “Kendini kasarsan çok acır, rahat ol, gevşe biraz!” dedi. Ben korksam da, artık bu saatten sonra dönüş yoktu ve o yarrağı götüme istiyordum... Kendimi serbest bırakınca, birden başı Löp! diye götüme girdi. Gözümden yaş geldi, götümün deliği yanıyordu. Siki benim bileklerimden kalındı. Bir süre hiç kıpırdamadı, öylece kaldı arkamda, elini de önüme atıp amıma okşamaya başladı. Amımı okşarken aldığım zevkten götümün acısını hissetmiyordum bile. Ve yavaş yavaş kalanını da soktu götüme ve omuzlarımdan asılarak iyice kenetlendi bana. Altında kaybolmuştum. Götümde sikinin damarlarını bile hissediyordum. “Hepsi bukadardı, köküne kadar aldın tatlım, bundan sonrası çok zevkli!” diyerek sikini götümde hafif hafif oynatmaya başladı. Gerçekten de götümde kocaman yarrağın kımıldaması çok zevkliydi, ben de başladım götümü oynatmaya, hafif ileri gidip, geri vuruyordum götümü kasıklarına. Götüm iyice alışıp acı büyük bir oranda kaybolunca, artık yarrağı da tren pistonu gibi götüme girip çıkıyordu. Hele götümü sikerken amımı da okşaması vardı ya, Tanrım böyle zevkli birşey olamazdı! Herhalde yarım saatten fazla sikti götümü ve sonunda götümün içine boşaldı. Ilık ılık boşaldığını hissetmek manyak birşeydi. Yarağını götümden çıkarmadan, beni çiş yaptırır gibi kucağına alıp banyoya götürdü. Küvetin içine girdiğimizde yarrağını götümden çıkarmasıyla, götümden osurukla birlikte döller püskürdü küvete. Beni küvete indirdiğinde (elimde olmadan da olsa osurduğum için) çok utanmıştım ve yüzüne bakamıyordum. Çenemden tutup başımı yukarı kaldırdı ve “Bunda utanılacak birşey yok tatlım, götten sikişirken osurmak gayet doğal!” diyerek dudaklarımdan öptü. Duşun suyunu ılık açıp beni ve kendini güzelce yıkadı. Götümü ve sikini sabunlayıp köpükledikten sonra küvete oturdu ve “Hadi tatlım, bu sefer kendin al arkana! Kumada sende!” diyerek yarrağını dik tuttu. Ben de yarrağın üzerine çöküp, başını götümün ağzına yerleştirdim ve yavaşça oturmaya başladım. Bu sefer çok acımamıştı ve sabunlu olduğundan olsa çok kolay girmişti... Hepsini aldıktan sonra kalkıp oturmaya başladım. Artık zıplıyordum ve o koca yarrak götümde bir kayboluyor, bir görünüyordu. Ali amca da iki eliyle belimden tutmuş oturup kalkmama yardım ediyor, bazen beni kendine iyice hızla çekiyor, yarrağını götümde oynatıp tekrar zıplatıyordu. Okadar zevkliydi ki, bazen çok hızlı zıplıyordum ve yarrağı götümden tamamen çıkıyor, hemen geri yerleştirip zıplamaya devam ediyordum. Bazen de Ali amca pırtıp çıkan yarrağını götüme yerleştiriyordu. Bu pırtmaların birinde artık nasıl olduysa, ben geri götüme yerleştirirken, Ali amca beni aniden kucağına çekince, amım o ana kadar yaşamadığı acıyı tattı. O koca yarrak bir anda amımın dibini bulmuştu. “Eyvahhh kızlığım gitti!” diye bağırdım... Ali amca da birden irkildi ve beni üzerinden kaldırdı. Kanlı sikini görünce hiç şüphem kalmadı ve “Ben ne bok yiyecem şimdi, beni artık kim alır bu halimle!” diyerek ağlamaya başladım. Ali amca beni teskin ediyor, “Ağlama tatlım, olan oldu birkere, yapılacak birşey yok, hem dünyanın sonu değil ya, üzülecek birşey yok bunda, seni bakire değilsin diye almayacak adamın taa amına koyayım!” diyordu. Amımı ve sikine bulaşan kanları güzelce yıkadıktan ve kurulandıktan sonra, beni kucaklayıp odama götürdü. Yatağıma uzatıp, “Artık hiçbir engel kalmadı, tadını çıkaralım!” diyerek üzerime yattı ve kaldığı yerden devam etti, bu sefer amımı sikiyordu. Milim milim her santimi içimi yarıyordu, zevkten deliriyordum... Ali amca beş gün evin her yerinde beni amdan götten sikti. Hayret ettiğim şey, yaşlı olmasına rağmen bu kadar iyi sikişmesiydi. O ara okula gidememiştim, hocaları ve erkek arkadaşımı arayıp hasta olduğumu söyledim. Erkek arkadaşım da, “Eve geleyim sana bakayım!” dedi, ama ben istemedim, çünkü benim bakıcım vardı :)) Herkese zevk dolu sikişli günler diliyorum! Zayıf, ince belli, 1.55 boyunda, esmer, ufak tefek, dolgun kalçalı, güzel göğüslü kızlardan hoşlanıyorsanız, beni siktiğiniz hayal edip, her yerime boşalın :))

    #komşu sex hikayesi #ali amcama siktirdim #ateşli seks hikayeleri #tumblr sex hikayesi #porno hikayesi
    396
    View Full
  • hikayeleriseks
    07.07.2017 - 4 years ago

    Kocam olmadığında kardeşi sikiyor

    Selamlar, adım Tuğba. 19 yaşında, 1.63 boyunda, 48 kiloda, sarışın, mavi gözlü, fındık burunlu, kalın dudaklı, alımlı bir kadınım. Bundan 1 yıl önce görücü usulüyle, benimle bir boyda, 39 yaşında, şişman, kel, kaba saba ve çirkin bir adamla, sırf çok zengin olduğu için evlendirildim ve Bursa’ya gelin gittim. Kocam, cinsel anlamda tam bir felaketti. Sadece onun işi görülene kadar yataktaydık. Zaten siki de küçüktü (olsa olsa 10-12 cm kadar anca var). Evlendikten sonra orgazm nedir hiç bilemedim. Genç kızken, kızarkadaşlarımızla birbirimize, fantazilerimizi yaşamış gibi anlatır, neşelenirdik. Evlendikten sonra o günleri düşünür, arkadaşlarımın anlattıkları hikayeleri hatırlamaya çalışır ve elim amımda kendimi tatmin etmeye uğraşırdım. Ancak kocamın kıl yumağı gibi vücudu aklıma gelir ve herşey berbat olurdu. Evlilik yıldönümümüzde en seksi kıyafetlerimi giymiş ve kocamın işten gelmesini beklemeye başlamıştım. Kararlıydım, kocamı azdırıp beni sikmesini sağlayacak, en azından bu gece ben de tatmin olacaktım. Ancak kocam telefonla aradı ve gelemeyeceğini, işleri için 2 günlüğüne İzmir’de olacağını haber verdi, kaynım Serhat’ı da bana gözkulak olsun diye eve yolladığını söyleyip kapadı telefonu. Evlilik yıldönümümüzü bile unutmuştu öküz! Sağlık olsun dedim kendi kendime. Kocam telefonu kapadıktan yarım saat kadar sonra Serhat geldi. Ben buarada üzerimi değişmiş, tekrar günlük kıyafetlerimi giymiştim. Serhat’a kapıyı açtım ve toklaştık. “Merhaba yenge, naaber?” dedi. “İyiyim yengeciğim, sen nasılsın? Hoşgeldin!” diyerek karşıladım kaynımı. Serhat, 1.80 boylarında, body sporu yapan, 25 yaşında, bekar bir gençti. Kocam İzmir’den dönene kadar, ben yalnız kalmayım diye bizde kalacaktı. Saat gece 21:00 civarı Serhat’ın odasını hazırladım ve “Serhat odan hazır, istediğin zaman yatabilirsin, ben 10 dakikalığına bir komşuya uğrayacağım!” diye seslendim. Serhat kocamın bilgisayar odasındaydı. Ses gelmeyince yanına gittim. Kulağında kulaklık, bigisayardan müzik dinliyordu. Kulaklığı çıkardım ve tekrar odasının hazır olduğunu, komşuya gidip geleceğimi söyledim. “Tamam yenge, sağol!” diyerek bana göz kırptı ve gülümsedi, kulaklıkları yine taktı. Ben de komşuya gittim. 10 dakikalığına diye çıkmıştım evden, ama 2 saat kadar oturmuşum Hayriye hanımla. Saat 23:00 gibi tekrar eve geldiğimde Serhat yatmıştı. Ben de odama çekilip uyudum. Bir ara uyandım, saate baktım, gecenin 02:30’unu gösteriyordu. Açlıktan midem kıyılmıştı, mutfağa iki lokma birşeyler atıştırayım diye odamdan çıktım. Kocamın çalışma odasının kapısına yaklaştığımda bilgisayarın monitoründen ışık vuruyordu koridora. Kapıya biraz daha yaklaştım, tahmin ettiğim gibi Serhat bilgisayar başındaydı. Yarı çıplaktı, boxerla oturuyordu ve sırtı kapıya dönüktü. Hafifçe kafamı kapıya doğru uzattığımda, bilgisayarda porno izlediğini farkettim. Kulaklıkları yine takmıştı ve benim geldiğimin ve onu izlediğimin farkına bile varmamıştı. Koridorda, bilgisayara sadece 1,5 metre uzaktan, ben de onun izlediklerini izlemeye başladım. Gördüklerim beni fena etkilemişti, amım birden sırılsıklam olmuştu. Elim bacaklarımın arasında, koridor duvarına dayanmış halde amımı okşuyordum. Bir süre sonra sırtım duvara dayalı, yere oturacakmışım gibi bir vaziyette aşağı kayarak gözlerim kapandı ve titreyerek orgazm oldum... Ama tam o sırada Serhat kulaklığı çıkarmış ve orgazm olurken çıkardığım iniltileri duymuş, kapının ağzında dikilmiş, beni izliyormuş. Gözlerimi açıp Serhat’ı farkettiğimde hemen toparlandım, “Ben... ben mutfağa gidiyordum... birşeyler atıştıracağım, sen de istermisin Serhat?” diyebildim kekeleyerek. Başını hafifçe salladı, yüzünde hin bir tebessüm vardı. Mutfağa girdiğimde (Ne yapacağım ben şimdi?) diye düşünüyor, bir yandan da telaşla birşeyler hazırlamaya çalışıyordum. Ama inanın ne hazırladığımı ben de bilmiyordum. Serhat sessizce gelip arkamdan sarılınca, elimdekiler fırladı elimden ve bir çığlık attım. Serhat belimden sımsıkı tutmuştu. Kulağıma eğilip, “Korkma yenge, benim!” diye fısıldadı. “Serhat ne yapıyorsun sen? Kendine gel!” diyerek itmeye kalksam da, mümkün değildi, çok güçlüydü... Boynumu öpmeye başladığında, kalçalarım arasındaki sertliği farkettim. Çok korkuyordum, “Serhat lütfen yapma, ne yaptığını bilmiyorsun sen!” desem de faydası yoktu. “Abim seni tatmin etmiyor mu da, mastürbasyon yapıyorsun yenge?” dedi bana. Korkuyla birlikte müthiş bir heyecan dalgası kaplamıştı içimi, çünkü arkamdaki sertliğin çok büyük olduğunu hissedebiliyordum. “Beni mi sikeceksin Serhat? İstediğin bu mu?” dedim. Cevap bile vermeden beni kucakladığı gibi yatak odasına götürdü. Sırtüstü yatağa yatırdı, geceliğimin eteklerini yukarı sıyırdı, bir çırpıda külodumu çekip çıkararak, ağzını amıma gömdü. Artık itiraz edemiyor, sadece o anın tadını çıkarıyordum. Dudaklarını amımın dudaklarıyla birleştirmiş, deli gibi emiyordu. Sadece amımı yalayıp emerken 2 kez boşalmıştım. O arada geceliğimi de fora etmiştim. İlk kez kocamdan başka bir erkeğin karşısında çırılçıplaktım... Kafasını amımdan kaldırdığında, ağzı yüzü amımın sularıyla sırılsıklamdı. Bana, “Olduğun gibi kal!” diyerek yatakodamdaki banyoda ağzını yüzünü yıkayıp geldi. Ancak boxerini henüz çıkarmamıştı. “Hadi çıkar şunu!” dedim gözümle boxerini işaret ederek. Kolumdan tutup ayağa kaldırdı beni, dudaklarıma yumuldu. Harika öpüyordu. Ateş yine basmıştı vücudumu. Bana, “Sen çıkaracaksın onu!” diyerek omuzlarımdan bastırdı. Sikini ağzıma almamı istiyordu besbelli. Bunu kocam da çok isterdi, ama ben kocama bunu yapmayı sevmiyordum. Serhat'in göğsünü öpüp yalamaya başladım, ordan da aşağıya, beline kadar indim. Yarağı boxeri yırtıpta çıkacak kadar zorluyordu. Boxeri aşağı sıyırdığımda, kocaman birşey yüzüme çarpmıştı. Gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Belki vücuduna oranla sikinin boyu çok büyük değildi, ama ben böyle birşeyi daha önce canlı canlı hiç görmemiştim... Serhat kafamı sikine doğru bastırdı, “Ağzına al yenge!” dedi. Ağzımı açabildiğim kadar açtım, ama yarısı ancak girmişti ağzıma, onu aldığımda da öğürmeye başlamıştım. Ağzımdan çıkarıp, “Serhat bu çok büyük, alamıyorum!” dediğimde, “Alırsın yenge, alırsın!” diyerek tekrar başımı sikine doğru bastırdı. Alabildiğim kadarını ağzıma almış, biraz da alıştıktan sonra emmeye başlamıştım. Hiç sesi soluğu çıkmadan ağzımdayken boşaldı hınzır. Ben kalkıp banyoya fırladım ve kusmaya başladım. Serhat ise beni izliyor ve kahkahalarla gülüyordu. Geri döndüm, “Serhat, bak bu yaptıklarımız ilk ve sondu! Sakın bir yerlerde anlatma, rezil oluruz valla!” dedim ve giymek için külodumu aldım yerden. Ama Serhat külodumu elimden alıp kenara fırlattı ve “Daha işimiz bitmedi yenge! Abimle evlendiğinizden beri onun seni doyuramadığını biliyorum. Seni abimin hiç sikmediği gibi sikeceğim!” deyip beni kendine çekti, dudaklarıma yumuldu... Dudaklarımı koparacakmış gibi öperken nefesimi kesmişti. Bir eliyle belimden çekerek beni kendine yapıştırmış, diğer eli de götümün yanaklarını avuçluyor, yoğuruyordu. Artık ben kendimi salmıştım ve karşılık veriyordum. Ayakta çılgınca öpüşmeye başladık. Serhat'ın güçlü kollarında sıcakta eriyen tereyağı gibiydim. Vücutlarımız ter içinde kalana dek öpüşüp seviştik. Bu arada tüm korkularımı ve kaygılarımı unutmuş, açılmaya başlamıştım yavaş yavaş. Yatağa uzandım ve “Hadi aslanım, söndür yengenin ateşini, yanıyorum!” dedim, iniltilerle Serhat’ı kolundan tutarak yatağa çektim... Serhat yine dudaklarıma yapıştı. Kalın etli dudaklarım onu çok çekiyordu. “Dudaklarına dünyaları veririm yenge!” diye mırıldandı. Sonra boynuma, ordan da göbeğime indi. Bu arada elleri boş durmuyor, kocamın nerdeyse hiç dokunmadığı göğüslerimi mıncıklıyordu. Avuçlarında kaybolup gidiyordu göğüslerim. Amıma indiğinde, ben bir kez boşalmıştım bile. Diliyle amımı sırılsıklam edene dek yaladı ve amımı emmeye başladı. Bir ara dudaklarını amıma dayadı, resmen amımla öpüşüyordu. Müthiş zevk alıyor ve inim inim inliyordum. Doğrulup bacaklarımı iki yana araladı. Bu defa yarağını ağzıma hiç almamıştım, ama yarağından zevk suları gelmeye başlamıştı. Yarağının başını amıma dayadığında sanki amımda bir yumruk var gibi geldi. Ben daha, “Lütfen yavaş sok Serhat, abinin siki bamya kadar bile değil...” diyene kadar, amıma soktu yarağını. İlk girdiğinde sadece, “Iıııhhh!” diye bir ses çıktı benden. Her yanım uyuşmuştu. Bu da yetmezmiş gibi, hemen gidip gelmeye başlamıştı... Ben, "Yavaş hayvan!" diye bağırdıkça, Serhat pis pis sırıtarak ve hiç istifini bozmadan köklüyordu amıma. Acı ve zevk karışıp gitti birbirine. Kısık kısık çığlıklar atıyordum. Taşakları o kadar büyüktü ki, götüme vurduğunu, o kadar büyük bir yarağa rağmen hissedebiliyordum. “Yavaş sik orospu çocuğu, amımı dağıttın, senin gibi bir piç daha varmı bu dünyada!” diye yırtınıyordum altında. Bir süre beni bu pozisyonda sikti. Amım yarağının kalınlığına alışmıştı, ama uzunluğu başıma dertti. Her köklediğinde geri kaçmaya çalışıyordum. Derken mım çıktı ve “Domal bakalım yenge!” diye emretti adeta. Ben önünde domaldım ve omuzlarımı çökerttim. Amım kabak gibi karşısındaydı. Kalçalarımdan kavradı ve yarağını tekrar amıma soktu. Kasıklarını kalçalarımda hissettiğimde ölüyorum sandım. Demek ki bu pozisyonda yarağı daha derine iniyordu. Benim acı içinde inlemem ve bağırmam delirtmişti onu, sert sert köklerken, “Bağır orospu, bağır! Senden ala orospu çocuğu mu olur lan, baksana kaynına veriyorsun!” diye söyleniyordu. Ben sadece, “Aaaayy, aman, off!” diye inleyebiliyordum. Canım gerçekten çok yanıyordu. Çok geçmeden bu pozisyona da alışmıştım. Bu defa tatlı tatlı inlemeye başladım, “Serhat’ım, sik beni erkeğim, sikin ne kadar tatlı, ne kadar güzel sikiyorsun yengeni!” dedikçe, Serhat’ın hırıltıları daha da yükseliyor, ama bir türlü boşalmıyordu. Birden içimden çıktı ve yine sırtüstü yatırdı beni. Aslında bu pozisyonu çok seviyordum. Şimdiye kadar, şişko, kel ve şekilsiz, öküz kocamın yüzüne tahammül etmiştim. Oysa Serhat oldukça yakışıklıydı ve boğum boğum kasları olan bir erkeğin beni eze eze sikmesi müthiş bir zevkti. Bacaklarımı omuzuna aldı ve eliyle yarağından tutarak amıma dayadı. Yine birden bire köküne kadar sokmuştu. “Aayyyy!” diye çığlık attım yine. En derine girmişti yarağı. “Lan piç, her seferinde bağırtma beni, tatlı tatlı sikeceksen sik işte!” diye söylenirken, Serhat amıma kocaman yarağını pompalamaya devam ediyordu... Bir elini yatağa dayamış, diğer eliyle boynumdan yakaladığı gibi üzerime abandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Anestezi etkisi yapmıştı bu ateşli öpücük. Çok geçmeden Serhat adeta yaralı bir hayvan gibi böğürerek, içimde volkan gibi patlamıştı. “Eyvaah, Serhat naaptın sen yaa? Korunmuyorum!” diye hayıflanarak söylenmeye başladım. O ise yüzünde mutluluktan uçar bir tebessümle, “Abimle bu aralar bir sikişsen hiç fena olmaz yenge!” diyerek üzerimden kalktı. Kocaman yarağının ucundan dölleri sarkıyordu. Yarağını ağzıma dayadı. Ben de yine alabildiğim kadarını ağzıma alarak, yarağında kalan tüm dölleri emdim. Sonra birlikte duş aldık, tekrar yatağa girdik, sabaha kadar sevişip sikiştik ve birbirimize sarılarak uyuduk. Sabah kahvaltıdan sonra Serhat, “Yenge ben çıkıyorum, akşama istediğin birşey varmı?” diye seslendi. Akşama geç kalmamasını rica ettim ve uğurladım. Akşam saat 20:00 sularında Serhat geldiğinde, ben henüz dinlenememiştim. “Ne o yenge, çok bitkin görünüyorsun?” deyince, “O yarağı sen yesen, sen de bitkin görünürdün!” diye cevap verdim. Akşam yemeğine oturduğumuzda, yemeğini çabuk çabuk yemeye başladı. "Yavaş yesene, acelen ne?" dedim. Serhat yine pis pis sırıtarak, "Yemekten sonra tatlı olarak seni istiyorum yenge!" dedi. “Aaaa, hayır Serhat yaaa, lütfen ama, bana da acı, ben de insanım, sabaha kadar siktiğin yetmedi mi?” dedim. Ama o sırada bacaklarımın arasında birşey hissettim. Eğilip baktığımda, ayağıyla amımı okşamaya çalıştığını gördüm. “Deli oğlan!” diyerek gülümsedim ve ekledim, “Ama bu akşam hiç heveslenme, amım dağıldı, sikişemeyiz!” dedim. Serhat yemeği bırakıp, ayağa kalktığı gibi beni kucakladı ve yine yatak odasına götürdü... Ona yalvarırcasına, “Nolur bu akşam sikme, sonra yine sikersin, çok yorgunum!” dedikçe, o başını hayır der gibi iki yana sallıyordu. Yatağa yatırdı ve “Merak etme yenge, çok uzun sürmeyecek!” dedi. Çırılçıplak kalana dek soyundu. Yarağı henüz kalkmamıştı, ama bu haliyle bile kocamım sikinden çok büyüktü. Ben yarağına bakarken, “Soyunsana amına koduğum orospusu!” diyerek yüzüme hafif bir tokat attı. Sanki robot gibiydim, tokadı yer yemez soyunmaya başladım ve bir çırpıda çırılçıplak kaldım. Bir an önce ne olacaksa olsun istiyordum. Ağzıma almamı istediği yarağını bu haliyle zorda olsa hepsini ağzıma almış, emmeye başlamıştım. Birkaç saniyede yine o ihtişamına kavuşmuştu. Domalmamı istedi, ben de domaldım. Götüme parmağını soktuğunda canım çok yandı. “Aaaaahhh! Naapıyorsun lan?” diye bağırdım ve arkama dönüp baktığımda parmağını götümden çıkardı. “Bana zorluk çıkarırsan canın çok yanar yenge, madem amın dağıldı, bu gece de götünü sikeceğim!” deyince, ben ayağa kalkmaya çalıştım, ama Serhat'a gücümün yetmesi mümkün değildi. Çaresiz olacakları beklemeye başladım. Götümün deliğini sırılsıklam yapana kadar yaladı ve tükürükledi. Ben az önce parmağının verdiği acıyla yarağının götüme nasıl gireceğini düşünürken, o yarağının kafasını götüme dayamıştı bile. “Bağırma sakın!” dedi ve birden yüklendi. Beynim karıncalanmış, gözlerimde şimşekler çaktı. “Ooouufff!” diye bir ses çıktı benden, ardından, “Orospu çocuğu yırttın götümü!” diye bağırdım. Serhat kaçamayım diye kasıklarımdan tutmuş, kıpırdamadan bekliyordu. Ben götten sikilmek çok ta kötü değilmiş diye düşünürken, içimi adeta parçalarcasına sokmaya devam etti. Meğer daha yarısı girmemiş. “Serhat noolur yapmaaa, çok canım acıyoor!” diye ağlamaya başladım. “Sus amına koduğumun orospusu, sidikli kızlar gibi ağlamyı kes!” diye azarladı ve götüme pompalamaya başladı. Benden çıkan acı dolu sesler onu çıldırtmıştı adeta, daha hızlı gidip geliyor, götüm cayır cayır yanıyordu. Çok geçmeden boşaldı götümün içine. Halen iki gözüm iki çeşme ağlıyordum. Yarağını götümden çıkardığında, gazoz şişeleriyle parmağımızla oynarken çıkan sese benzer bir ses çıktı. Göt deliğimin kapanmadığını hissediyordum. Yanıma uzandı ve “Bebişiim, tatlı yengem benim, hadi ağlama artık, bak bitti işte! Bundan sonra seni yaraksız bırakmayacağım!” diye teselli ediyor, nazikçe dudaklarımı öpüyor, göğüslerimi okşuyordu. Yarım saat kadar yattıktan sonra kalktık ve duş alıp, kalan yemeğimize devam ettik. Ertesi gün öküz kocam İzmir'den döndü. Ama Serhat'la sikişmelerimiz her fırsatta devam ediyor :)

    #yenge seks hikayesi #ensest hikayeler#sex hikayeleri #tumblr sikiş hikayesi
    406
    View Full
  • hikayeleriseks
    01.07.2017 - 4 years ago

    Babamın şirketinde çalışan Cemil Amca

    Merhaba arkadaşlar ben Aslı, 18 yaşımda, uzun boylu, hafif balık etli, sarı saçlı, iri dudaklı bir kızım. Ailem varlıklıdır, babamın şirketi var. Özel koleji bitirdim, üniversiteye gideceğim kısmetse. Kolejde bir iki defada erkek arkadaşlarla öpüştüğüm olmuştu, fakat hoşlanmamıştım. Buna karşılık, kolejden arkadaşım olan Eda ile aramızda değişik türde bir yakınlaşma olmuştu. İkimiz de kız kıza öpüşmenin nasıl birşey olduğunu merak ediyorduk. Deneme amaçlı olarak öpüşmemiz, kız kıza sevişmeye dönüşmüş ve ben Eda'yla sevişmekten çok hoşlanmıştım. Yaklaşık bir yıldır da fırsat buldukça sevişiyoruz. Fakat bu anlatacağım olay daha başka. Bundan iki ay önce Sürücü Belgesi almak için müracaat etmiştim. Babamın şirketinde çalışmakta olan Cemil abi de, babamın talimatıyla bana araba sürmesini öğretmekle görevlendirilmişti. Cemil abiyi küçüklüğümden beri tanırım, 50-55 yaşlarında, kendi halinde, uzun boylu, yakışıklı biridir. İlk defa Cemil abiyle direksiyon çalışması yapacağım gün, yanımda Eda da vardı. Cemil abi yaklaşık bir saat kadar bana araba sürmesini gösterdikten sonra, "Bu günlük yeterli!" deyip, bizi eve bıraktı ve kendisi şirkete döndü. Apartmana doğru yürürken Eda, "Kız Aslı, ben bittim tükendim kızım!" deyince, "Ne oldu, neyin var?" dedim. Eda, "Hemen eve girelim!" diyordu. Fakat o arada dikkatimi çekti, Eda elindeki çantayı önüne koymuş acele acele yürüyordu. Asansöre binince önünden çantayı çekti ki, giydiği pantolonun bacak arası, yani amının olduğu yer resmen ıslanmıştı. "Kız bu ne hal?" dedim. Eda, "Cemil abi varya, işte onun kokusu ve tatlı konuşması, helede o boyu posu beni bitirdi Aslı! Siz önde araba sürmekle uğraşırken ben arkada amımı okşamaktan kaç defa boşaldım bilmiyorum!" demez mi. "Eda sen delisin kızım!" dedim. Eve girdik. Annem yoktu, babam zaten şirketteydi, yani ev boştu. Eda, "Ben acele bir duş alacağım!" deyip doğruca banyoya girdi. Ben de odama geçtim, kendimi yatağın üzerine attım, kendimi biraz yorgun hissediyordum. Yatakta uzanırken Eda'nın söylediklerini düşünüyordum. Cemil abiyi yıllardır tanırdım, ama hiçbir zaman ona o gözle bakmamıştım. O da bana hiç bir zaman kötü gözle bakmadığı gibi, hep bir baba şefkatiyle yaklaşırdı. Fakat Eda bunları söyledikten sonra düşünüyordum da, hakikaten Cemil abi çok yakışıklı ve sexy bir erkekti. Az sonra Eda banyodan çıkmış, bornozla geldi. Yanıma uzandı ve aklıma Cemil abiyi işlemeye devam etti, "Aslı kız, Cemil abi olgun, yakışıklı, karizmatik vede sevecen biri. Üstelik te nezaman istesen elinin altında. Ben olsam ne eder yapar onunla sevişirdim!" dedi. Tabi bunları söylerken de eli göğüslerimde geziniyor, göğüslerimi avuçlayıp, sıkıyor, okşuyordu. "Yapma Eda, annem aniden gelir falan, bizi böyle görürse hoş olmaz!" dedikçe, o beni daha çok tahrik ediyor, "Ohhh, şimdi senin bu memelerini Cemil abinin okşadığını hayal et!" diyordu. Ben, "Kızım yapma!" diyordum, ama Eda bornozunu çıkarıp çırılçıplak kaldı ve "Baksana Aslı, Cemil abiyi düşündükçe amım yeniden sulandı!" diyerek elimi tuttu ve ıslanmış amına götürüp koydu. Amı ateş gibiydi, "Eda kız sen yanıyorsun!" dediğim anda dudaklarıma yapıştı. Dilini ağzımın içine sokuyor, dilimi emiyordu. Beni de müthiş tahrik etmişti. "Kızım dur, annemi arayacağım!" deyip zorla altından kurtuldum. Anneme telefon ettim, ne zaman geleceğini sordum. Annem, "Ne oldu kızım, birşey mi var?" dedi. "Yok anne, evde Eda'yla birlikteyim. Seni evde görmeyince merak ettim sadece!" dedim. Annem, "Biraz işim var kızım, iki saate gelirim!" dedi. Telefonu kapatınca, "Şimdi oldu!" deyip, Eda'ya yumuldum. Edayla yaklaşık bir saaten fazla seviştik, 69 olup birbirimizi tatmin ettik. Sevişirken Eda, "Keşke şimdi Cemil abi de aramızda olsaydı da beni sikseydi!" diyordu. Eda böyle konuştukça benim de canım Cemil abiyi ister olmuştu. O günden sonra ben artık daha açık ve daha sexy şeyler giymeye ve direksiyon derslerinde Cemil abiye frikikler vermeye başladım. Fırsat buldukça ona daha çok sokuluyor, ona sürtünüyor, zaman zaman elimi onun elinin üstüne koyarak okşar gibi yapıyordum. Ama Cemil abi bana hiç pas vermiyordu. Günler böyle geçmiş ve sınav günüm yaklaşmıştı. Sınavdan bir gün önce Cemil abi sınav kağıdını bana uzattı, "Al bakalım, yarın sabah saat 08:00'de sınavda olacaksın! Hadi Aslı, geç bakalım direksiyona, bugün sana son defa göstereceğim!" dedi. Birlikte direksiyon sınavının yapılacağı yere gittik, son kez çalışmak için. Ogün bana ne olduysa çok heyacanlandım, söylediklerinin tam tersini yapıyordum. "Ne oldu Aslı? Neden yanlış yapıyorsun?" diyor, haklı olarak beni eleştiriyor, doğru olanı gösteriyordu. Ben birkaç hata daha yapınca, "Durdur arabayı, in aşağı! Sana ne oldu kızım? Çok iyi yaptığın şeyleri unutmuş gibisin!" dedi. Yerleri değiştirdik, ben ağlamaya başladım. Cemil abi, "Ne oldu kızım? Niye ağlıyorsun Aslı?" diyor, saçlarımı okşuyordu. Ben ağlayarak, "Yapamıyorum işte, yarın sınavı geçemeyeceğim!" dedim. Cemil abi başımı göğsüne doğru çekti, yasladı, "Ağlama kız, sen bu sınavı geçeceksin!" diyerek beni teselli ediyor, saçlarımı okşuyordu. Bir süre sora yatıştım, ağlamalarım kesilmişti. Cemil abi, "Kaldır başını, bana bak Aslı!" deyince başımı kaldırmamla birlikte dudak dudağa geldik. İşte o anda ne olduysa dudaklarımız birleşti. Öpüşüyorduk. Sıcacık dudakları dudaklarımı yakıyordu. Fakat birden beni itekledi ve "Ben ne yapıyorum, olmaz Aslı, özür dilerim!" dedi. Ben ona fırsat vermeden tekrar dudaklarına yumuldum. O kaçtıkça ben ısrar ettim. Sonra yumuşadı ve karşılık verdi. Şimdi yine çılgınca öpüşüyor, emişiyorduk. Aynı zamanda bir eli de memelerimi sıkıyor, okşuyor, beni çıldırtyordu. Birden korna sesiyle kendimize geldik, insalar ordan arbayla gelip geçiyor ve bizi öylece görüyorlardı. Cemil abi arabayı çalıştırdı, ordan uzaklaştık, tenha bir yerde durduk... Ben yiyişmeye devam edeceğimizi sanıyordum, dudaklarına yapıştım tekrar. Ama Cemil abi karşılık vermedi, "Aslı kendimize gelelim kızım, biz yanlış yapıyoruz!" dedi. O, "Olmaz Aslı!" dedikçe ben onu daha çok arzular olmuştum. Elimi önündeki kabarıklığına attım, pantolonunun üzerinden yarağını avuçladım. Taş gibiydi. "Aslı, dur ne yapıyorsun?" dediğinde, "Beni sikmeni istiyorum Cemil abi!" dedim. "İşte o dediğin hiç olmaz!" dedi. Ama ben dinlemedim, fermuarını indirdim, yarağını çıkardım. İlk defa canlı yarak görüyordum, yarağı kocamandı ve çok kalındı, avcuma sığmıyordu. Yarağını okşamaya başladım. Cemil abi gözlerini yummuş, öylece oturuyor, ama halen, "Olmaz Aslı, bu doğru değil..." demeye devam ediyordu. Sonra birden kalktı, indi arabadan ve kolumdan çekerek arabadan indirdi beni... Arka kapıyı açıp, beni içeri soktu, o da yanıma geldi. Arabanın arkası öne nazaran daha genişti. Beni kucakladı, dudaklarımı emdi, yaladı, sonra boynumu öperek gömleğimin düğmelerini açtı. Sutyenimin üstünden göğüslerimi okşayarak beni çıldırtyordu. Ben de boş durmuyor, onun fermuarını açıp yarağını çıkarmış okşuyordum. Cemil abi yalamadık, emmedik, öpmedik yerimi bırakmadı. Zaten mini olan eteğimi belime sıyırıp, tangamı yana çekerek amıma yumuldu. Amımın her noktasını emdi, yaladı. Ama amımın dudaklarını emdikçe, klitorisimi yaladıkça, ben kıvranıyordum, inliyordum, "Sik beni!" diyordum. O ise diliyle amımı sikiyordu. Ne olduğunu anlamadan korkunç bir şekilde kasıldım, titredim ve orgazm olup boşaldım. Cemil abi amımdan akan tüm sıvılarımı emdi, yaladı... Sonra doğrularak başımı tuttu, yarağını ağzıma uzattı, "Sıra sende Aslı, hadi yala, em yarağımı!" dedi. İlk defa yarak yalayacaktım. "Dondurma yalar gibi yala, ağzına al!" dedi. Ben yavaşça dilimi yarrağının mantar gibi başında gezdiriyor, yalıyordum. Başını ağzıma almak için epey zorlandım. O ise eliyle başıma bastıryor, hepsini ağzıma sokmaya çalışıyordu. Fakat ancak yarısını ağzıma alabildim. 10 dakika sonra Cemil abi kasıldı, hırlayarak, inleyerek ağzımın içine bir volkan gibi patladı. Ağzımın içi sıcacık dölleriyle dolmuştu. Hafif ekşimsiydi tadı. Başıma eliyle bastırıyordu halen, zorlanarak tüm döllerini yutmuştum. Midem bulandı, kusacak gibiydim. Başımı bıraktığında yarağını ağzımdan çıkardım. Nefes nefese kalmıştım. Yarağını iyice yalattı, temizletti. Sonra da, "Bu kadar yeter Aslı, hadi toparlan, geç oldu, gidelim!" dedi. "Ee, beni sikmeyecekmisin?" dedim. "Olmaz, yapamam, bakiresin!" dedi. "Ozaman götümü sik!" dedim. "Sen şimdi toparlan, gidelim, yarın direksiyon sınavını geç, senle güzel şeyler yaşarız!" dedi, beni ikna etti. O gün beni eve bıraktı gitti... Ertesi gün beni sınava babam götürdü. Sınava girdim ve kazandım. Babam beni eve bırakıp şirkete gittikten sonra, ilk işim Cemil abiyi aramak oldu. Telefonu çalıyor, ama açmıyordu. Ertesi günlerde de açmadı telefonunu. Mesajlarıma da cevap vermiyordu. Hergün denedim, ama sonuç alamadım... Aradan 15 gün geçmişti ve babamla annem, ablamın yanına yurtdışına gideceklerdi. Babama, "Siz gidince ben annemin arabasını kullanabilirmiyim?" dedim. Babam, "Olmaz, daha yalnız araba kulanamazsın!" dedi. Annem, "Evet yalnız olmaz, fakat Cemil efendiye söyleyelim, boş zamanlarda birlikte dolaşırsınız, şehir içinde kullanır, alışırsın!" deyince, babam da, "Tamam ben Cemil efendiyle konuşurum!" dedi. Sonra Cemil abiye mesaj attım, "Seni arıyorum, mesaj atıyorum, cevap vermiyorsun, bakalım babama ne diyeceksin!" diye. Babamlar yurtdışına gitmiş, beni de anneanneme emanet etmişlerdi. Anneannemin Çarşamba günleri konken partisi vardı, ben de o gün için kendimi ayarladım, evde kaldım. Anneannem saat 10:00 gibi evden çıkınca, ben hemen babamın şirketini aradım. Sekretere, "Lütfen Cemil abiyi gönderirmisin, arabayla acil bir yere gitmem lazım!" dedim. Telefonu kapatıp bekledim. Çok geçmeden cep telefonum çaldı. Arayan Cemil abiydi, "Aslı nereye gideceksin?" dedi. Ben de, "Eda'nın doğumgününe gideceğim. Evdeyim, çabuk gel!" deyip telefonu kapattım... Sonra odama geçtim, soyundum ve annemin o çok sexy mini geceliklerinden kırmızı olanı giydim. Altıma sütyen külot giymeden, yalnızca gecelikle onu karşılayacaktım. Her yerime annemin parfümünden sıktım, amıma ve götüme bile. Yaklaşık yarım saat sonra kapı zili çaldı. Kapının merceğinden baktım, Cemil abiydi gelen. Kapının arkasına vücudumu gizleyip, kapıyı açtım. Cemil abi içeri girince kapıyı kapatıp, kilitledim. Cemil abi beni o halde görünce dondu kaldı, bana bakarak sessizce duruyordu. Boynuna sarıldım, dudaklarına ufak bir buse kondurup, fısıltılı bir şekilde, "Senin olmak istiyorum!" dedim. Ben onu yatak odama çekmeye çalışıyordum, ama o kımıldamıyordu bile... Elimi, pantolonunun üzerinden yarağına attım, avuçladım. Taşaklarını sertçe avuçlayınca, Cemil abi sessizliğini bozup, "Benden günah gitti, sen kaşındın küçük orospu! Yarrağı yemeden aklın başına gelmeyecek senin!" diyerek, beni kucaklayıp, doğruca odama götürdü. Yatağa sırtüstü yatırdı. Sonra sağ ayağımı tutup, ayak parmaklarımı öpüp yalamaya başladı. Daha sonra sol ayağımı da aynen yalayarak bıraktı ve öpüp yalayarak yavaşça yukarılara doğru çıktı. Bacaklarımın her noktasını yalayıp, emdi, öptü. Elleri de boş durmuyor, göğüslerimi ve nohut gibi sertleşmiş meme uçlarımı okşuyor, sıkıyordu. Şimdi ağzı amımın etrafında dönüyordu, fakat amıma dokunmuyordu. Ben yatakta çırpınıp, inliyor, kıvranıyordum. Bu arada boşalmıştım bile... Biraz daha yukarı, göbeğime gelerek yalamaya başladı. O sırada minicik geceliği de çıkardı. Ben çırılçıplak kalmıştım, o halen giyinikti. Yalayarak göğüslerime gelmişti, memelerimi ağzına alıyor, yalıyor, öpüyor, uçlarını koparacak gibi emiyordu. Ben çıldırmıştım, yatakta kıvranıp, başına ellerimle bastırıyor, ohlayıp inleyip, tekrar tekrar boşalıyordum. Hayatımda böyle bir zevk daha yaşamamıştım. Şimdi boynumu, kulak memelerimi yalayıp emiyordu. Kulağıma, "Sıra sende küçük oruspu, hadi soy beni, yala, em her yerimi!" dedi. Ben zaten çıldırmıştım, üstünü parçalarcasına soymaya başladım. Şimdi o da benim gibi çırılçıplaktı ve yarağı kocaman olmuş, sertleşmişti. Cemil abiyi sırtüstü uzatıp, üzerine uzandım, dudaklarına yapıştım, emmeye başladım. Elimi de aşağıya attım, yarağını avuçlayıp sıkıyordum. Sonra döndüm, 69 olduk. Şimdi ben onun yarağını yalıyor, emiyordum, o da amımı yalıyor, parmağıyla göt deliğimi okşuyordu. Ben artık dayanamıyordum, "Sik beni, amım da götüm de senin olsun, yeter ki sik beni!" diyordum. Parmağı götümün deliğine girmiş, götüm acıyordu. Ama ben her acıya hazırdım. Daha sonra beni üzerinden indirdi ve beni domalttı, arkama geçip götümü yalayıp doğruldu, "Kremin var mı küçük orospu?" dedi. Çekmecede olduğunu söyledim. Uzanıp kremi aldı. Önce götümün deliğine sürdü, parmaklarıyla göt deliğimi iyice genişletti. Sonra sikine de krem sürüp, sikini götümün deliğine dayayıp bastırdı. Önce girmedi, biraz daha kremledi, tekrar yüklendi. Başı girmişti, ama ben, "Acıyor, çıkar! Cemil abi çıkar!" diye bağırıyordum. Hemen yastığı ağzıma verdi, "Sessiz ol küçük oruspu!" dedi. Hareketsizce duryor, sırtımı öpüyor, eliyle göğsümü okşayarak, "Sakin ol, kasma kendini, gevşe biraz!" diyordu. Bir süre sonra yavaş yavaş hareketlendi ve birdaha yüklendi. Şimdi sikinin yarısı götüme girmişti, ama ben acıdan artık ağlıyordum. Tekrar bir hamle yaptığında, taşakları kasıklarıma değmişti. Öylece duruyordu. "Nasılmış, hoşuna gidiyor mu küçük oruspu?" dediğinde, ben ağlayarak, "Öküz, hayvan, yırttın götümü, çok ağrıyor!" diye sızlanıyordum. "Bunu sen istedin, ben zorlamadım, katlan o halde!" diyerek, yavaş yavaş çıkarıp tekrar sokmaya başladı. Yaklaşık 15-20 dakika götümde gidip geldikten sonra acı yerini zevke bırakmıştı, artık rahatlamıştım. Götüme her köklediğinde zevkle acıyı aynı anda yaşıyordum, fakat zevkten acıyı unutuyordum. Elini amıma atıp, klitorisimi okşamaya da başlayınca, birden kasıldım, sanki elektriğe kapılmış gibi titreyerek, bağıra bağıra boşalmıştım. Cemil abi halen götümün içinde gidip geliyor, beni çatır çatır sikiyordu. Yorulmuş bitmiştim. Bir süre sonra da Cemil abi hırlayarak, volkan gibi götümün içine boşaldı. Sıcacık dölleri götümün içini doldurmuştu. Ama halen götümün içine girip çıkıyordu o koca yarrak... Bir süre sonra üzerime yığıldı. Yarrağı halen götümdeyken 66 pozisyonunda yatağa uzandık. İkimiz de nefes nefese kalmıştık, sessizce duruyorduk o halde, ben acıdan ve zevkten kendimden geçmiştim. Yarağı götümün içinde küçülüp çıkınca, beni kendine dönderdi, "Küçük orospu sağol! Biliyormusun, ben ilk defa senin götünü siktim, bu yaşıma kadar bu ilk göt sikişim!" dedi ve beni öperek, "Hadi kalk, banyoya geçip temizlenelim!" dedi. Birlikte banyo yaptık çıktık. Biraz dinlendikten sonra, Cemil abi, "Benim şirkete gitmem lazım, akşama tekrar gelirim!" deyip gitti. Akşam anneannem gelmeden tekrar geldi, beni bir defa daha götümden sikti. Yaklaşık bir aydır fırsat buldukça kendimi Cemil abiye siktiriyorum. Eda da tutturdu, "Kızım anca beraber, kanca beraber! Beni de siktir Cemil abiye!" diye başımın etini yiyor :)

    #babamın arkadaşına siktiriyorum #seks hikayeleri#porno hikayeleri#erotik hikayeler
    275
    View Full
  • hikayeleriseks
    30.06.2017 - 4 years ago

    Kuzenimle tatilde aynı odada kaldık

    İkimiz de Liseden başarıyla mezun olunca, mükafaat olarak ailelerimiz kuzenim Melis'le beni tekbaşımıza Marmaris’e tatile göndermişlerdi. Kuzenimi kısaca tarif etmem gerekirse, 1.75 boylarında, zayıf, küçük göğüslü, ama hoş bir kızdır. Tavsiye üzerine dört yıldızlı bir otele gittik. Yanyana iki tane tek kişilik oda istedik. Ancak otelin tek kişilik odaları dolu olduğu için, bize büyük bir aile odası verebileceklerini söylediler. Yani kuzenimle aynı odada yatmak zorundaydık. Verecekleri odada, bir tane büyük çift kişilik yatak, bir tane de tek kişilik yatak vardı. Büyük yatakta kuzenim yatacaktı, tek kişilikte de ben. Kuzenimle küçüklükten beri birlikte büyümüştük, kardeş gibi olduğumuz için birbirimizin yanında oldukça rahat hareket edebiliyorduk. Sorun değil dedik ve odayı aldık, yerleştik ve tatilimiz başladı. Odada zaman zaman iç çamaşırlarımızla dolaşıyorduk, birimiz giyineceği zaman diğerimiz banyoya giriyordu. Ama yine de çok fazla özen göstermiyorduk, kuzenim benim yanımda sadece elbiselerini değil, sutyenini de değiştiriyordu. Ben de banyodan havluyla çıkınca, kuzenime, "Bakma!" deyip odada Boxerimi giyiyordum. Ancak aramızda, (Ben olsam bakardım!) diye de bir espri dolanıyordu. İki gün sonra kiraladığımız Vespa'yla tenha koylardan birine denize gitmiştik. Marmaris çok güzeldi, bir yanda orman, diğer yanda temiz, sakin koylar vardı. Denize girdik, epey bir yüzdük, eğlendik, güneşlendik. Akşam otele döndük. Yemekten sonra hazırlanıp, Marmaris'in gece eğlencesinin olduğu yerlerini gezmeye diye çıktık. Kuzenim gayet şık giyinmişti, o halde onunla bir diskoya girsek, muhtemelen tüm erkeklerin ilgi odağı o olurdu. Neyse, bir bara girdik, oturup alkollü kokteyllerden birkaç tane içtik. Kuzenim pek alışkın olmadığından çakır keyif olmuştu bile. Sonra sahilde yürüdük biraz. Gece yarısı otele dönerken de, marketten bir şişe Likör ve iki plastik bardak aldık. Kuzenimin çantasında gizlice soktuk otele. Odaya çıktık. Üstümüzdeki elbiselerimizi çıkardık. Ben yine sadece Boxerle kalmıştım. Kuzenimin altında tanga külotü vardı, sütyeni çıkarıp, üstüne de askılı tişört giymişti. TV’yi açtık ve Likörleri bardaklara koydum, çift kişilik yatağın üzerine oturduk, içmeye başladık. Kuzenim hızlı gidiyordu. İçtikçe de aşık olduğu çocuktan bahsetmeye başlamıştı. Biraz biraz ağlıyor, bir yandan da çocuktan bahsetmeye devam ediyordu. Birkaç bardak Likörden sonra iyice kendisini koyverip hüngür hüngür ağlamaya başlayınca, ben de ona sarıldım ve teselli etmeye başladım. Kuzenim o kafayla, gecenin o saatinde çocuğu aramak istedi. Ama izin vermedim, telefonunu elinden aldım. Kuzenim, "Çok mu çirkinim? Neden bu çocuk beni terketti? Neden? Üstelik her istediğini de verdim!" diye isyan etmeye başladı. Ben de kuzenime güzel olduğu konusunda iltifatlar etmeye başladım, bir yandan da saçlarını okşuyordum, ağlamasını istemiyordum. Kuzenim göğsüme yaslanmışken, başını hafifçe kucağıma düşürdü ve yanağını sikime yasladı. O sırada ben, kuzenimin demin söylediği (Üstelik her istediğini de verdim!) lafını düşünüyordum. Demek ki kuzenim o çocuğa kendini siktirmişti, bunun başka bir açıklaması olamazdı. Kuzenimin bakire olmadığı düşüncesi kafamda değişik fantaziler oluştururken, sikimin yavaş yavaş kalkmaya başladığını hissettim. Az sonra sikim iyice sertleşmiş ve Boxerimin içinde kocaman olmuştu. Kuzenimin hiç sesi çıkmıyordu, halen yüzünü kalp gibi atan sikime yaslamaya devam ediyordu. Kuzenim birden yüzünü kucağımdan kaldırıp, kahakaha atarak, "Baksana şunun haline!" dedi ve doğruldu. Meğerse, Boxerimin işeme deliğinden sikimin başı çıkmış! Ben tabi hemen sikimi delikten geri Boxerin içine soktum. Ama kuzenim gülmeye devam ediyordu, çünkü bu sefer de sikim Boxerin içinde çadırı kurmuştu, yatırdığım gibi durmuyordu. "Kızım gülme! Senin suçun, onu sen kaldırdın!" dedim. "Cidden, ben mi kaldırdım? Dur şuna iyice bir bakayım!" diyerek Boxerimi sıyırdı aşağıya. Serbest kalan sikim bayrak direği gibi dikilmişti. "Owwww, amma da büyükmüş!" dedi. Bende artık film kopmuştu, bu fırsatı değerlendirip kuzenimi sikecektim, nasıl olsa bakire değildi. Gülerek, "Evet büyüktür! İstersen dokunabilirisin, hatta tadına da bakabilirsin!" dedim. Kuzenim birşey demeden sikimi kökünden avuçladı, 31 çektirir gibi aşağı yukarı biraz sıvazladıktan sonra eğildi ve ağzına aldı, sakso çekmeye başladı. Sarhoş olduğu için biraz ısırıyordu, taşaklarımı da koparacakmış gibi asılıyordu. Canım yanıyordu, ama çok da zevk alıyordum. Bu arada ben de boş durmayıp, kuzenimin askılı tişörtünü çıkardım. Erekte olmuş göğüs uçları kocamandı. Bir tek tanga külotu kalmıştı üzerinde. Külotun üzerinden okşadım amını biraz. Sonra külodunu kenara çekerek amını parmaklamaya başladım. Ben amını parmaklarken, kuzenim doğrulmuş ve dolgun dudaklarıyla buluşmuştu dudaklarım. Hiç böylesi ateşli öpüşen bir kız görmemiştim, çok iyi öpüşüyordu kuzenim. Küçük göğüslerini de biraz avuçladıktan sonra, eğildim iri göğüsuçlarını emmeye başladım. Kuzenim bundan aşırı tahrik olmuştu, deli gibi inliyor, göğüslerini sırayla ağzıma bastırıyordu. Göğüslerinden öperek göbeğine indim, ordan da kasıklarına. Sırtüstü yatırıp, ıslanmış külodunu iki elimle yanlarından tutup çektim çıkardım bacaklarından. Ve yumuldum amına. Amını şapırdata şapırtdata yalıyordum. Küçücük am dudaklarını ağzımın içine çekiyor, klitorisini emiyordum. Dilimi amcığının içine sokup çıkarmaya başladığımda, kuzenim de inleyerek, belini kaldırıp kaldırıp kalçalarını yatağa vurmaya başladı. Ben dillemeye devam ediyordum. Kuzenim, "Yeterrrr, gel hadi, içime gir, sik beni!" diye inlemeye başladı. Amını dillemeyi bırakıp doğruldum. Hemen çantama uzanıp kondomları çıkarttım. Kime niyet, kime kısmet! Belki otelde kalan turist kızlardan birini sikerim diye almıştım kondomları. Kondomun birini açtım ve zonklayan sikime taktım. Kuzenim bacaklarını sonuna kadar ayırmış, gözlerini kapamıştı. Nefesini tutuyor, içine girmemi bekliyordu... Sikimin başını am dudakları arasından kaydırıp, küçücük amcığının pembe deliğine soktuğumda, kuzenim bacaklarını kaldırıp belime doladı ve beni kendine çekti. Sikim bir seferde köküne kadar girmişti amcığına. Kuzenim tadını çıkarmak istiyordu belli ki, halen gözleri kapalıydı, bacakları belime kenetlemiş halde, içinde hareket etmeme izin vermiyordu. Bacaklarını belimden kurtarıp omzuma aldım ve deli gibi pompalamaya başladım. Çünkü boşalmak üzereydim, sikim zonkluyordu, zor tutuyordum kendimi ve amını hiç sikmeden boşalmak istemiyordum. Amına hışımla girip çıkıyordum, çok seri bir şekilde. Ama fazla dayanamadım ve iki dakikada boşaldım kondomun içine. Boşaldıktan sonra biraz daha gittim geldim amında. Kuzenim de çığlık çığlığa boşalana dek sürdü bu gidip gelmelerim. Sonra yanyana uzandık, dinlendik biraz. Sikim inmiş ve içi döllerimle dolu kondom çıkmak üzereydi. Banyoya gidip, kondomu çıkarıp çöp kutusuna attım. Sikimi güzelce şampuanlayıp yıkadım. Biraz sıvazlayınca yeniden sertleşti sikim. Kalkık sikimi sıvazlayarak yatağa gittim. Hemen yeni bir kondom açıp taktım. Bu sefer ben sırtüstü yattım. Kuzenimi üstüme aldım ve hoplata hoplata sikmeye başladım. Göğüsleri küçük olduğu için yakalayıp öpemiyordum, ama uçları harikaydı. Alttan pompalaya pompalaya sikiyordum kuzenimi, hem de bağırta bağırta. Daha sonra köpek gibi domalttım ve girdim amına, sikmeye devam ettim. Kuzenimin götünü de sikmek istiyordum. Amından çıkarıp götüne sokmayı denedim, fakat bir türlü giremedim. Galiba götten hiç vermemişti, hem zorlarsam çok canı yanar diye düşündüm ve vazgeçtim. Yeniden amına sokup, ikimiz de boşalana kadar o pozisyonda siktim. Ama yorulmuştum ve çok terlemiştim. Hem kuzenim de biraz ayılsın diye duş yapmamıza karar verdim. Kuzenimi kucaklayıp banyoya götürdüm. Duşun altına girdik, ılık su iyi gelmişti. Kuzenim önümde çömeldi ve inik sikimi emmeye başladı. Sikim yine büyümüş ve sertleşmişti. Kuzenim ayağa kalktı ve bana arkasını döndü, fayanslara ellerini dayayıp belini kırdı, kalçasını arkaya verdi. Götü ve amcığı arkadan harika görünüyordu. Dayanamadım ve sikimi şampuanlayıp kalçalarının arasına yerleştirdim, yukarı aşağı sürttürdüm biraz. Kuzenim elini bacak arasından uzattı ve sikimi yakalayıp amcığına yerleştirdi. Bir de korunmasız olarak arkadan o şekilde hızlı git gel hareketleriyle siktim amını. Islak poposu kasıklarımla buluşunca aşırı tahrik edici bir ses çıkıyordu. Son anda sikimi çıkartıp dışarı boşaldım. Islak ıslak suyun altında sikişmek harika oluyormuş. Artık enerjim kalmamıştı. Kuzenimi de yıkadım ve kuruladım, havluya sarıp kucakladım götürdüm yatağa yatırdım. Kılsız amcığı parlak ve çok hoş duruyordu, tahrik ediciydi. Görüntüye dayanamadım, havluyu kenara atıp amına yumuldum ve yalamaya başladım. Ben yaladıkça, dilim amının içine girdikçe ve klitorisini yaladıkça, kuzenim feci inliyordu. Siktiğimde bile böylesine inlememişti. Amını yalarken, bir parmağımı da götüne soktum. Kuzenim birkaç dakika içerisinde fışkırarak boşaldı. Artık onun da enerjisi kalmamıştı. Oracıkta sızıp kalmışız. Sabah uyandığımda, 66 pozisyonundaydık, sikimi kuzenime arkadan dayamıştım. Hemen kalkıp Boxerimi giydim. Uyuyan kuzenimin üzerini örttüm ve kendi yatağıma geçtim. Kuzenim tabi ki hatırlayacaktı dün gece yaptıklarımızı. Ama hiç yaşanmamış gibi davranmak ikimiz için de en iyisiydi. Kuzenimle de olsa, ilk defa küçük göğüslü bir kızla yatmıştım, küçük göğüsleri avuçlamak da ayrı bir keyifmiş :)

    #kuzen seks hikayesi #sikiş hikayeleri#porno hikayesi#erotik anılar
    328
    View Full
  • hikayeleriseks
    30.06.2017 - 4 years ago

    Patronumla karım sikişiyorlar

    Karısıyla birlikte, çocuklarını büyütüp evlendirmiş, büyükçe bir Villa'da yaşayan, 55 yaşlarındaki çiftin evdeki işlerini yapıyorduk. Ben tamirat ve bahçe işleriyle uğraşırken, karım da evin temizliği, alışverişi, faturaları ve randevuları gibi işleriyle meşgul oluyordu. Son 3-4 seneye kadar sahibi oldukları firmayı işletmiş, daha sonra başkasına devredip emekliliklerini yaşayan bu çift, bize karşı da para yönünden çok bankör ve samimiydiler. Bizlere işçileri gibi değil de, evin birer sakinleri gibi davranıyorlardı. Çocukları yanlarına bayramdan bayrama uğradıkları için, onlara olan hasretlerini sanırım bizde gideriyor gibiydiler. Ben ve karım işsiz olduğumuz için, ek kazanç olarak onların yanında gayet iyi durumdaydık. Günde birkaç saat uğrar, işim varsa işimi yapar, yoksa bir istekleri olup olmadığını öğrenip giderdim. Bazen de birlikte evde yada bahçede oturur sohbet ederdik. Karım haftada bir genel temizliğe gelir, veya randevuları oldukları zaman uğrardı, bir de akşamları bahçede otururken. Binali beyin karısı Döndü hanım, aksatmadan Dinsel ibadetini yapan, iyilik sever, sürekli olarak, "Hastayım." diyen, ununu eleyip eleğini asmış biriydi. Gezmeyle eğlenmeyle, işle güçle işi olmaz, evde Dinsel kitaplarla vakit geçirir, bazen komşularını ziyarete ve doktora gitme dışında evden dışarı çıkmazdı. Binali bey ise, derneklere, kahvelere ve dost sohbetlerine meraklı eski bir işadamı olması dolayısıyla, girişken biriydi. Yaşlı olmasına rağmen, yaşına inat, bakımlı, kendine önem veren, sağlığına dikkat eden, giyimi kuşamı düzgündü. Şakacı, samimi, açık sözlüydü. Başbaşa kaldığımız zamanlar, sürekli olarak kadınlardan ve gençlik zamanlarında beraber olduğu kadınlardan bahseder, hatta onlarla nasıl ilişkiye girdiğini, neler yaptığını anlatır dururdu. Bir kadın görse hemen sulanır, onu röntgen çeker gibi incelerdi. Karısından da sürekli olarak, yıllardır sex yapmadığı için dert yanardı. Binali beyle arada bir çapkınlık yapmaya giderdik. Ama para karşılığı olduğu için, bir de karşısındaki kadınların aceleci davranmalarından dolayı, "Zevk vermiyor üstadım! Şöyle etine buduna dolgun, ateşli, canım istedikçe sikebileceğim birini bulsam, para hiçte önemli değil!" derdi. Bazen, (aslında herzaman) dikkatimi çeken şey, benim karıma da sürekli olarak bakmasıydı. Karıma bakışlarından, aklından neler geçtiğini okur gibiydim adeta. Yaşına güvenerekten, bazen sanki evladına der gibi, karıma, "Kızım ne kadar genç ve güzelsin, keşke ben de senin yaşlarında olsaydım, bundan önce ben evlenirdim seninle!" diye takılırdı. Asıl amacı karımın ilgisini kendi üzerine çekmekti. Bazen ben dışarda çalışırken, Döndü hanım da dışarıda olduğu zamanlar, karım temizlik yapıyorsa sürekli olarak içeride olur, onu izler, laf atardı. Ben çaktırmadan onları izlerdim. Karım eğilip doğrulurken, dik dik bakar, "Yardım edeyim!" der, bazen de konuşurlardı. Ama ne konuştuklarını duyamazdım. Yine birgün orada çalıştıktan sonra, güneş batmak üzere iken bahçede beraber oturmuş, hem biralarımızı yudumluyor, hemde konuşuyorduk. Tabii ki, konu her zamanki gibi kadınlar ve onun seks sorunlarıydı. Zaman ilerledikçe zevki de artıyordu. Bana, "Sen benim gibi değilsin, şanslısın, balık gibi karın var yanında, evire çevire sikersin!" diyordu şakaya getirip te. Aslında ben bahçede çalışırken, yukarıda benim karıyı sikse, ben görsem bile baştan şaşırırdım, ama sanırım birşey diyemezdim. Hem kazancımız iyiydi, hemde sanırım bu benim de hoşuma giderdi. Karımı başka bir erkek domaltıp, bağırta bağırta sikerken ve benim karı da bundan zevk alırken görmek benim de hoşuma giderdi. Ama yine de açık açık (Git benim karıyı sik!) diyemezdim. Hem karımın ondan hoşlanmadığını biliyordum. Binali beyin hem yaşı, hemde kilosu ve sulu tavırları hoşuna gitmiyordu karımın. Binali beyin bana sık sık söylediği, "Karını evire çevir sikersin!" lafına, ben ne diyecektim ki? Ortam bozulmasın diye, "Ee herhalde yani, yoksa karım siki başka yerde ararsa ne olacak?" diye cevap veriyordum. Bu tür konuşmalarımız daha da sıklaşmıştı. Nedense her defasında hiç vakit geçirmeden konuyu karıma getiriyordu. Bir keresinde yine, "Çok şanslı bir erkeksin! Senden başka onu siken oldu mu hiç? Biliyormusun?" diye sordu. Ben de, "Hiç görmedim ve bana hiç böyle bir şey söylemedi. Ama şüpheleniyorum. Birkaç defa kendim teklif ettim, birini alalım, o seni sikerken ben de seyredeyim, sonra onunla beraber seni sikeriz diye. Bazen evet dedi, bazen de hayır dedi. Aslında kabul etse, böyle bir şey benim de hoşuma gider!" diye ağzımdan kaçırıverdim. Binali bey de bunu hiç kaçırmadı, "Demek bunu denemek istedin ha?" dedi. Ben de anlattım, "Karımla bir defa Swinger Club gibi bir yere gitmiştik. Bizden başka 2 çift daha vardı, herkes aynı yerde çırılçıplak sevişip sikişiyordu. O kadar zevkliydi ki. Yanımızdaki şişman kadının kocasının gözleri sürekli olarak karımın kalçalarındaydı!" dedim. En sonunda da Binali bey diyeceğini dedi, "Valla bak açık konuşayım, senin karı acaip derecede hoşuma gidiyor, gel beni sik dese, hiç arkadaşımın yada yanımda çalışan işçimin karısı, yok kızım yaşında falan demem, çatır çatır sikerim! Madem sen de zevk alıyorsun karının başkaları tarafından sikilmesinden, ne yap yap karınla benim aramı yap! Sonunda ne isterseniz isteyin benden. Bende bitmeyecek para var, ben yesem yesem ne kadarını yiyeceğim? Arada bir canım çektikçe buluşuruz sizin evde, sen ister oturur seyredersin, ister çıkarsın dışarı, ben karını bir güzel sikerim, paranızı da bırakırım, sonra evime giderim. Karı yine senin karın olsun! Hiçbirşey olmamış gibi gizlice böyle geçinip gideriz!" dedi. Eve geldiğimde yine karımla oturmuş konuşuyorduk. Karım zaten hergün, Binali beyin nasıl baktığını, nasıl etrafında pervane olduğunu hep anlatırdı. Ama iyi para kazandığımızdan dolayı ve bunun ikimizin de hoşuna gitmesinden dolayı sesimizi çıkarmazdık. Bugün Binali beyin bana dediklerini birbir karıma anlattım. Karım da başta, "Ondan hoşlanmıyorum! Senin de bana bulduğun erkeğe bak!" falan dedi. Ama sonunda yola getirdim. "Ne olacak kızım, doya doya amını götünü yalatırsın! Zaten o yaşta adam nasıl sikecek seni? Sokamaz bile!" diyerek karımı ikna ettim. Karıma, "Ama aceleci olma, önceleri açık saçık konuş, rahat ol, sana laf atmasına izin ver falan. Sonra ellemesine izin verirsin. Her şeyi zamana bırak, iyice kudursun! Zaten ondan en fazla parayı, seni yatağa atıncaya kadar götürürüz. Sonra sen onun sikini falan elle, sonra onun seni yalamasına, öpmesine izin ver. Derken en son sikini falan yalarsın. Olay had safhaya dayanınca, artık kendini ona bırak! Bırak istediği gibi siksin seni! Zevk almasan da zevk alıyormuş gibi davran, çıldırt onu! Sikini yala, ağzına akıttır döllerini yut. Bırak seni götten falan siksin! Laflarınla çıldırt, deli et onu, sana öyle bir tutulsun ki, senden asla bıkmasın! Her seferinde başka bir fantazi dene..." dedim. Aradan 3 gün geçmiş, yine Binali beyin evinde akşama kadar çalışmıştım. Akşam da Binali beyle başbaşa bahçede oturmuş, hem bira içiyor hem konuşuyorduk. Döndü hanım oğlunun yanına gitmişti. Biram bitince, "Ben artık kalkayım, evde karımın canı sıkılır!" dedim. Binali bey hemen, "Onu da çağır gelsin, o da içsin bizimle!" dedi. Ben de, "Tamam çağırayım, ama bak bu akşam karımı kandırdın kandırdın! Ben ona bahsettim, ama naz ediyor! Her şey senin elinde artık! Biraz kalbini kazan, gönlünü et, sonra kendiliğinden oturur senin kucağına merak etme!" dedim. "Tamam, ara gelsin hemen!" dedi. Karımı arayıp, "Üzerine güzel birşeyler giyip gel, altına da bikinini giy, bu gece hem içeceğiz hem yüzeceğiz! Bak bikini giymeyi unutma, sonra çıplak sokarız seni havuza!" dedim. Binali beyinde çok hoşuna gitmişti, "Ya bak şimdiden sikim kalktı!" dedi. 15 dakika sonra karım üzerinde göğüslerinin yarısını açıkta bırakan siyah atlet türü bir şey, altında ise siyah bir mini etek ile yanımıza geldi. İkimiz de sanki bir prenses geliyormuş edasıyla ayağa kalkıp karımı karşıladık, baş köşeye oturttuk. Karım da gülerek, "Bu nasıl bir karşılama böyle, ne oluyor size?" dedi. Ben de ikimizin adına, "Eee, burda senden değerli, senden sexy, senden güzel kimse var mı karıcığım?" dedim. Binali bey de kendi laflarıyla beni destekledi. Sonra bana, "Karına da bir bira aç, soğuk olsun!" dedi. Ben de, "Karım sadece Viski içer!" deyince, "Evde yok, o zaman alıp gelmek sana düşer!" dedi. Mecburen almaya gitmek zorunda kaldım. Giderken de aralarındaki işi kolay pişirebilmeleri için, "Ben yokken yaramazlık yapmayın, geldiğimde sizi yatak odasında aramayayım haa!" diyerek, karımı kendi ellerimle Binali beyin ellerine teslim etmiş oldum. Geldiğimde Binali beyle karım karşılıklı değil de, yanyana oturuyorlar, gülüşüyorlardı. Sanırım işlem tamamdı. Karımın içkisini koydum, mutfaktan da buzu getirip servis yaptım ve ben de karşılarına oturdum. Sanki benim değil de, Binali beyin karısıydı. Aslında bu portre hoşuma gitmişti ve bana zevk veriyordu. Yıllardır bu tür bir manzarayı hayal ediyordum hep. İçkiydi, sohbetti derken, kafalarımız Çakırkeyf olunca, ortam da iyice ateşlenmişti. Artık Binali beyin elleri karımın bacaklarında, kalçalarında, bazende iki bacağının arasında geziyordu. Ben ortamı daha da ateşlendirmek için, "Şimdi de havuza girme zamanı! Beyler bayanlar hadi bakalım, herkes soyunsun!" dedim. Karım da bize uymuş, "Çıplak mı gireceğiz? Hani bana bikinini giy gel dediniz ya! Boşuna mı giydim yani?" dedi. Binali bey de, "İstersen çıplak gir güzeller güzeli, gözümüz gönlümüz açılsın!" dedi. Karım beni kastederek, "Ay beni çıplak görenler de keşke senin ettiğin güzel lafları edip, değerimi bilse!" dedi. Binali bey de karıma, "Sen merak etme, ben senin değerini her zaman bilirim! Senin gibi kadını bulmuş, ağzının tadını bilmiyor! Valla ben olsam yataktan çıkmam seninle!" dedi. Karım yüzü Binali beye dönük şekilde üstünü çıkardı, sonra ona arkasını dönüp, birazda eğilip, altındaki eteği çıkardı. Bikinisinin içindeki karpuz götü tam Binali beyin karşısında duruyordu. Karım, "Ee, siz soyunmuyormusunuz?" diye sorunca, ben, "Valla bende mayo yok, isterseniz külotumla girerim!" dedim. Binali bey de bana, "Ne olacak canım, biz de çıplak gireriz, sanki bendekinden sende yok mu?" dedi. Karım lafa atıldı, gülerek, "Sizde var, ama bende yok ondan!" dedi. Bu sefer Binali bey ondan aşağı kalmadı, "Güzelim sende yoksa da, sanki seninde yemediğin şey mi? İlk defa mı yarak göreceksin, ne var bunda?" dedi ve ikimiz de çırılçıplak soyunduk. Binali bey karıma, "Seni ben kendi ellerimle soyacağım, bu şerefi benden esirgeme güzelim!" dedi. Karım başta şasırdı. Ben de, "Ee hadi soysun, yoksa ikimiz birden soyar, tecavüz ederiz!" deyince, Binali bey, "Yoo bende öyle şey olmaz, yavaş yavaş, okşayarak, zevkini çıkararak yaparım!" dedi. Kendi elleriyle soydu karımı. Hep beraber havuzda çırılçıplak yüzüyor, eğleniyor, oynaşıyorduk. Yüzmekten yorulunca havuzdan çıktık. Biraz oturup dinlendik. Binali bey hiç kimsenin beklemediği bir anda ayağa kalktı, elini sanki dansa kaldırır gibi karıma uzatarak, "Hadi bebeğim biz yukarıya odamıza çıkalım, beni dünyanın en mutlu insanı olmaktan alıkoyma!" dedi. Karım şaşırmış, dili tutulmuş gibi bir ona, bir benim yüzüme bakıyordu. Binali bey anlamış, "Çekinme güzelim, ben kocanla konuştum, bundan sonra senin iki kocan olacak, senin her istediğini yerine getireceğim, para içinde yüzeceksin! Önce benim karım, sonra da kendi kocanın karısısın!" dedi. Karıma kafamla işaret verince, birlikte yukarıya çıktılar. Onlardan az sonra da ben sessizce yukarı çıktım. Odaya girdiklerinde ikisi de zaten çırılçıplak olduklarından, hemen Binali bey karıma sarılmış, dudaklarından deli gibi öpüyordu. Kapı açık olduğundan, ben de koridordan gizlice seyrediyordum onları. Karım Binali beyin önünde çöktü, sikini yalıyordu. Binali beyin siki zevkten kazık gibi olmuştu. Sonra karımın elinden tutarak yatağa götürdü. Karımı yatağın kenarına oturttu ve bacaklarını ayırıp amını yalamaya başladı. Karımın en çok hoşlandığı şeydi bu. Daha sonra ikisi birden yatağın üzerine uzanıp, öpüşüp yalaşmaya başladılar. Binali bey bazen karımın kalçalarını okşuyor, bazen göğüslerini yalayıp sıkıyor, sürekli de iltifat ediyor, "Aman Tanrım, ne güzel kalçalar! Birazdan bunların arasına girip, seni götten sikeceğimi hayal bile edemiyorum karıcığım!" diyordu. Ve nihayet karımın bacaklarını ayırdı, sikini amına dayayıp soktu. Karım altında sürekli inliyordu. Binali bey pompalamaya başlamıştı bile. "Yavrum, harikasin bebeğim!" dedikçe, karım da, "Sik beni erkeğim, ben bu şekilde sikilmeyi çok özledim, beni sike doyur, dibine kadar sok ne olursun!" diye adeta yalvarıyordu. 10 dakikaya yakın o şekilde amından sikti. Bazen de karım bacaklarını Binali beyin omuzlarına attı. Bir ara pozisyon değiştirdiler, Binali bey sırtüstü yattı. Karım yine sikini yaladı, sonra da sikinin üzerine, yüzü ona dönük şekilde oturdu. Sikinin üzerinde oturup kalkıyor, bir yandan da azgin orospular gibi, "Sik beni, sik beni erkeğim!" diye inliyordu. Karım amından sikilmekten sanırım çok memnun kalmıştı. Üstünden inip domaldı, şimdi de götten yiyecekti. Binali bey de hemen karımın göt deliğini parmaklamaya başladı. Başta acırdı, ama karım alışkındı götten yemeye. Ben de çok siktim karımın götünü. Bana söylemese de, sanırım benimle evlenmeden önce de götten siktirmiş olmalıydı. Ve nihayet Binali bey karımın arkasına sokuldu, sikini göt deliğine bastırmaya başladı. Girdiğini, karımın, "Ayyy!" diye bağırmasından anlamıştım. Binali bey bir müddet yavaşca sokup çıkardı, daha sonra hızlandı. Ara sıra da karımın kalçalarını okşuyor ve tokatlıyordu. Binali bey götten fazla dayanamadı, 4-5 dakika sonra sikini çıkardı ve karımın ağzına verip boşaldı. Karımın ağzı yüzü döl içinde kalmasına rağmen, sikini yalamaya bir süre daha devam etti. O sırada ben sessizce aşağı indim. Sonunda hayalime kavuşmuş, karımı bir başkasıyla sikişirken seyretmiştim. Az sonra ikisi birden aşağıya yanıma geldiler. Binali beyin elinde çek defteriyle kalemi vardı. Sigara uzattım, "Nasıldı?" diye sordum. Binali bey, "Harika, muhteşem bir kadın! Hayatımda böyle bir şey görmedim ben!" dedi ve yüklü meblağda bir çek yazıp verdi. Karım ise, "Tam bir erkek! Beni öyle bir doyurdu ki, insanın böyle bir kocası olması çok büyük bir şans!" dedi. Yani, alan memnun, veren memnundu. Tabii ki, ben de!

    #patron seks hikayesi #karımı siktiriyorum sex hikayesi #patronum karımı sikti #aldatma hikayeleri
    454
    View Full
  • hikayeleriseks
    29.06.2017 - 4 years ago

    Komşum Serpil teyzeyi öyle bir siktim ki

    "Anne" dediğim kadın babamın ikinci karısı. Ayrıca annemin bir de benden 2 yaş küçük kızı var, Melek. Bu yaz olanları anlatmaya geçmeden, önce biraz geçen kıştan bahsetmem gerekiyor. Anneme olan 'farklı' ilgim geçen kış başladı. Gerçi hemen hemen tüm kadınlara karşı bakışım o zamandan sonra değişmişti. Çünkü ergenliğin en deli çağına o zaman girmiştim. Bir kız arkadaşım vardı, ama henüz öpüşmekten ileriye gidememiştim. Elimi göğsüne veya bacaklarına attığımda kendisini hemen geri çekiyordu. Biz İstanbul'un lüks bir semtinde oturuyoruz. Ailemin maddi durumu oldukça iyi. Babam ticaretle uğraşıyor ve bazen iş seyahati sebebiyle haftalarca eve gelmiyor. O zaman evin erkeği olarak da, onun koruma eksiğini kapatmak bana düşüyor. Belki de bu sebeple hem annemi, hem de benden iki yaş küçük kızını sahiplenmeye başladım. Annem bir bankada müdür, o da oldukça iyi kazanıyor. Belki de bu yüzden olsa gerek, kendine güvenen ve kendisine bakan bir kadın. Bazen oldukça cüretkar kıyafetler giyebiliyor. Derin yırtmaçlı siyah ve sıkı etekler, ya da göğüslerini çatalına kadar gösteren dekolteli bluzlar. Görenler asla 40 yaşını geçtiğini bilemezler. En fazla 30 gösterir. Geçen kış oldukça sert geçmişti ve Belediye de hazırlıksız yakalanmıştı. Sokakta buzdan kayıp düşmeden bir yere gitmek te epey zor olmaya başlamıştı. Fakat bu beni hiç düşündürmüyor, aksine sevindiriyordu. Böylece ben de evde kar tatilinin keyfini çıkartıyordum. Fakat o gün annem benim kendisini durağa kadar götürmemi isteyince bütün bu keyfim kaçmıştı. Sabah uykum bölünmüştü ve ayrıca o soğukta dışarı çıkacaktım. Babam yine iş seyahati için şehirdışında olduğu için, annem yalnız gitmek zorundaydı. Ehliyeti olmasına rağmen hiç iyi bir şoför de değildi ve özellikle kötü havalarda araba kullanmaktan korkardı. Bir taksi tutmasını söyledim, ama onların da bu havada çıkmadıklarını söyledi. Mecburen durağa kadar ben götürecektim. Annem kilosuna dikkat eder. Balık etli bir kadındır. Ne kiloludur, ne de zayıf. Kendisini yabancı zannetmelerine sebep olacak kadar onlara benzer. Sarı saçlı ve yeşil gözlüdür. O sabah havalar soğuk olduğu için boğazlı bir kazak giymişti, ama yine de büyük göğüsleri hemen kendisini belli ediyordu. Oysa ben o zamanlar bunlara farklı gözle bakmıyordum tabi. Altına da siyah kalın kumaş pantolon giymişti. Ben montumu üzerime geçirirken, o da paltosunu giydi. "Anne bu ince değil mi? Üşürsün onunla!" dedim. Annem ise, "Ama diğeri de pantolonuma uymuyor!" dedi. Ben omuz silktikten sonra botlarımı ayağıma geçirdim. Annem de çizmelerini giydikten sonra yola koyulduk. Zaten ondan kısa sayılırdım, şimdi şu topuklu çizmeleriyle hakikaten yanında çocuk gibi duruyordum. Fakat giydiği topuklu çizmeler buzda kayınca, can havliyle bana tutundu ve ben de onu yakaladım. Annemi tam da sol poposundan yakalamıştım. Hatta neredeyse onun sol poposunu avuçlamıştım. O da kendisini bana yapıştırmıştı. Göğsümde onun iri ve dolgun göğüslerini hissedebiliyordum. "Dikkatli ol anne!" dedim, yavaşça elimi çektim ve ayrıldık. Fakat işte o andan sonra anneme bakışım değişmişti. Avucumda hissettiğim poposunun sıcaklığı ve göğüslerinin yumuşaklığı beni kendisine çekmeye başlamıştı. Koluma girmiş ve düşmemek için bana sımsıkı tutunan kadın babamın karısı değil de, sanki her genç ergenin hayallerini süsleyen olgun bir hatun gibi gözüküyordu gözüme. Ama umduğum gibi olmadı ve annemin topuklu çizmeleri durağa varana dek bir daha kaymadı. Durakta ayrılırken, eğer işim yoksa akşam onu bankadan almamı istedi. Buna sevinsem de ona belli etmedim. Bir işim olmazsa geleceğimi söyledim, ama kesinlikle gidecektim. Eve döndüğümde tekrardan yatağıma girdim. Sikim kazık gibiydi, önce kendimi rahatlatmam gerekiyordu. Biraz porno izleyip 31 çektim, ama 31 çekerken bile içimde halen annemin tatlı ve yumuşak poposuna dokunduğum anki his vardı. Bu sefer boşalırken herzamankinden çok zevk aldım. Birkaç saat uyuduktan sonra uyandım ve tekrar bilgisayarın başına geçtim. Biraz Chatleştim, oyun oynadım vakit geçirmek için. Ve nihayetinde annemin paydos saati yaklaşmıştı. Meleğe, annemi almaya gideceğimi söyleyip evden çıktım. Durağa vardığımda şanslıyım diye düşündüm, çünkü otobüs hemen gelmişti. Hiç beklememiştim, ama bunun da bir karşılığı olmuştu ve tıklım tıklım otobüste güçlükle nefes alarak yolculuk yaptım. İçimden sürekli küfür ettiğimi hatırlıyorum, "Hay böyle otobüse..." diye. Bankaya vardığımda, annem beni oldukça sıcak karşıladı. Boynuma atılıp, yanağıma pembe dudaklarıyla bir öpücük kondurarak, "Oğlucuğum annesini almaya mı gelmiş!" dedi. Yüzüm asıldı, "Kaç yaşına geldim, artık bana oğlucuğum deme!" dedim. Annem hiç de alınmadan koluma girdi, "Peki beyefendi!" dedi. Durakta bir süre otobüs bekledikten sonra benim geldiğim gibi dolu bir otobüs yanaştı. "Anne buna binmeyelim!" dedim. Ama annem inat etti, aksi halde geç kalacağımızı ve evde de yemek olmadığın söyledi. Mecbur binmek zorunda kaldık. İlk başta ön taraflarda güçlükle ilerledik. Daha sonraki duraklarda inenler olunca, anca cam kenarında bir yere ilişebildik. Fakat inenlerin yerine her durakta sanki daha fazla kişiler biniyordu. Otobüsün cam kenarında ayakta sıkışıp kaldık annemle. Onun da rahatsız olduğunu fark edince arkasına geçtim. Böyle yaparak onu etrafımızı çevreleyen şu sefil ve göbekli heriflerden ve özellikle de pis pis bakan heriflerden korumuş oluyordum. Otobüsün hareketlerine göre ileri geri sallanırken ister istemez annemin kalçasına yapışıyordum. Kasıklarımın yaptığı baskıya ilk başlarda engel olmaya çalıştım, ama sonra zevk almaya başlayınca kendimi durduramadım. Annemin sabah avuçladığım poposu şimdi kasıklarımı sarıyordu. Pantolonumun üzerinden sikimi hissedip hissetmediğini bilemiyordum, ama ben onun kalçalarının yumuşaklığını hissedebiliyordum. Bir ara otobüs ani fren yapınca, arkadan ona boylu boyunca yapıştım. Hatta öyle ki, elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeden annemin beline sarılmıştım. Sabahki durumdan sonra, otobüste bu yaşadıklarım benim aklımı başımdan almaya yetmişti... Annemle o yaşadıklarım birdaha tekrarlanmadan kış ayları geçti. Yaz tatilinde olduğumuz için öğlene doğru uyanmayı adet edinmiştim. Zaten sabaha karşı yattığım için, öğleden önce uyanmam da beklenemezdi. Fakat her ne hikmetse, annem o sabah ısrarla kahvaltıya kalkmam için zorladı. Havalar sıcak olduğu için sadece Boxer ile yatıyordum. Annemin ısrarlarına rağmen, yatağımda gerneşerek yeni uyanmanın tadını çıkarırken, birden üzerimdeki pikenin havalandığını hissettim. "Anne ne yapıyorsun ya!" dedim. "Hemen kahvaltıya geliyorsun genç adam!" dedi annem. Böyle uyandırılmak hiç hoşuma gitmemişti, ama bir an sonra fark ettiğim şey, annemin gözleri Boxerimde, daha doğrusu içinde çadırı dikmiş sikime takılı kalmıştı. Öyle ki, bir ara sanki hafifçe yutkundu. Ben hemen önümü elimle kapatıp, "Bakmasana anne!" dedim. Annem de gülümseyerek, "Sanki hiç görmediğim birşey!" deyip odadan çıktı. Kalktım banyoya doğru yollandım. Açılmak için yüzümü yıkmamanın yetmeyeceğini bildiğim için kafamı komple suyun altına sokmayı düşünüyordum. Fakat banyonun kapısını açtığımda gördüğüm manzara, tüm bu düşünceleri de, uykumu da alıp götürdü. Melek, üzerinde çok kısa pembe bir şort ve askılı beyaz Bodysi ile karşımda belirdi. Erken olgunlaşan göğüsleri, yaşıtı olan genç kızları kıskandıracak kadar iriydi. Annesinin kızı olduğunu gözleri ve göğüsleriyle ıspatlıyordu. "Ben de şimdi çıkıyordum abi!" deyip kenara çekildi. Elimi yüzümü yıkamam şimdi ayılmam için yetmişti. Sonra kahvaltı için mutfağa geçtim. Annemin arkası dönüktü ve tezgahın başında, kurmuş olduğu güzel bir kahvaltı sofrasının son eksiklerini tamamlamaktaydı. Üzerine hafifçe oturan siyah askılı bir bluz ve kalçası ile dizi arasındaki mesafenin yarısına gelen beyaz bir şort giymişti. Şortun altından belli belirsiz yine beyaz ve yukarı doğru biraz genişleyen bir külot seçiliyordu. İçim gıcıklanmaya başlamıştı. Anneme, "Şortunda iplik var!" diyerek, kalça kısmında (aslında olmayan) ipliği alma bahanesi ile, kalçasını hafif okşadım. "Aldın mı ipliği?" dedi. Ben de, "Aldım!" deyip, yanağına masumane bir öpücük kondurdum ve (olmayan) ipliği çöpe attım. Kahvaltıdan sonra Melek, arkadaşlarıyla gezmek için dışarı çıktı. Benim o gün işim yoktu. Çünkü her ne kadar ısrar etsem de, o gün kız arkadaşım buluşmaya ikna olmamıştı. Muhtemelen adet günündeydi ve herzamanki gibi huysuzluğu tutmuştu. O yüzden epey sinirlenmiştim. Annem de bu halimi fark etmiş, ne olduğunu sormuş, ama ben, "Bir şey yok!" diyerek geçiştirmiştim. Öğleden sonra üst komşumuz Serpil Teyze geldi. Sahte sarışın olduğu hemencecik fark edilse bile, o muhteşem ve muhallebi gibi poposuyla, füze gibi göğüsleriyle bunu saklamasını beceriyordu. Ona önceden beri ilgim vardı ve eğer eve gelen diğer komşulardan duyduğum dedikodular doğruysa, kocası ile problemleri varmış. Söylentiye göre kocasının bir dostu varmış, o yüzden Serpil teyzeyi ihmal ediyormuş. Serpil Teyze, altında poposunu ve bacaklarını sımsıkı sardığı için her hattı belli olan gri bir pijama ve üzerinde sarı bir tişörtle gelmişti. Kapının ağzında annemle birşeyler konuşuyordu. Fakat annem içeri gelmesi ve birer kahve içip dertleşmeleri konusunda ısrar edince, kıramadı, girdi içeri. Onlar konuşurken Serpil Teyze’yi süzemeyeceğim için odama geçtim ben de. Fakat gri pijamasının ortaya çıkarttığı poposunun ve içine giydiği tanganın belli olan hatlarının görüntüsünü hemen hafızama kazıdım, 31 malzemesi olarak. Yarım saat falan sonra yavaştan kapım tıklandı; Serpil teyze, "Gelebilir miyim?" dedi. Ben yatağımda uzanmış Laptopumda oyun oynuyordum, girebileceğini söyledikten sonra toparlandım. Serpil Teyze yavaşça odama girdi, "Annen beş dakikalığına apartman yöneticisine bir şey demeye gitti, ben de sıkıldım!" dedi. Sonra oynadığım oyuna baktı, biirşeyler sordu. Ben biraz utangaçlığımdan muhabbet edemeyince, o da beni rahatsız etmiş olacağını düşünerek odadan çıkmak için arkasını döndü. İşte o anda nasıl yaptığımı bilmiyorum, ama elimi poposuna atarak okşadım. Çok yumuşaktı ve tam da tahmin ettiğim gibi muhallebi misali elimde titreşmişti. Serpil teyze bir hışımla arkasını döndü ve "Ne yapıyorsun sen!" dedi. Onun bu tepkisiyle donup kalmıştım. Ne diyeceğimi bilemiyor gibiydim, ama her nasılsa şu sözler döküldü ağzımdan, "Çok güzelsin Serpil Teyze, özür dilerim!" dedim. Benim bu cümlem üzerine biraz yatışır gibi oldu. "Gerçekten güzel miyim?" diye sorunca, aklıma hemen kocasıyla olan sorunları geldi. "Hem de çok güzelsin Serpil Teyze!" deyip gözleri ve saçları ile ilgili birkaç iltifat sıraladım. Hiç ummadığım bir şekilde yanıma gelip oturdu ve "O zaman sana kızmıyorum canım!" diyerek dudağıma bir öpücük kondurdu. Parfümü beni benden almıştı. Sikim de şortumda anında çadırı kurdu. Tabii bu da Serpil teyzenin gözünden kaçmadı, "Hemen çıkar bakalım şunu, az vaktimiz var!" diyerek şortumu indirdi ve bacak arama geçip sikimi eliyle yokladı. Ben halen daha yatağımda oturuyordum ve Serpil Teyze de benim iki bacağımın arasında sağ eliyle sikimi kavramış, yukarı aşağı sıvazlıyordu. Göğüslerinin çatalını görebiliyordum. Serpil teyze, "Bu çok büyükmüş!" dedi ve sikimin tepesine bir öpücük kondurdu. Diğer eliyle de taşaklarımı okşamaya başladı. Sikimin tepesinden başlayarak her yerine tane tane öpücükler kondurdu ve sonra hepsini ağzına aldı. Çok harika yalıyordu, işinin ehli olduğu belliydi. Sanki bir zevk pınarında yüzüyordum ve elimle kafasına bastırmaya başladım. Sikim boğazına kadar girmişti. En sonunda boşalmaya yakın, "Geliyorum Serpil Teyze!" dedim. Hemen ağzından çıkardı sikimi. Gelip yanıma oturdu ve öpüşürken, bir eliyle de sikimi okşamayı sürdürdü. Hırsla dudaklarını, yanaklarını ve gözlerini öperken, yatağımın üzerine doğru patladım. Hayatımda hiç bu kadar zevk almamıştım daha önce. Boşalmam bitince, Serpil teyze, "Bu bana iltifatın için bir teşekkürdü!" dedi. Ben de, "Sen iste yeter ki, ben sana her zaman iltifat ederim Serpil Teyze!" deyince güldü. Dudağıma bir öpücük kondurduktan sonra ayağa kalktı, "Annen nerdeyse gelir, sen çarşafını temizle hadi!" dedi ve odamdan çıktı. Hemen çarşafı değiştirdim ve kirli olanı çamaşır makinesine attım. Annem henüz gelmemişti ve Serpil Teyze mutfakta kendisine bir kahve dolduruyordu. Hemen arkasına geçip yapıştım ve ellerimi öne atarak o harika göğüslerini sıktım. Serpil teyze, "Seni yaramaz, annen gelecek şimdi!" dedi. Fakat ben dinlemedim ve göğüslerini okşayarak arkasına sürtünmeye başladım. Serpil teyze kendini bana bırakmıştı. Az önce boşlmama rağmen sikim yeniden kazık gibi oldu. Şortumu indirim ve füze gibi dikilmiş sikimi arkasına dayadım. Benimkini hissedince derin bir iç çekerek önce gri pijamasını ve siyah tangasını aşağı sıyırdı. Sonra da poposunun yanaklarını iki eliyle ayırdı. Bana sadece sikimi amına sokmak kaldı. Sikim Serpil teyzenin sıcacık ve sulanmış amına kayarken, hayatımda ilk kez bir ama girmenin tarifsiz heyecanını ve zevkini yaşıyordum. Tanrım, bundan daha güzel bir zevk olamazdı hayatta. Hiç vakit kaybetmeden amına pompalamaya başladım. Serpil teyze inliyor, "Ohhh, nerdeyse tadını unutmuşum, ne zamandır yaşamıyordum bu duyguyu!" diye mırıldanıyordu. Çok geçmeden de bacakları titremeye başladı, kasıldı, ve amının sıvılarını bırakarak orgazm oldu. Ben halen amına pompalamaya devam ederken, Serpil teyze yere yığılmamak için tezgahtan sımsıkı tutunuyordu. Serpil teyze orgazm olup boşalmıştı, fakat ben daha gelmemiştim. Sikimi amından çıkardım ve göt deliğine sokmaya çalıştım. Tam o sırada dışkapının kilidine sokulan anahtar tıkırtısını duyduk. Gelen annemdi ve tam da vaktini bulmuştu. Hemen toparlandık, Serpil teyze tangasını ve pijamasını çekti, ben de şortumu çekip, anneme görünmeden odama kaçtım. O anda Serpil teyzenin götünü sikemediğim için sinirlenmiştim, fakat daha sonra, bu yaşananların sadece bir başlangıç olduğunu anlayacaktım.

    #komşumuz serpil teyze #komşu sikiş hikayesi #komşu porno hikayesi #mobil seks hikayeleri
    187
    View Full
  • hikayeleriseks
    29.06.2017 - 4 years ago

    İnternette tanıştığım adamın seks kölesi oldum

    Selam, ben Leyla. 27 yaşında, ince yapılı bir esmer güzeliyim. Kendimi bildim bileli, bir erkeğin hakimiyeti altına girmek, bir erkeğin malı olmak düşüncesi beni tahrik etmistir. Daha 16-17 yaşlarımdayken, ilk defa, yatağa bağlanmış bir kadın ve onu istediği gibi kullanan bir erkek fotoğrafı gördüğümde, amımın nasıl sulandığını halen hatırlarım. İlk seksimi, uzun süredir beraber olduğum sevgilimle, 18 yaşımda yaptım. Ama beni hiç tatmin edemedi, çok yumuşak ve şefkatliydi. Pek çok kadın öyle seviyor biliyorum. Ama dediğim gibi ben, beni sert bir şekilde sikecek, canımı acıtacak adamlardan hoşlanıyordum. İlişkimiz bittiğinde çok mutsuz ve yalnızdım. İnternetten 'Master' Nickli birisiyle konuşmaya basladım. Kendisine bir kadın köle arıyordu. Bir süre beni bilgisayar başında azdırdıktan sonra, onunla buluşmayı kabul ettim. Adresini verdi, gittim. Yakışıklı sayılacak, orta boylu, esmer bir adamdı. Evi lüks, ama karanlık ve boğucuydu. Beni genişçe bir odaya götürdü. Her tarafta Sado-Mazo pornolar, kelepçeler, göt tıkaçları, iğneler, mumlar ve daha envai çeşit işkence aletleri vardı. Bana viski ikram etti, rahatlamak için hızlı hızlı 2 duble içtim. Daha önce Sadist bir erkekle ilişkim olmadığını söyledim. O da, rahatsız olduğum anda kendi seçtiğim güvenlik kelimesini söylememi ve anında duracağını söyledi. Sonra soyunmamı emretti. Ben yavaş yavaş soyunurken, birden, "Daha hızlı soyun orospu!" diye bağırdı. Neye uğradığımı şaşırmıştım, ama kendimi onun ellerine bırakmak istiyordum. Hızlıca soyundum ve beklemeye başladım. Sonra yanıma geldi ve beni odanın kenarındaki masaya götürüp yatırdı. Masa sertti ve canım şimdiden acımaya başlamıştı, ama bir yandan da heyecandan duramıyordum. Ellerimi ve ayaklarımı masaya bağladı, sırt üstü yatıyordum. Bacaklarımı araladı ve amıma dokunmaya başladı. "Amın çok güzel orospu, o artık benim, biliyorsun değil mi?" dedi. "Evet!" dedim. "Aslında bütün vücudun benim! Sen değersiz bir orospudan başka bir şey degilsin ve artık benim malımsın! Ben izin vermeden boşalamazsın, ben izin vermeden kimseye kendini siktiremezsin! Amın da götün de benim, anlıyor musun?" dedi. "Nasıl yani?" dedim. Dememle beraber şiddetli bir tokat attı bana, "Evet efendim diyeceksin ve ben izin vermediğim sürece başka hiç bir şey söyleyemezsin!" dedi. "Evet efendim!" dedim. "Aferin, sen benim yeni oyuncağımsın ve itaatkar olmazsan itaatkar olmayı öğrenene kadar canın çok yanacak!" dedi. "Evet efendim!" dedim tekrar. Sonra gözlerimi bağladı, elimdeki ve ayaklarımdaki düğümleri sıkılaştırdı, artık ne yaptığını göremiyordum. Bir anda amımdaki acıyla bağırdım, minik plastik bir şeyle amıma vuruyordu. O kadar acıyordu ki, bacaklarımı kapatmaya çalıştım istemeden. Bu da efendimi çok kızdırdı ve bu sefer, daha büyük plastik bir şeyle memelerime vurmaya başladı. "Burayı da mı kapatacaksın orospu? Sen benimsin artık, amını sonuna kadar açacaksın benim için!" diye bağırarak vurmaya devam etti. "Evet efendim!" dedim. Tekrar amıma döndü ve ilk kullandığı plastikle amımın dudaklarına, Klitorisime hunharca vuruyordu. Amım cayır cayır yanmaya başlamıştı. "İşte böyle orospu! Amın efendin için kıpkırmızı oldu!" dedi. Sonra plastiği bıraktı ve eliyle tokatlamaya başladı, amım çok hassaslaştığı için artık her dokunuşu acıtıyordu. Arada sertçe elini içime sokarak, eliyle hızlı hızlı amımı sikiyordu, ıpıslak olmuştum. "Bu kadar azgın köleyi de ilk defa görüyorum, ama boşuna heveslenme kaltak, ben izin vermeden boşalamazsın!" dedi. Ve gitti. Bana 1 saat gibi gelen bir süre sonra geri döndü, tahminimce 5 dakika falan gitmişti. Islak ve kıpkırmızı amımla öylece yatıyordum. Geri döndüğünde meme uçlarımla oynamaya başladı, tırnaklıyor, memelerime tokat atıyor, meme uçlarımı sıkıyordu. Meme uçlarıma metal mandallar taktı. O kadar acımıştı ki, yine çığlık attım. "Bağırma orospu, onlar artık senin memelerinin bir parçası!" dedi. Sonra titreşimli bir şeyi çalıştırdı, Vibratör olduğunu tahmin ettim. Ve Klistorisime dayadı. Amım daha da sulanmıştı, neredeyse boşalacaktım, ama efendimin amıma vurduğu sert tokatla kendime geldim. "Boşalmak için yalvaracaksın bana orospu!" dedi. "Efendim lütfen boşalabilir miyim?" diye yalvarmaya başladım. İzin verdi ve sularımı fışkırtarak boşaldım. Ama bu daha başlangıçtı, ben acıdan bayılıncaya kadar o Vibratöru Klitorisimin üstünde tuttu. Bu arada kaç kez boşaldım hatırlamıyorum, ama amım cayır cayır yanıyor, yattığım yerde başım dönüyordu. Vibratörü kaldırdı ve amıma tokat atmaya devam etti. Bu arada sikini görmemiştim bile, siki amımın dudaklarını yokladığında büyük olduğunu hissettim. "Şimdi benim olan bu amı sikeceğim!" dedi. Amım çok hassaslaşmıştı, dışı çok acıyordu ama içi halen suluydu. Beni amımdan uzun bir süre sikti. Bu arada yine boşalmam için yalvarttı. Sonra mandalları meme uçlarımdan çıkardı, çıkarırken o kadar acıdı ki, yine bayılacak gibi oldum. Halen gözlerim bağlıydı ve beni çözdü. Bu sefer koltuk gibi bir şeyin üzerine domaltıp bağladı. O pozisyonda da uzun bir süre götümü sikti. Çok az yağ sürmüştü sikine ve götümü en fazla acıtacak şekilde, sikini birden sokarak, hızlı hızlı sikti. Koltuğa bağlı halde yığılmışım. Ama bu daha başlangıçtı, kapı zilinin çalmasıyla irkildim. Ben halen koltuğa bağlı domalmış halde dururken, odaya birkaç erkek girdi. Kaç kişi olduklarını anlayamadım, çünkü hepsi konuşmadı. Efendim beni çözdü, zorlukla ayakta durabiliyordum. Gelenlere, "İşte yeni kölem bu! Amı gçtü gayet dar, isterseniz bakın!" dedi. "Hmmm, güzelmiş!" dedi birisi, "Ama hor kullanacağız anlaştığımız gibi, tamam mı?" dedi. Efendim de, "Tabii ki!" dedi. Sonra kaç kişi bilemiyorum, amımı ve götümü parmaklamaya başladılar. Aşağılanmanın heyecanıyla amım tekrar sulanmıştı, gelenlerden birisi, "Ooo hemen azdı bu!" dedi. Efendim saçlarımdan sertçe çekerek beni koltuğa fırlattı ve kulağıma, "Artık benim malım olduğuna göre seni istediğime siktirebilirim, şimdi arkadaşlarıma ödünç veriyorum seni, onlar ne isterlerse yapacaksın, yoksa benden kat kat acımasız olurlar, ben döndüğümde temizlenmiş ol!" dedi ve beni bıraktı. Neye uğradığımı şaşırmıştım, ama tanımadığım ve kaç kişi olduğunu bilmediğim bir grup erkek tarafından sikilecek olmam çok heyecanlandırmıştı beni. Fakat yeni gelenler biraz vahşiydi, ilk işleri ağzımı güzelce bağlamak oldu, çığlık atsam da neredeyse hiç duyulmayacak hale gelmişti. Fazla konuşmuyorlardı. Yine sırtüstü yatırıp bağladılar beni ve birisi amıma bir Vibratör dayadı. Bu arada birisi memelerimi var gücüyle tokatlıyor, bir başkası da bacaklarıma ve göbeğime erimiş mum damlatıyordu. Hiç bu kadar acıyı ve zevki bir arada yaşamamıştım. Dayanamayacak duruma geldiğimi anladılar ve beni çözdüler. Sırayla sikmeye başladılar. Ama hiçbiri boşalmıyordu, veya gidip boşalıp geliyorlardı, bilemiyorum. Amımdan ve götümden aynı anda o kadar çok sikildim ki, amım da götüm de kabak gibi açılmıştı, artık iki yarağı götüme aynı anda alır hale gelmiştim. Bu arada sürekli, yüzüme, memelerime, kalçalarıma tokatlar atıyorlardı, vücudumun her yeri acıyordu. En son beni bağladılar ve amıma yine bir Vibrator dayadılar. Fakat bu sefer Vibratörü bantladılar, böylece hiçbirinin tutmasına gerek kalmamıştı. Konusmadiklari için kaç kişi olduklarını halen bilmiyordum, ama 4 veya 5 olabilirdi. En sonunda ben bağlı sırtüstü yatarken, hepsi aynı anda üzerime boşaldı. Ve amıma yapışık çalışan bir Vibratörle, her yerim döl kaplı, öylece kaldım. Kapıyı çekip gittiler. Efendim ne zaman gelecek diye merak etmeye başlamıştım. Bu arada Vibratör halen çalışıyordu, Klitorisimi deli gibi acıtıyordu. Böyle ne kadar yattığımı hatırlamıyorum ki, efendim geldi. Vibratörün bantını çözdü. "Ben sana temizlen demedim mi orospu?" diyerek, amıma o plastikle bir posta daha vurdu. Artık acıdan ağlamaya başlamıştım. Sonra beni çözdü ve banyoya götürdü, gözlerim halen bağlıydı, beni yıkadı ve giydirdi. Gözlerimi de en son açtı ve "Bunların hepsini videoya kaydettim, kendi siteme koyacağım. Seni orada izleyip seni ödünç almak isteyen bütün efendilere kapım açık. Onlardan para da alacağım tabii, ama sen benim malım olduğun için sana 1 kuruş yok. Yarın akşam yine bekliyorum seni, eğer gelmezsen bütün Face arkadaşların bu videoyu mesaj kutularında bulacak ve senin nasıl azgın ve zavallı bir orospu olduğunu öğrenecekler. Simdi siktir git!" dedi. Ağlaya ağlaya oradan çıktım, ama aslında çok büyük bir deneyim yaşamıştım. Efendim banyoda beni yıkarken yaşadığı mutluluğu anlatamam. Ertesi gün de gittim tabii, beni bir sürü kişiye sattı. Bir seferinde beni şehirdışında ıssız bir otoyola götürdü. Arabanın farlarını açarak, yol kenarında ellerim ve gözlerim bağlı, çırılçıplak bekletti. Duran arabalarda erkek varsa, onlara, "İsterseniz bedava sikebilirsiniz, benim orospum!" dedi. O gece çoğu kamyoncu olmak üzere onlarca tanımadığı adamla sikiştim. Bir başka gün beni bir seks partisine götürdü, başka efendiler yanlarında çırılçıplak köleleriyle gelmişlerdi. Bir süre sonra bunun bir köle değişim partisi olduğunu anladım. Efendim beni başka bir efendiye verdi ve 2 saat sonra almak üzere sözleşti. Efendimin beni verdiği adam 2 saat boyunca amıma her türlü şeyi soktu. Şişe ve benzeri şeyler. Amımın içini kanatana kadar... Ama genel olarak oldukça iyi bir seks kölesi oldum. Efendim hakkında halen pek bir şey bilmiyorum, ama o benim hakkımda herşeyi biliyor. Haftada 5 gün akşamları gidiyorum ve istediği herşeyi yapıyorum. Sanırım beni satarak oldukça para kazandı. Ama bu hayattan çok mutluyum, çünkü o benim sahibim. En çok mutlu olduğum anlar ise, onun beni yıkadığı, okşadığı, sarıldığı anlar.

    #seks ölesi oldum #fetiş seks hikayeleri #ensest sex hikayeleri #mobil sikiş hikayeleri
    177
    View Full
  • Friendly Alien Tote$30.00Beware. This little guy may reveal to onlookers that you’ve been on this hellsite (affectionate) since day one while holding all the objects you carry.100% heavy cotton canvas. Ready to ship in mid-March. #t15#tumblr shop#tumblr merch
    blrmerch
    08.03.2022 - 2 monts ago

    Friendly Alien Tote

    $30.00

    Beware. This little guy may reveal to onlookers that you’ve been on this hellsite (affectionate) since day one while holding all the objects you carry.

    100% heavy cotton canvas. Ready to ship in mid-March.

    #t15#tumblr shop#tumblr merch
    6196
    Download
    View Full
Show More

Tumbip.com - Tumblr blogs and tags viewer