hep bir şeyler eksikmiş gibi. aslında zaten hep bir şeyler eksik dimi? ne olduğunu bulamıyorum. artık aramıyorum, artık ağlayamıyorum da. birini sevebilmeyi özledim, kalbimin hızlı hızlı çarptığı günleri. şefkat göstermeyi, birinin gözlerine uzun uzun bakabilmeyi özledim. keskin çizgilerimin olmadığı günlerimi özledim. kalbimin katran kaplamadığı günleri. insanlara içimi dökebilmeyi, insanlara güvenebilmeyi özledim.
artık her şey hep aynı ve bu hep böyle gidecekmiş hissi.
vazgeçemeyeceğim kimsenin olmayışı her geçen gün suratıma okkalı bir tokat gibi çarpıyor. böyle olsun istemedim hiç ama böyle oldu. aldığım nefesin bir anlamı olsun isterdim. bazı şeyler hiçbir zaman istediğim gibi olmadı.
herkesten uzaklaştım. kendime sırt çevirdim. her şey güzel olsun diye beklemek omuzlarıma yük oldu, boğazıma dolandı. soluğumu kesti.
artık her şey geçip gidiyor, bana beklemek kalıyor.
benim ellerim hiç titremezdi biliyor musun, gözlerim boşluğa dalmazdı. daha önce saatlerce boş televizyon izlediğim de olmamıştı. gülümserdim ben. mutluluktan başım dönerdi. düşünmekten uyuyamamayı, ağlamaktan başıma ağrılar girmesini henüz tatmamıştım. ama şimdi. söylesene, ne olacak benim bu hâlim?
Eskiden birilerine zaman ayırıp, “bak sen böyle düşünüyorsun ama gerçeği böyle” diyordum. Göremediğini göstermeye çalışıyordum. O kadar boş bi’ çabaymış ki. İnsan gerçeği sadece işine göre algılama kapasitesine sahip. İnsanlara kendi yalanlarıyla mutluluklar.
En küçük hatamda, sevdiğim kişiyi üzdüğümü anladığım an ondan soğuyordum. Sevginin çok güzel bir duygu olduğunu, kolay kolay sevemediğimi bildiğimden kendimi böyle cezalandırıyordum ve bunu yaptığımın farkında dâhi değildim. Sevmeyi ve sevilmeyi hak etmeyen bir canavardım.
Suratsız ya da ciddi birinin en çok güldüğü kişi olmak, sınırları olan birinin sırlarını anlattığı kişi olmak, sinirli birinin hiç kızamadığı kişi olmak.. Bazı sevgiler zaaftır.
Ben o kapıyı çarpamadım. Nasıl geldiysem öyle sessizce adımladım senden uzaklara. Sen şimdi çocukluk kadar uzaktasın, çocukluk kadar özlediğimsin. Elimi tutunca geçecek demek istediğini, saçlarımı okşayınca şiirler okuduğunu, sevişirken seni seviyorum demek istediğini hatırlıyorum. Sen konuşmasan bile, bana doğru koşan kalbin bunları duymama sebep oluyordu. Geç karşıma, gözlerime bak. Bu sefer konuşamıyoruz. Adımlarının yabancılaştığını, ellerinin saçlarımı okşamamasından anlamıştım. Şiirler yazdığım adamın üstüne bir dağ gibi yıkılmışım ben. Şimdi kime, neyi yazayım sevgilim.
in average
are photos
are videos
are texts
are gifs
are audio